| |
|
|
Dünyayı sana bırakıyorum bir tanem...
ZEYTİN GÖZLÜM.
GEÇEN hafta Sayın Ali Sancı'dan gelen emailde "Hüceste Aksavrın hanım 07.11.2006 günü vefat etti. Cenazesi 09.11.2006 günü defnedilirken orada bulunan yaklaşık 150 kişi arasında ne sizlerden ne de müzik dünyasından kimse vardı" denilmekteydi. 90'lı yaşlardaki şair Hüceste Aksavrın'la tanışmak fırsatım olmadı. Aksavrın'ın şiirlerini bana rahmetli besteci Dr. Selahattin İçli tanıtmıştı. Hüceste Aksavrın'ın "Zeytin gözlüm" ve "Bir sabah bakacaksın bir tanem" gibi şiirlerini, Dr. İçli bestelerinde güfte olarak kullanmıştı. Onun "Ayrılık büküverdi boynumu" dizeleriyle başlayan "Özlüyorum İstanbulumu" şiiri de Arif Sami Toker'in Nihavend şarkısının güftesiydi. Selahattin İçli'yle, genç yaştaki oğlunu kaybedişinden kısa süre sonra birlikte olduğumuzda, bana Hüceste Aksavrın'ın Marmara Üniversitesi dinlenme evinde yaşadığını anlatmıştı. Sonra, Hüceste Aksavrın'ın, 17 yaşındayken Avrupa'ya okumaya gidip oraya yerleşen oğluna yazdığı şiiri Pınar İçli okudu bana: "Sana yürümeyi ben öğrettim Her adımda benden uzaklaştın" İki gün sonra Selahattin İçli gazeteye geldi ve Hüceste Aksavrın'ın "Benden Evler Kuruldu" (1972) ve "Elma Şekeri" (1971) isimli iki şiir kitabının fotokopilerini getirdi. Cenazesine katılamadığım şairi, bu kitaplardan alıntıladığım dizeleriyle anarken, ona rahmet diliyorum: EVCİLİK OYUNU- Günde kaç kez bıçaklarsın beni/ Cenazem çıkar her sabah evimden/ Günde kaç kez ölürüm/ Sonra nasıl olur bilmem/ Görünürüz/ Evcilik oynarız seninle/ Sen erkek olursun/ Ben kadın yine... PORTREMS- ağımda keder/ Solumda keder/ Beni çerçevelemişler. RÜYA- Kokladım saçlarını dün gece/ Gözlerini yıldızlarla donattım/ İstanbul'u serdim üstüne/ Öptüm, sevdim, okşadım/ Dün gece yine keyfimce/ Seninle bin sene yaşadım. BİR TANEM- Bir sabah bakacaksın ki bir tanem/ Ben yokum/ Dünyayı sana bırakıyorum/ Söz aldım saatlerden/ sana koşacaklar/ Söz aldım gecelerden/ Seni uyutacaklar/ Şarkılardan söz aldım/ Hatırlatacaklar/ Ve gözlerimdeki son yağmurlar pencerende/ Beni anlatacaklar sana bir, bir ileride/ Belki bir gün, bir buğday misali düştüğüm yerde,/ Belki de bir dikenin dibindeyimdir, çaresiz,/ Kim bilir nerelerde/ Bir sabah bakacaksın ki bir tanem,/ Ben yokum./ Dünyayı sana bırakıyorum.
|