Kahve bağımlıları, birleşin ve rahatça için!
İtiraf ediyorum! Ben bir bağımlıyım! Onsuz yapamıyorum, bir gün bile geçiremiyorum, kendime gelemiyorum, çalışamıyorum, keyifsiz oluyorum, hep yatmak istiyorum! Bazen bırakmaya çalışıyorum ama birkaç gün dayandıktan sonra kokusu burnuma geliyor, kendime hakim olamıyorum. Gidip hemen bir yerden buluyorum! Ben bir kahve bağımlısıyım! Seviyorum kardeşim. Alıştım bir kere. Sabah kalkınca kokusu bile uyandırıyor. Başka türlü güne başlayamıyorum. Felaket durumdayım. İşin kötüsü çarpıntı yaptığını, geceleri uyutmadığını, cildi kuruttuğunu, bir sürü zararı olduğunu biliyorum. Bile bile içiyorum!
UYKUYU MAHVEDİYOR Eğer benim gibi biriyseniz, kahveyle ilgili bulunan son gerçekleri öğrenmeniz gerekiyor. Çünkü kahveyle ilgili bildiğimiz yarar ve zararlar, hiç de bildiğimiz gibi olmayabilir. Bir kere kahve cildi falan kurutmuyor. Vücudu susuz da bırakmıyor. Kahve sadece kısa bir süre içinde vücuttan su atmaya yarıyor, ki bu da örneğin bir alışveriş merkezinde kahve içtiyseniz, sadece biraz daha kısa zaman içinde bir tuvalet bulmak zorundasınız demek! Kahve uykuyu mahvediyor, bu doğru! Hem de sandığımızdan daha fazla. Sadece daha zor ve daha kısa süre uyumuyorsunuz, kafein yüzünden, uykunun dinlendirici 'derin' fazlarında geçirdiğiniz süre daha az oluyor! Böylece vücut, ertesi gün tüm kapasiteyle çalışamıyor, illa ki bir şekerleme istiyorsunuz! Geliyoruz, çağımızın hastalığı 'reflü'ye! Mide asidinden yakınan herkese ilk olarak kahve, çay ve alkol yasak edilir, biliyorsunuz! Oysa son araştırmalara göre sigara ve tuzlu yiyecekler reflüyü artırıyor, ama kahve, çay ve alkolün belirli bir etkisi yok! Bu arada konuyla ilgili en etkin önlemler de fazla kiloları vermek, stresten kaçınmaya çalışmak ve yüksek yastıkta yatmak, aklınızda bulunsun. Şimdi kötü bir sürpriz, "Nasıl olsa zararsız," diye su gibi kafeinsiz kahve içenlere! Kafeinsiz kahvenin imal edildiği kahve çekirdekleri, kafeinli kahveden farklı. Ve kafeinsiz kahve, bu çekirdeklerin içindeki yağların türü yüzünden, kandaki kolesterolü, etkin biçimde artırıyor! Kafeinli kahvenin böyle bir etkisi yok. Ancak başka bir etkisi var: Kan basıncını yükseltme! Yüksek tansiyonluların günde bir iki fincanı aşmaması öneriliyor. Kafeinsiz kahvenin kan basıncına etkisi yok.
PARKINSON DÜŞMANI Eğer bir spor karşılaşmasında iyi sonuç almak istiyorsanız, kahvenin dostunuz olduğunu söyleyebilirim. Araştırmalar, kafeinin merkezi sinir sistemini uyararak kasların çalışmasını artırdığını, ayrıca psikolojik etkisiyle sporcuyu uyandırıp motivasyonunu da artırdığını gösteriyor. Ama karşılaşmadan en az bir, bir buçuk saat önce ve en az üç fincan kahve içmeniz gerekiyor! Peki, kimler asla kahve içmemeli? Bir kere çocuklar! Arap olacaklarından değil, uyku sistemleri bozulacağından ve bunun da genellikle daha çok uykuya ihtiyacı olan çocukların sağlığına, büyüklerden daha çok zarar vereceğinden! İkincisi, şeker hastaları! Çünkü özellikle yemeklerden sonra içilen kahve kandaki glikoz oranını yükseltiyor. "Ama eğer hasta, şekerli meyve suları ve gazozların yerine bir fincan şekersiz kahveyi koyuyorsa, bu sağlığı için faydalı bile olabilir," diyor uzmanlar. Yine de içilecek kahveyi bir iki fincanla sınırlıyorlar. Son araştırmalar ise bambaşka bir gerçeği ortaya çıkarıyor: Kahve, Parkinson hastalığı için bir engelleyici adeta! Düzenli kahve içmek, Parkinson olma riskini yarı yarıya azaltıyor! Bu bilgi kesin, ama nasıl bir kimyasal ve etkileşmenin bu sonucu yarattığı, uzmanlarca araştırılıyor. Sonuç, içinde bulunduğumuz 'sabah kahvesi' bağımlılığı, çok da kötü değil! Hatta bağımlılıktan çok faydalı bir alışkanlık olarak bile görülebilir. Günde bir iki fincanı geçmediği sürece.
|