|
|
|
|
|
Faiz dışı fazla beklentisi 38,4 milyar YTL
Devlet Bakanı Ali Babacan, 2006 başında nakit bazda faiz dışı fazla öngörüleri 30,2 milyar YTL iken, bu yıl sonu itibarıyla faiz dışı fazlanın 38,4 milyar YTL olarak gerçekleşmesinin beklendiğini açıkladı.
Babacan bu arada Ekonomik Programın başarısının arkasındaki en önemli faktörün 'güven' olduğunu vurguladı ve ''Hükümetimiz 4 yıl içerisinde ekonomide gerçek anlamda bir güven ortamı oluşturmuştur. Bunun kıymetini bilmek ve sahip çıkmak zorundayız'' dedi.
Babacan, özel sektör yatırımlarıyla gelen büyümenin, kapasite artışını getirdiğini ve enflasyonla mücadelede kendilerine yardımcı olduğunu da belirtti. Babacan, düzenlediği basın toplantısında, Hazine'nin 2007 yılı Finansman Programı ile 2007 yılı öngörülerinin yanı sıra 2006 gerçekleşmelerine değindi.
Hükümetin
ilk kurulduğu günlerde ekonomik programla ilgili eleştiriler yapıldığını, kendilerine ''enflasyonla çok uğraşmayın, eğer enflasyonla mücadelede çok katı olursanız, bu büyümeyi, istihdamı etkiler'' denildiğini hatırlatırken, ancak bu kitabi bilgilerin Türkiye Ekonomisi için uymadığını söyledi. Babacan, '' Bunun böyle olmadığı ise son 4 yıldır yaşanan örneklerle ispat edilmiş oldu''dedi.
Türkiye'de enflasyonun yüksek ve belirsiz oluşunun, yıllarca reel faizlerin yüksek seyretmesinin en önemli nedeni olduğunu vurgulayan Babacan, enflasyonla mücadelede kararlı davranıldığını ve reel faizlerin gerilediğini, dolayısıyla yüksek büyümenin de paralelinde geldiğini anlattı. Babacan, şöyle devam etti:
BÜYÜMEDE NELER ETKİLİ OLDU?
''Bu durum, en az birkaç yıl daha devam eder. Yani tüm ekonomik hedeflerimiz içinde enflasyonu bir numara olarak tutacağız. Bunu, sadece Merkez Bankası'na şirin gözükmek için değil, hükümetimiz için de birinci öncelik olarak gördüğümüz için yapacağız. Türkiye artık kronik enflasyon probleminden kurtulmalı ve fiyat istikrarı ortamına kavuşmalıdır. Kısa dönemler için yüksek büyümeyi sağlamak için, ekonomik politikalar her zaman uygulanır. Ancak bu saman alevi gibi yok olup giden bir süreçtir. Oysa Türkiye'de son 4 yıldır büyüme sürdürülebilir, özel sektör yatırımlarına dayanan, verimlilik artışına dayanan bir büyümedir. Bu ise büyümenin uzun sürede devam edeceğinin garantisidir.
Özel sektör yatırımlarıyla gelen büyüme; kapasite artışını getirmekte ve enflasyonla mücadelede bize yardımcı olmaktadır. Çünkü arz fazlalaşmaktadır, kapasite büyümektedir ve uzun vadeli enflasyon mücadelelerinde yine önemli bir gelişmedir.''
GÜVEN UNSURU
Tüm başarıların arkasında en önemli faktörün 'güven' olduğuna da vurgu yapan Babacan, şu görüşleri dile getirdi:
''Hükümetimiz, 4 yıl içerisinde ekonomide gerçek anlamda bir güven ortamı oluşturmuştur. Tabii bu kolay değildir. Güven, zaman içinde yavaş yavaş oluşur, bu ortamı kaybetmek kolaydır ve hızla gerçekleşir. Bunun kıymetini bilmek ve sahip çıkmak zorundayız.Güveni oluşturan en önemli faktörlerden biri siyasi istikrardır, Mali Disiplindir, Merkez Bankası'nın bağımsız oluşudur, para politikaları ve yapısal reformlardır.''
FAİZ DIŞI FAZLA
Babacan ayrıca, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında faiz dışı fazlanın GSMH'ye oranının yüzde 6.53 olduğunu, bu oranın 2006 yılında da yüzde 6,5'in üzerinde gerçekleşmesinin beklendiğini kaydetti.
''2006 başında nakit bazda faiz dışı fazla öngörümüz 30,2 milyar YTL iken, bu yıl sonu itibariyle 38,4 milyar YTL lik faiz dışı fazla gerçekleşmesi beklenmektedir'' diyen Babacan, yine 2006 yılında, kamu kesimi borçlanma gereğinin GSMH'ye oranının eksi 3,1 olarak gerçekleşeceğini bildirdi. Babacan, şu bilgileri verdi:
''TOPLAM KAMU FİNANSMAN DENGESİ FAZLA VERECEK
''Yani, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde toplam kamu finansman dengesi fazla verecektir. Bu rakam, yıllarca artı olmuştur. Artı olması toplam kesiminin sürekli olarak açık vermesi demektir. 2006 yılındaki dalgalanmalara rağmen bu sonuçlar, borç yükünün düşmesini sağlamıştır. Kamu net borç stokunun GSMH'ye oranının 2006 yılında yüzde 50'nin altına inmesini bekliyoruz. Özellikle tüm kamu kesimini düşündüğümüzde -yerel yönetimleri de içeriyor- Mart sonunda, bu rakam görülecek ama öngörümüz yüzde 50'nin altında olacak. Bu oran 2001 yılı sonunda yüzde 90,5 , 2002 yılında yüzde 78 idi. İşte bu rakamlardan yüzde 50'nin altına iniliyor.''
BORÇLARIN ÇEVRİLMESİ
2006 yılında toplam borç servisinin 170,8 milyar YTL olarak gerçekleştiğini, bunun 145,4 milyar YTL'sinin iç borç, 25,4 milyar YTL'sinin de dış borç olduğuna işaret eden Babacan, şöyle konuştu:
'''Toplam iç borçlanma ise yılbaşında öngörülen miktarın, biraz altında kalmıştır. Toplam borçlanma 125,9 milyar YTL olmuştur, bunun 111 milyar YTL'si iç, 15 milyar YTL'si dış borçtur. Borçların çevirme oranına bakıldığında ise; iç borç çevirme oranında 2006 yılını yüzde 76,3'le kapatıyoruz. Ve iç borç çevirme oranı 2006 yılında 145,4 milyar YTL içeriye borç öderken, hazine 111 milyar YTL borçlanmış yani 35 milyar YTL, ödediğinden daha az borçlanmış. Bu yüzde 76 olarak verdiğim oran 2002 yılında yüzde 102, 2003 yılında yüzde 93 oldu. Gördüğünüz gibi her oran indi.''
BORÇLANMALARDA VADE UZADI
Babacan, 2006 yılı sonunda Hazine rezervlerinin 6,2 milyar YTL artış gösterdiğini anlatırken, iç borçlanma vadelerinin 2005 yılında 27,7 ay iken, bu yıl 28 aya uzadığını söyledi.
Yurt dışı tahvil ihraçlarında da (dolar-avro) vadelerin uzadığına dikkati çeken Babacan, toplamda vade süresinin 5,5 yıla kadar gittiğini kaydetti.2006 yılında Eurobond ihraçlarının, programlanan 5,5 milyar doların bir miktar üzerinde, 5,8 milyar dolar olarak gerçekleştiği bilgisini de veren Babacan, '' Böylelikle ilk defa yurt dışı tahvil piyasasında değişim işlemi gerçekleştirilmiştir. Yani kısa vadeli Eurobondların uzun vadelerle değişim işlemi yapılmıştır'' diye konuştu.
Babacan, dövize endeksli iç borçların itfa edildiğini ve yeni dövize endeksli senet ihraç edilmediğini, bu durumun böyle devam edeceğini de kaydetti. Bakan Babacan, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
(AA)
|