|
|
|
|
Güneşin doğuşu Endonezya'da izlenir
Uzakdoğu'nun en eski tapınaklarının bulunduğu Java Adası'nda, maceraperestler için keşfedilecek çok şey var. Hediyelik eşya ve antika almak isteyenler de çok şanslı.
Uzakdoğu ülkelerinin gizemi ve halkı, kuşkusuz her yabancıyı etkiliyordur. Endonezya'nın en küçük adası olan Java bu özelliklerin yanı sıra çentik tarlaları, yanardağları ve palmiyeleri ile size havaalanından itibaren çok özel bir yere geldiğinizi hissettiriyor. Java'da yer alan Borabudur Tapınağı ise adanın en görkemli eseri. Uzun ve aktarmalı bir uçak yolculuğundan sonra Java'ya geldiğimizde bizi bulutlu, ancak sıcak bir hava karşılıyor. Kaldığımız otel Amanjiwo ise tam Borobudur Tapınağı'nın karşısında. 9. yüzyılda inşa edilen tapınak, bugün Budist sanatının şaheseri olarak gösteriliyor. Tapınak ile aynı mimariye sahip otelin tüm odaları bahçeli ve çatıları çan şeklinde. Ve tabii ki manzaraları nefes kesici. Sabah kahvenizi tapınağa bakarak yudumlarken, önünüzdeki çentik tarlalarında çalışan hasır şapkalı kadınların görüntüsü sizi başka bir zaman aşımına sürüklüyor.
TAPINAKLAR ÜLKESİ Endonezya'nın en küçük adası olmasına rağmen Java ülke nüfusunun yüzde 70'ini barındırıyor. Dünyanın dördüncü büyük nüfusuna sahip olan Endonezya, aynı zamanda da büyük bir Müslüman ülkesi. Asya ile Pasifik Okyanusu arasında yer Endonezya takımadası aslında değişik boylarda 13 bin adadan oluşuyor. Daha çok Bali Adası'yla bilinen bu ülke maceraperestler için de keşfedilecek bir çok bakir alana sahip. Java'da gezilecek bir çok farklı yerler var. Java'ya iki saat mesafede olan Gedong Songo ile başlayabilirsiniz. Gedong ile Borobudur arasında Uzakdoğu'nun en eski tapınakları bulunmaktadır. Sayıları tam bilinmese de tapınakların sayısı 2 bin olarak tahmin ediliyor. Bir sürü küçük tapınakların bulunduğu Gedong, yemyeşil bir arazi üzerine kurulu. Tepelerde bulunan bu tapınakları yorulmadan gezmek için at kiralayabilirsiniz. Tepeye vardığınızda ise ne kadar yüksekte olduğunuzu hayretle görüyorsunuz. Bu alandaki tapınakların bazıları restore edilmemiş. Yamacın her tarafına serpilmiş olan bu eski ibadet anıtları genelde bir büyük ve çevresinde daha küçük beş-altı tapınaktan oluşuyor. Dünyanın en eski tapınaklarına sahip olmanın dışında bir çok deri hastalığını iyileştiren, sülfat içerikli doğal bir kaynağı da topraklarından geçiren Gedong Songo'nun boş alanlarına ise pirinç ekilmiş. Buradan Borabudur'a dönerken, köyün pazarına denk gelebilirsiniz. Hint müzikleri eşliğinde yiyecek, tekstil çeşitli hediyeler eşyalar satılıyor. Güleryüzlü bir halk olan Endonezyalılar size her konuda yardımcı olmak için ellerinden geleni esirgemiyor. Et ve balık reyonları ise fotoğraf çekmek için çok uygun. Pazarın girişinde yere tezgah kurmuş kadınlar, sebze ve meyve satıyor.
JAVA AYAKLARINIZIN ALTINDA Java'nın görkemli tapınağı Borobodur'u gezmek için en iyi zaman güneşin doğduğu saatler. Sabah 05.30 gibi tapınağa vardığımızda sessizlik ve buğulu gök yüzü bizi hemen etkisi altına alıyor. Dünyanın en iyi korunmuş eski anıtlardan biri olan tapınak, 2 milyon blok taştan inşa edilmiş ve duvarlarını 1460 tane kabartma süslüyor. Ayrıca her biri değişik taştan yapılmış, insan boyu uzunluğunda 504 Buda heykeline de sahip. Tapınağın doruk noktası ise merdivenle çıkılan en üst bölüm. Buradan tüm Java ayaklarınızın altında. Günlük hayattan Budistlerin cenneti olarak bilinen Nirvana'ya ulaşmayı simgeleyen anıt, Budistlerin evren görüşlerinin taşa yansıması olarak yorumlanıyor. Tapınağın alt bölümlerinde yer alan kabartmalar tutku ve arzulara esir olan dünyayı görüntülüyor. İyiler dünyaya daha iyi bir hayat için geri gelerek ödüllendirilirken, kötüler ise daha kötü bir ikinci hayat ile cezalandırılıyor. Jakarta'nın en hareketli şehri olan Yogyakarta'da ise üniversite ve kraton olarak adlandırılan kraliyet sarayı yer alıyor. Ana caddesi Jalan Malioboro ise dükkanlarıyla meşhur. Sonsuz sayıda tapınakların yanısıra, burada antika eşya satan mağazalar da çok ilginç. Türkiye ile karşılaştırıldığında ise çok daha ucuz oldukları söylenebilir. Ahşap heykellerden antika mobilyalara, her zevke uygun bir şey bulmak mümkün. Trekking meraklıları için de bir cennet olan Java'da volkanik arazilerde değişik tırmanışlar yapılabilir. 3000 metre yükseklikteki Merapi Tepesi tavsiye edebileceğimiz ilk yer. Java'da günlük hayatta müzik de çok önemli. Köylerde evlilik, hasat gibi her etkinlik müzikli bir gösteri ile kutlanıyor. En gösterişlisi ise danscıların transa girdiği 'Jatilan' adlı bale gösterisi. 1862'de inşa edilen ve Endonezyanın en eski müzesi olan Ulusal Müze'de Güneydoğu'nun en büyük koleksiyonları duruyor. Değişik etnik toplulukları yansıtan müzede; giysiler, müzik aletleri, ev maketleri ve Hindu dönemine ait bronz heykeller var.
YEMEKLER ÇOK ÇEŞİTLİ Java'ya gitmek için en iyi dönem, mayıs ile ekim arası. Nem oranı en yüksek aylar ise kasım ile mart arası. Tüm yıl boyunca ortalama hava sıcaklığı 28 derece civarında. Bahasa dili konuşulan adada, hemen herkes İngilizce anlıyor. Geniş bir çeşitlilik sunan Endonezya mutfağı yöreye göre değişiyor. Örneğin, Sulawesi bölgesinde domuz ya da buffalo etleri bambu yapraklarına sarılılarak ve yerel içkisi olan 'tuak' ile pişiriliyor. Endonezya'nın tatlı su karidesleri ise tadılması gereken yemekler arasında. Sokaklardaki küçük lokal restoranlar ve gece pazarlarında servis edilen yemekler arasında; kızarmış pilavlı tavuk (ayam goreng), pirinç eriştesi (bakmi), sebze ve fıstık sos ile sunulan buharda pişmiş soya filizleri (gado-gado), una batırılıp küçük parçalar halinde yağda kızartılan ve karidesler (krupuk) sayılabilir.
Mirey MESAYYAH
|
|
|
|
|
|
|
|
|