|
|
|
|
|
Ağar çıkışı Diyarbakır'ı vermeye kadar gider
|
|
* Başbakan olsaydınız PKK'yı nasıl çözerdiniz? -Çözümü basit. Terörü yeneceksin halkı kazanacaksın. Yapılması gereken şey çok açıktır. Siyasi zafiyete girmeyeceksin. "Çatışmaktansa bunların gönlünü kazanarak iyi ilişki kuralım" gibi bir anlayışa girmeyeceksin. "Eve Dönüş Yasası" yine aynı mantığın yansımasıydı. Bunların önerisi açıktır. Türkiye tek milletli bir devlet değildir. Burada iki ayrı millet vardır ona göre yeniden yapılanmalıdır. Bu daha sonra bir ayrışmaya gidecektir. Af geçiştir. Af barıştırmaz karıştırır.
ATEŞKES
GERÇEK DEĞİL * "Gerekli şartlar oluşturulursa af olabilir" diyorsunuz. Nedir bu şartlar? -Türkiye devlet düzenini bir üniter devlet olmaktan çıkarıp, milleti parçalamaya yönelik bu projeden gerçekten vazgeçildiği anda geçmişte yaşananların bedelini ödetmenin bir anlamı kalmayabilir. Şimdi o noktada değiliz. O yüzden affı konuşmak yanlıştır. Bugün büyük bir uluslararası kurgu içinde ateşkes ilan ediliyor. Ateşkes gerçek değil. Hâlâ şehit haberleri alıyoruz.
* Siyasi kararlılık, terörle mücadele. Bunlar tamam da.. Ya işin sosyal kısmı? -Terörle kararlı bir mücadele ve insana sahip çıkma önemli. Bölgedeki insan barış ve huzur istiyor. Haraç vermek istemiyor, silah patlasın istemiyor. Ayrışmak için bir maceranın içinde yer tutmak istemiyor. Kendi kimliklerine saygı gösterilmesin istiyorlar. Kimliklerinden ötürü dışlanmayı, ayrı muameleye tutulmalarını kabul etmiyorlar. Bir hukuk devletinde yaşamak ve güvenlik istiyor. Ama bu bekleyişlerinin gerçekleştirileceği konusunda pek de ümitleri yok. PKK istihdam ile yatırım ile etkisiz kalınır. Her şeyin sırır aslında özel sektördedir ama bu bölgelerde devlet lokomotif görev üstlenmelidir.
* İyi de yıllardır bunları konuşuyoruz? -Doğru. Önemli gayretler sergilenmiştir aslında. Öte yandan bölge insanını kucaklamak lazım, istedikleri saygıyı göstermek lazım ki PKK'ya yeni katılımların önü kesilsin.
BENCE AĞAR SAMİMİ DEĞİL * Mehmet Ağar aşağı yukarı bunları söyledi diye neredeyse vatan haini ilan edildi. Siz de büyük tepki gösterdiniz. Oysa ben sizin söylediklerinizle onunkiler arasında bir fark göremiyorum. -Bölgeye ilgi gösterilmesi konusunda herkesin ortak iyi niyeti olduğuna eminim. Sorunun doğru teşhis edilmesi ve çözümün bulunması önemli. İşte orada ayrılıyoruz. Ağar, sorunu kendi siyasal amaçları için kullanıyor. Ya bu dağdaki insan bıraksın terörü, aşağı insin siyaset yapsın. Bizim bir çağrımız üzerine terörün biteceğini zannetmek saflık olmaz mı?
* Ama cümle bu değil biliyorsunuz. Kimse "Dağdan ovaya insin" demiyor. "Ovadan dağa yeni katılımlar önlensin" deniliyor. Arada fark var. Sosyal demokrat bir partinin lideri olarak ilk önce sizden destek beklerdim açıkçası. -Sen bir kere projeye inanmışsın ve destek almaya çalışıyorsun. Yok öyle bir şey."Dağdaki bıraksın, ovaya insin" denildi. Gerçeği görelim. Bu bir temennidir ve sorunun çözümü değildir. Dağdaki niye terör yapıyor? Siyasi projesi için. Biz ona gel dersek o ne düşünür? Bunlar benim siyasi projeme destek çıkacaklar ama şimdi telaffuz mu edemiyorlar? Ağar'a sesleniyorum, siz bu çağrıyı yaparken öyle düşünsünler diye mi yaptınız? Ağızdan çıkan çıkmıştır.Yanlış açıklamalar yapanlar anlaşılamama şikayetini öne sürerler. Oysa yanlış konuştu. Mehmet Ağar'ın samimi olduğuna inanmıyorum. Hepsi bir planın parçası. Bu zihniyetin ucu "Diyarbakır'ı ve sonrasını verelim gitsin" anlayışına kadar gider. Bu kimin haddidir, bunu bir tarafa bırakıyorum zaten. Bun yapsanız bile barış ve huzurun gelmesi mümkün değil. Gerçekten barış istiyorsanız bazen karşınızdaki tehditle mücadele etmeniz gerekir. Kimse kimseye insancılık, barışçılık çalımı yapmasın.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|