Melekler ve şeytanlar
Yarın akşam vur patlasın çal oynasın... Sevgililerle, akrabalarla, dostlarla bir araya gelinip eski yıl uğurlanacak yeni yıl karşılanacak. Büyük ümitlerle, yeni yılın yaşamımıza bir başkalık getirmesini bekliyoruz hepimiz. Hediyeler verilecek, hediyeler alınacak. Sağlık, mutluluk, bol para dilekleri... "Her işin başı sağlık birader, sağlıklı bir yıl olur inşallah." "Yok, önce mutluluk, mutlu olursan sağlıklı olursun." "Eh, paran yoksa işin yoksa nasıl sağlıklı ve mutlu olacaksın?" "Dünyanın her yerinde savaşlar sürüyor, önce barış..." Hepimiz yeni yılın yaşamımızı değiştirmesini bekliyoruz. Herkes yeni yılla ilgili dileklerini sunuyor. Gazeteler, radyolar, televizyonlar yayınlıyor. Politikacılar, sanatçılar, medyatikler bülbüller gibi iyi niyet dileklerini şakıyor. Yılbaşı tantanası bitiyor. Ertesi gün, devran yine o devran. Bütün bu dileklerin üstünden daha 24 saat bile geçmeden ayaklar yere değiyor. Yılbaşı esintisiyle havalanan melekler yere iniyor, kanatlar fırlatılıp atılıyor, şeytan boynuzları takılıyor. 24 saatliğine herkes melek... Ertesi gün gecenin mahmurluğundan silkinip, kalınan yerden devam. Sıradanlık, tekdüzelik, hoşgörüsüzlük merhaba... Hoşgeldin kendinden farklı olanı yok etme, silip atma düzeysizliği... Selamın aleyküm, ya benim gibi yaşa ya da yaşama eblehliği... Hello ya beni sev ya da yine beni sev. Beni sevmiyorsan başkasını sevme... Yaşasın benim ol yine benim ol hep benim ol. Yeni yıla, yeni yaşam biçimi bakışımızla, kararımızla sarılırsak o zaman yaşam da bize sarılacak. Büyük bir hoşgörüyle, kendimizden farklı olanı da kucaklayabilirsek gerçekten mutlu olacağız. Dünyaya senden çok farklı bakan belki de senin ikizindir. Çağımız hoşgörü çağı... Senden farklı bir biçimde Tanrıyla buluşmaya çalışanları, Farklı etnik kökenlerden gelenleri, Farklı anadilleri konuşanları, Farklı siyasal tercihleri olanları, Farklı cinsel tercihleri olanları, Senden çok uzakta, sana aykırı olanları, Farklı biçimde düşünenleri, yorumlayanları, Ötekini, Anlayabilme, kabul etme, hoşgörüyle yaklaşma senin anlayışsızlığına, Hoşgörüyle bakmasını sağlama çağı... Çağımız aynı çatı altında farklı yaşam biçimlerinin, birbirinden çok ayrı kültürlerin, inanışların, varolma biçimlerinin bir uyum yaratmaya çalıştığı çağ.. Sana çok uzak gelende, çok uzak, çok farklı duranda gizlisin sen. O zaman seni tanımaya, anlamaya, kabul etmeye çalışıp onda gizlenen senle uyum yaratmaya çalışmak kendine karşı en büyük sorumluluğun... Umarım 2007, kendimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalıştığımız bir yıl olur. Ve de hemen ertesi gün kanatlarımızı kin, horgörü, anlayışsızlık ateşlerinde yakıp melek yüzlü şeytanlar misali ortalıkta boy göstermeyiz. Değişen ve değiştiren çağın her gün kendini yenileyebilen bireyi olmakta gizli mutlu, sağlıklı bir yaşamın sırrı. Yeni, yepyeni kararlarınız kutlu olsun efendim...
|