kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Anne karnında bile şizofren olunabilir
Anne karnında bile şizofren olunabilir
Dahilerin hastalığı
Tedavisi basit: Ayda 2 iğne
Artık diyabet ya da kalp gibi algılanıyor

Anne karnında bile şizofren olunabilir

Birdenbire ve pek çok nedene bağlı olarak ortaya çıkan şizofreniye anne karnında bile yakalanılabiliyor. Şizofreni tedavisinde en tanınan isimlerden Prof. Masand uyarıyor: Hamilelik döneminde geçirdiğiniz bir enfeksiyon bile çocuğun 20'li yaşlarında şizofren olmasına neden oluyor.

Amerika'nın Carolina eyaletinde olan DUKE Üniversitesi'nin psikiyatri hocalarından Prof. Dr. Prakash Masand, şizofreni konusundaki çalışmalarıyla tanınıyor ve artık ayda iki iğne ile şizofreninin kontrol altına alınabildiğini söylüyor. Dünyanın en zorlu şizofreni vakalarını tedavi etmesiyle tanınan Masand, sorularımızı yanıtladı:

* Şizofreni hastalığının nedenleri nedir?
Pek çok şey şizofreniye neden olabilir. Öyle ki, hamilelik döneminde geçirdiğiniz ama hiç farkında olmadığınız bir enfeksiyon bile hayatta son derece başarılı olan çocuğunuzun 20'li yaşlarında şizofren olmasına neden olabiliyor.

* Nasıl enfeksiyonlar?
Örneğin kızamıkçık, çocuk hastalıkları... Hamileyken bu hastalığı olan kişilerle temasla geçiyorsunuz ancak hastalık sizde belirtilerini göstermiyor. Önemsemiyorsunuz. Ama enfekte olduğunuz bu virüs, karnınızdaki bebeği etkiliyor ve bunun etkisi şizofreni hastalığı olarak çocuğunuzda ortaya çıkabiliyor.

* Hayatı boyunca başarılı olan bir gencin depresyonda mı, yoksa şizofren mi olduğunu ailesi nasıl anlayabilir?
Erkek, 21 yaşında, üniversite öğrencisi, bir kız arkadaşı var ve topluma entegre yaşamakta. Fakat sonra garip fikirler geliştirmeye başlıyor. Çevresiyle konuşmaz oluyor, kız arkadaşı onu terk ediyor, aile ne yapacağını bilmiyor. Akademik başarısı düşüyor. Neticede var oluşu ortadan kalkıyor. Parça parça oluyor. Çevrenin fark etmesi zaman alıyor. Bu kişilerin tıbbi yardımdan faydalanması epey zaman gerektiriyor. Tüm ilişkileri çöküyor ve hatta çöp tenekesinden yemek yeme potansiyeline geliyor.

* Kadınlarda mı, erkeklerde mi daha fazla görülüyor?
Erkek örneği verdim çünkü şizofreni hastalarının büyük çoğunluğu erkektir. Kadınlarda daha az görülür ve daha geç yaşta başlar; aşağı yukarı 5 yıl daha geç başlar. Mesela 26-35 yaşları arasında ve daha az şiddette seyreder.

* Ailede şizofren varsa, çocuklar da tehlikede mi?
Soya çekim faktörü var. Birinci dereceden bir yakınınız şizofrense o zaman sizde de risk artmış oluyor. Şizofren bir kardeşiniz varsa, sizin de şizofren olma riskiniz 10 kat artıyor. Hem anneniz hem babanız şizofrense, o zaman 50 kat artıyor. Normal koşullarda ise sadece yüzde 1... Şizofreni ihtimalini artıran 5 tane gen var. İhtimalleri artıran çevresel ortam örnekleri, uyuşturucu bağımlılığı, hint keneviri, kokain gibi maddelerin kullanıldığı ortamlar. Bunların kullanımı genlerle etkileşime girerse artar. Alkolün öyle bir etkisi yok.

* Şizofreni neden dahi hastalığı olarak biliniyor?
Deha ile ilişkilendirilen şizofreni daha çok manik depresif hastalıktır, şizofreniyi de bir şekilde deha ile ilişkilendiririz. Çünkü her ikisinin ardında bir psikoz yatar. Psikoz ise olağandışı, sıra dışı düşünce demektir. İlginç biçimde; çok sıradan, olağan sorunların çözümü için sıra dışı düşünmek gerekir. İsterseniz bir örnek vereyim; Einstein'ın oğlu şizofrendi. İrlandalı çok ünlü bir yazar olan James Joyce da, kızı da bir şizofreni hastasıydı.

* Şizofreni hastaları tehlikeli midir?
Şizofreni hastaları tehlikeli değildir ama toplumlar bu hastaları damgalıyorlar. Zararları çevrelerinden çok, kendilerine. Eğer tedavi edilmezse intihar oranı yüksek. Şizofreni hastalarında intihar oranı yüzde 10-15 dolayında. Tedavi edilmezse gerçekle hayali karıştırdıkları için tehlikeli de olabilirler.

* Şizofreni bazen yaratıcılığı tetikliyorsa -Nobel alan John Nash gibi- tedavi edilmek mi, yoksa yaratıcı olmak mı; hangisini seçmeli? Tedavi yaratıcılığı yok mu ediyor?
Şizofreni hastasının -yaratıcı sanatsal yetenekleri olan bir şizofreni hastasından bahsetsek bile- psikoz yaşadığı dönemde, yaratıcılık hiçbir işine yaramıyor. Düşünceleri dağınık durumda oluyor. Bu durumu tedavi edersek yaratıcılığını tetiklemiş oluyoruz. Psikotik bir durumda olmak, yaratıcılıkla ters düşen bir durum aslında. Hastalığın şiddetlendiği dönemle yaratıcılığın eş zamanlı yürüdüğü dönem daha çok 'bipolar bozukluk' olarak adlandırılıyor. Ama mesela Fransız yazar Rinbaud ya da Alman Felsefeci Nietzsche'nin psikoz dışı oldukları dönemde, asıl yaratıcılıklarını kullandıklarını görüyoruz.

KENDİSİYLE SAVAŞIYOR

* Şizofreni tedavisinden sonra ortalama bir hayat mı hastayı bekliyor, yoksa yine olağanüstü yetenekler gösterebiliyorlar mu?
Hastalarım arasında Hollandalı ünlü bir yazar var ki -adını veremeyeceğim- kendisi, psikotik durumdayken bırakın yaratıcılık sergilemeyi, kendi kendisiyle savaşmakla meşgul. Bütün enerjisini, kulağının içinde sürekli ona gidip köprüden atlamasını söyleyen seslere karşı verir. O da sesleri susturmak ve defetmek için tüm enerjisini harcar. Bu nedenle o seslerin olmadığı yani normale döndüğü dönemde ancak oturup kitap yazabileceğini bildiği için ilaç kullanmak konusunda uyumlu bir hastaydı. O sesleri duymamak için ayda iki kez düzenli olarak ilaç kullanıyordu. İğnesini, enfeksiyonunu uyguluyordu.

ESRA TÜZÜN

DİĞER SAĞLIK HABERLERİ
 İlaçlar alışkanlık yapmaz aksine bağımlılıktan korur
 Sinüzitten balonla kurtulun
 Keten tohumu sağlık iksiri gibi
 Dr. Yasemin Fatih Amato: Su kaybını önleyin!
 Bebeğinizi rahat emzirin!
 Botoks etkisi
 15 fincan yeşil çay
 Hiperaktivite artık bir ayda tedavi ediliyor
 Kalın bel kalbe zarar
 Yürüyüş zekayı geliştiriyor
 Ihlamur her derde deva
 Anne karnında bile şizofren olunabilir
 Kırmızı biber ağrıyı kesiyor
 Enginar sevmeyen hap yutsun
 Diyabet ilacı kalbe faydalı
Kendimi bir böcek gibi hissediyorum!
Kendimi bir böcek gibi hissediyorum!
atv'nin dönem dizisi 'Hatırla Sevgili'nin başrolündeki Beren Saat...
Göçer 'Aşk ve Hüzün'ü harmanladı gelenler büyülendi
Göçer 'Aşk ve Hüzün'ü harmanladı gelenler büyülendi
Ünlü tenor Ferhat Göçer'in kendi hayatını anlattığı 'Aşk ve Hüzün'...
Dinçkök'ün şifresi!
Dinçkök'ün şifresi!
Başkanlığını Mine Narin'in yaptığı Tohum Otizm Vakfı'nın yeni bir...
DJ'likten vazgeçmiyor
DJ'likten vazgeçmiyor
Safran'ı kapatıp inzivaya çekilen restoran ve gece kulübü işletmecisi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.