'Çok hastayız' sendromu!
Amerika'da son zamanların en çok konuşulan sağlık makalesi bununla ilgili! Sağlık hizmetleri o kadar yaygın, hastalıkların başlangıcını, hatta ileride çıkma ihtimallerini bile gören alet edevatlar var. Testler o kadar gelişmiş, yeni moda hastalıklar o kadar çok ki, herkes hasta! Ama bir taraftan da kimse kendini pek hasta hissetmiyor! Amerika'nın yeni hastalığı: 'Teşhis salgını!' Sadece Amerika değil, bütün çağdaş dünya, ekonomik problemlerini nispeten çözmüş... Bütün ülkeler ve sosyal sınıflar için geçerli bu!
HERKES HASTA Düzenli olarak check-up yaptıran tanıdıklarımdan birisi, en son tiroit bezinin normalden bir lokma daha az çalıştığını öğrenmiş! Dikkat ediniz, söz konusu hanımefendi 58 yaşında, müthiş sağlıklı, incecik, bakımlı, güzel ve enerjik! Daha önce hiçbir şikayeti olmayan bu hanım, şu anda tiroit hastası olduğundan emin! Sonuçlar normalin bir gıdım altında çıkmış çünkü! Doktor da demiş ki: "Tiroit bezlerin çok az da olsa, normalin altında çalışıyor." 58 yaşında skinny jeanler giyerek dolaşabildiği halde, son beş yılda iki kilo almasını tiroit bozukluğuna yoruyor! Kapıda ambulans bekletmesine az kaldı, öyle bir keyifsizlik içerisinde! O tiroit testini tesadüfen yaptırmasa, sağlıklı ve mutlu olarak hayatına devam edecekti elbette!
BAŞLAYANA KADAR HASTA EDİYOR Bir başka arkadaşım, bana sorarsanız çok fazla kola içtiği için, mide yanması şikayetiyle doktora gitti. Mide asidinin ileride yol açacağı sorunlar ve 'hafif reflü başlangıcı ihtimali'nden bahsedilmiş kendisine! Şu anda her an reflü kaynaklı gırtlak kanseri olmayı bekliyor! Bu stresle yaşamaya devam ederse, muvaffak olacak diye korkuyorum! Bir de bu 'başlangıcı' lafı var! 'Ülser başlangıcı', 'Reflü başlangıcı', 'Boyun fıtığı başlangıcı', 'Hassas bağırsak sendromu başlangıcı', 'Depresyon başlangıcı'... Ya bir başlasın, öyle bakarız!
'KİM BOZDU BİZİ?' O zamana kadar bu 'başlangıç'ların ve stres dolu bekleyişin verdiği mutsuzluktan zaten hasta olacağız çünkü! Rahatsızlık hisseder hissetmez doktora gitmek, kendimin de alışkanlığı olan, doğru bir davranış tabii. Ancak artık kilo almaktan mide yanmasına, göz seğirmesinden yağlı saçlara, her şeyin bir adı var! Teşhisi koyuyorlar, hop hastasın işte! Bunların ismi yokken daha mutluyduk! Uykusuzluk, hüzün, düşük cinsel istek, bunlar eski yıllarda hayatın cilveleriyken, şimdi 'Uyku bozukluğu', 'Depresyon', 'Cinsel fonksiyon bozukluğu' sayılıyor! Ne zaman bu kadar 'bozulduk' biz yahu?
PİREYİ DEVE YAPMAK İki yıldır, çok fazla bilgisayara bakmaktan, film seyretmek ve kitap okumaktan, gözlerimde kuruluk yaşıyorum. Bir dert de değil yani, bir damlası var, günde birkaç kere kullanıyorsun, hayatına devam ediyorsun! Ama beni görmeyin! "Ben iki film üst üste seyredemem, bende göz kuruluğu sendromu var," diye vızıldayıp duran 87 yaşında bir nine! 'Göz kuruluğu sendromu'! Vay bee! Gözün biraz kızarıp kaşınıyor, olay da bu yani! Bir yıl boyunca kaşırsan, mikrop kapar da tedavi edilmezse, öyle bırakırsan körlüğe kadar gidebilirmiş! Bu hastalıktan daha önce kör olan var mı bilmiyorum gerçi. Ama bende
'GÖZ KURULUĞU SENDROMU' var, boru değil! Hastayım ben, hastalığımın ismi var, hem de sendromlu falan! Allahım bu genç yaşımda niye bu amansız hastalık? Niye ben? Niye ben? Biz çocukken, midemiz bulanınca ekmek yedirirlerdi, grip 'yatınca geçer'di, başın ağrıyorsa "Çocukların başı ağrımaz," denirdi, uykun kaçıyorsa "Oyuncaklarını düşün, güzel rüyalar görürsün," şeklinde konu halledilirdi! Öksürüyorsan iyi haberdi, 'soğuk algınlığını vücut söküyor'du çünkü! Okuma yazmayı öğrenemiyorsan ya 'tembel'din ya 'yavaştan, sağlam sağlam öğreniyor'dun! Hüzünlü bir çocuksan "Yazar olacak herhalde," derlerdi, yerinde duramıyorsan, etrafa saldırıyorsan bir tane çakarlardı, susup otururdun! Şimdi koşup oynadıktan sonra öksüren çocuk 'astım başlangıcı', okuma yazmayı zor söküyorsa 'disleksik', hüzünlüyse 'depresif', aşırı hareketliyse 'hiperaktif' oluyor. Bu teşhisler ağır vakalarda elbette çok önemli ve faydalı. Ama çok az belirtisi olan, şikayetlerin olmadığı veya geçici olduğu durumlarda, bir durmak lazım yahu! Çocuğu ağaca çıkan "Acaba hiperaktif mi?" diye doktora götürüyor! Ya da artık benim yaptığım gibi yapın! Ufak tefek hiçbir rahatsızlığın tıbbi ismini söylemeyin! "Kuru göz sendromu hastasıyım," demeyin, "Gözüm kızardı kardiş," diyin! En azından daha iyi hissedersiniz!
|