|
|
|
|
|
|
'Dünyaya merhamet elimizi uzatıyoruz'
1999 depremiyle imajı sarsılan Kızılay'da büyük değişim var. Teknolojiye ayak uyduran ve büyük bir yenilenme içine giren Kızılay, dünya çapındaki yardım kuruluşları arasında ilk üçe girmeyi başarmış. Bu hızlı gelişimi kurumun başkanı Tekin Küçükali'yle konuştuk.
Türkiye'nin merhamet eli Kızılay, artık dünya çapında yaraları sarıyor, başka ülke halklarının da gönlünü fethediyor. Yurtiçinde de teknolojik açıdan devrim yaratan girişimlere imza atarak kendini sürekli yeniliyor. Son zamanlarda Pakistan, Filistin ve Lübnan'a yardımlarla sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da dikkatlerini üzerine çeken Kızılay yardım stratejisinde yeni bir anlayışa geçiyor. Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, Bosna Hersek'te Serebrenitsa'daki kamplarda bulunan yardıma muhtaçların kendi ayakları üzerinde yaşamalarını sağlamak amacıyla, büyük seralar yapmayı planladıklarını söylüyor.
80 MİLYON DOLARLIK KAMPANYA Balkanlar'da adına 'İç savaş,' denen ama aslında büyük bir katliam olan olayların yaşandığını söyleyen Kızılay Başkanı Küçükali, "Biz TIR'larla yardım götürüyoruz ama kamplardaki insanlar, verdiğimiz yardımları alırken başlarını yere eğiyor, bir mahcubiyet duyuyorlar. İnsan onuru zedeleniyor. Kızılay olarak insan onurunu da korumak mecburiyetindeyiz. Bunun için yeni bir karar aldık. Bu kamplarda yaşayan insanların artık kendi hayatlarını kendilerinin kurmaları gerekli. Bu topraklar bereketli topraklar. Şimdi 30 civarında sera yapacağız, içlerinin bitkilerini dahi koyacağız. Yani hazır balık vermekten ziyade, onlara balık tutmayı öğreteceğiz. Balığı yesin ama önce tutsun," diyor. Türk Kızılayı'nın yurtdışı faaliyetlerini önemli biçimde artırdığını vurgulayan Küçükali şöyle devam ediyor: "Pakistan'a yardım için Türk milleti bize 80 milyon dolar para verdi. Biz de bu parayı bu ülkeye taşıdık. Türk Kızılayı'nın 139 yıllık tarihinde yaptığı en büyük kampanya oldu bu. Burada ben bir şey daha gördüm ve yaşayarak öğrendim ki, Pakistanlılar Türkiye'yi çok seviyor. Pakistan'da 100 bin insana yıl boyu baktık. 11 bin çadır kurduk. Orada dünyanın en büyük psiko-sosyal destek ünitesini kurduk. Yaklaşık 160 bin çocuğu rehabilite ettik. Bir kısmını Türkiye'ye getirdik, üniversitelerimizde misafir ettik. İki okul yaptırdık. Tüm Pakistan Kızılayı'nı afete karşı eğitime tabi tuttuk."
LÜBNAN'A 'SAKİNLEŞTİRİCİ' Yakın dönemde en önemli yardım faaliyetinden birinin de Lübnan'da gerçekleştiğini ifade eden Küçükali "Kızılay, Lübnan'a savaşın üçüncü günü ilk giden yardım örgütü oldu. Halk bizi sevinçle karşıladı. Çadır, su, çocuk bezi, ilaç gibi acil isteklerde bulundular. En ilginci sakinleştirici ilaç istenmesiydi. İlk kez böyle bir istekle karşılaştık. Nedenini sorduk. Meğer adamın evine bir telefon geliyor ve 'Bir saat içinde evini bombalayacağız,' deniyor. Terk etmeyenin evi bombalanıyor ve komşusu da buna tanık oluyor. Bu büyük bir yıkım olmuş ve herkesin sinirleri bozulmuş. Derhal bir TIR dolusu sakinleştirici ilaç gönderdik," diyor. Lübnan'a savaş sonrasında da yardımların sürdürüldüğünü kaydeden Küçükali, okulların savaşta yıkıldığını öğrenince harekete geçtiklerini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'yle 50 prefabrik okul yaptırılmasını organize ettiklerini söylüyor. Bunların 26'sı yapılmış ve Lübnan'a taşınmış. Küçükali, Filistin'e de Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla 10 bin ton un götürdüklerini anlatıyor: "Türk İş ile ortak bir kampanyayla Gazze ve Şeria'da 100 bin çocuğun çantasını ve bir yıllık kırtasiye malzemesini sıralarının altına koyduk. İçine 'Savaşı sevgiyle yeneceksiniz' diye bir mesaj yazdık."
Gökçen KESGİN / DIŞ HABERLER Nevzat ATAL / HABER M
|
|
|
|
|
|
|
|
|