|
|
Moda olmadığım için demode de olmam
Ortaköy Patika Bar'da 10'uncu yılını kutlayan Soner Olgun, başarısının sırrını açıkladı: Sadece türkü söyleyen biri değilim, dinleyicime de çok saygılıyım.
Halk müziğinin sıra dışı isimlerinden Soner Olgun, bu yıl Ortaköy Patika Bar'da sahne alışının 10'uncu yılını kutluyor. Aynı mekanda binden fazla konser, 5 bin saatin üstünde canlı performans sergileyen Olgun bu kutlamayı küçük gazete ilanlarıyla, sevenlerinin yazılarıyla ve kendisine ait internet sitesi vasıtasıyla yapıyor. Onun dinleyici kitlesi de kendi gibi çok özel... Gazetecisinden işadamına, üniversite öğrencisinden bankacısına geniş bir kitle onun şarkılarıyla coşuyor. Onu dinleyenler arasında ünlüler de var tabii... Beyazıt Öztürk, Ebru Yaşar, Muazzez Ersoy gibi isimler de müdavimleri arasında... Dinleyicisi Olgun'u sesi kadar kişiliğiyle de seviyor. Bir kere karşısındakinin görüşlerine saygı göstermesi, kasıntı olmaması, kalitesinden ödün vermemesi onu benzerlerinden ayırıyor. Patika'daki 10'uncu yılı nedeniyle ziyaret ettiğimiz Soner Olgun'la müzik üzerine konuştuk.
* 10 senedir Patika'da sahne alıyorsunuz? Sıkılmadınız mı? İşteki istikrarın can sıkıcı olma ihtimali yok. Benim iki gün üst üste yaptığım programlarda birinci gün ile ikinci günün repertuvar açısından benzeme olasılığı yüzde 10, bilemediniz yüzde 20'yi geçmez. İki gün aynı programı hayatım boyunca yapmadım. Çok şükür ona yetecek kadar repertuvarım olduğu için sahnede benimle beraber çalışan müzisyen arkadaşlarımın da kendimin de sıkılmasına hiç izin vermedim.
Her şey müzik için...
* Peki repertuvarınızı nasıl zenginleştiriyorsunuz? Birincisi bu uzun yıllar disiplinli bir şekilde çalışmakla ilgili. Ben her hafta mutlaka yeni bir şarkı öğrenir, repertuvarıma katarım. İkincisi Türkiye zengin bir kaynak. Üçüncüsü ise ben sadece türkü söyleyen biri değilim. Dünyanın herhangi bir yerindeki parçayı da repertuvarıma alabiliyorum. Dördüncüsü beste yapabilen birisiyim. Türkü merkezde ama rock da, caz da benim ilgi alanıma giriyor. İlk gençlik dönemimden beri Pink Floyd, Deep Purple ve Queen dinlerim. Benim için, beslenmezsem eksik kalacağım üç müzik alanı var. Etnik, rock ve senfonik müzik. Benim işimde bu üç müzik türünün etkisi hissedilir.
* Müzikte orijinalliğin yitirildiğini düşünüyorsunuz gibi... Hâlâ eşek yerine konulan bir dinleyici kitlesi var! Bu popüler müzikte de türküde de böyle. Mesela Nazan Öncel. Ben bunu sahnede de söylüyorum. Özcan Deniz'e ve Gülşen'e verdiği ve şimdi yeni albümüne de koyduğu 4-5 şarkıyı, ben üst üste çalıyorum. Dön dolaş aynı şarkı...
* Sound olarak çok benzettiğiniz parçaları hangileri? Gülşen'in 'Of Of', Özcan Deniz'in 'Sen beni öldürcen mi, çıldırtcan mı canım'ı ve kendisinin '7'in Bitirdin'i aynı şarkı, aynı melodi, aynı beste! Ama dediğim gibi bu türküler için de söz konusu. Bir türküye gir, arkasından devam et öteki türküye gir aynı gibi... Ama bunu popçular da yapıyor, türkücüler de...
* 10 yıl boyunca Etiler, Tarabya tartışmaları vs... oldu ama size olan ilgi azalmadı. Siz bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz? Bildiğim kadarıyla bununla ilgili bir doktora tezi yapılıyor. Sorduğunuz soru aslında çok ciddi bir sosyolojik fenomen. Onun için beni aşıyor. Ama kendi tahminlerimi söyleyeyim: Bir kere ben moda olmadım, onun için de demode olma ihtimalim yok. İki, dinleyicime çok saygı gösterdim. Halen de göstermeye devam ediyorum. Bir gün olsun hastayım, şu mazeretim var demeden hep perde açtım. Babamı defnedip sahneye çıktım. Sanıyorum onlar beni anladılar. Gelelim en önemli saydığım son maddeye, o da şu: Türkiye'de hâlâ pompalananın dışında alternatif seçenekleri tercih eden genç bir kitle var. Ben kendi yaptığım müziğin alternatif olduğunu düşünüyorum. İnsanlar düzeyli bir şekilde de eğlenebilir. Herkesin dinlediği ve çaldığı şarkı ve türkülerin dışında da seçenekler var. Bence ortada alternatif bir şeylerin olması da çok önemli.
ASLI ÖRNEK GÜNAYDIN
|