kapat
   
30 Ekim 2006 Pazartesi
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Köşk için asıl sorun Emine Erdoğan'ın türbanı değil...
Asker-Siyasetçi ilişkisi özen ister
68 yaşındaki Baykal'ın genç kalma formülü
Asla asker üzerinden siyaset yapmadım
Ağar çıkışı Diyarbakır'ı vermeye kadar gider

Erdoğan olsa da darbe olmasın

Deniz Baykal: Erdoğan inşallah cumhurbaşkanı olmaz. Ancak olursa da darbe olsun istemem.

Sorun türban değil
Çankaya için sorun Emine Erdoğan'ın türbanı değil. Başı açık da olabilirdi. Yine de karşı olurduk.

Zihniyetine karşıyım
Sorun
Erdoğan'ın zihniyeti. En militan temsilci, anayasa ile problemi olan bir adam cumhurbaşkanı olacak.

Gerginlik yaşanır
Erdoğan
cumhurbaşkanı olursa gereksiz gerginlikler yaşanır. İşte bu yüzden herkese görev düşüyor.

Diyarbakır gider
Ağar
samimi değil. Yanlış konuştu. Bu zihniyetin ucu "Diyarbakır ve sonrasını verelim gitsin" anlayışına gider.

Asker-siyasetçi ilişkisi
Asker
ve siyasetçi için söylüyorum. Birbirimize bulaşmayalım, laf dokundurmayalım, hedef yapmayalım.

Herkes işini yapsın
Askerin
işi tespittir. Kararı siyasi verir.


Köşk için asıl sorun Emine Erdoğan'ın türbanı değil...

Bugünkü Pazartesi Sohbeti Konuğu CHP Genel başkanı Deniz Baykal. Baykal, Türkiye'yi bekleyen en önemli krizlerden birinin Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu söylüyor. Asker üzerinde siyaset yaptığını söyleyenlere şiddetle karşı çıkıyor "Ben darbeler yaşadım, Zincirbozan'ı gördüm. İktidara çağırdıklarında bile asker yanlısı politika yapmadık bugün yapmamız mümkün mü? Haksızlık ediyorlar." Baykal ile Ağar'ın düz ova çıkışını, asker siyasetçi ilişkisini ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini CHP'nin yeni genel merkezinde konuştuk.

CUMHURİYET KARŞITI
*
Cumhuriyet'in 83. yılındayız. O gün Cumhuriyet'i tehdit eden unsurlar sizce bugün de hala geçerli mi? Yani bir arpa boyu yol almadık mı?
-Problemlerin devam ettiği çok açık. Nitelit ve görünüm değişti. İşin özünde Cumhuriyet'in benimsenememesi kazanımların tartışma konusu olmaya devam etmesi bunun açık bir kanıtı. Bugün Başbakanlık Müşteşarı laikliği ve Cumhuriyet'i İslami temelde yeniden yorumlamalıyız diye bir açıklama yapabiliyor. Haremlik selamlık konuşuluyor vs.. Ulusal bütünlük, millet toprak tartışma konusu olacak, haritalar çıkarılacak, Türkiye'nin anayasal çizgisi tekrar konuşulacak, ondan sonra biz de buna demokrasi diyeceğiz. Bırakın efendim. Bütün mesele ülkenin içine sürüklendiği durumu milletin, halkın doğru algılamasını sağlamak.

* Bir taraftan da gerginlikler hiç bitmiyor. Algılar karışıyor. Örneğin önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Alın size yeni bir gerginlik. Siz konuşmalarınızda "İnşallah aday olmaz çünkü Türkiye gergin bir ortama sürüklenir" diyorsunuz. Niye karşısınız?
-Cumhuriyet döneminde kazanımlar elde ettik. Komşularımızdan o anlamda farklıyız. Mezhep ve din çatışmaları yaşamıyoruz. Daha başarılı olabilirdik ama bugün AB'nin aday ülkesi konumundayız. Bu da büyük bir aşama. Bizi bu sürece getiren temel ilkeleri ne yazık ki bir süredir AKP iktidarı ihlal ediyor. "AKP'nin gizli bir gündemi var mı?" diye düşünen insan sayısı artıyor.

PROBLEM ZİHNİYET
* Öte yandan, beğenin ya da beğenmeyin meşru bir seçimle geldiler.
-Kesinlikle. Bir süredir kadınları erkekleri göreve çağırıyorum. Cumhuriyet'in tehlikede olduğunu hissettiğimiz zaman maalesef kurumlar devreye giriyor. Bunu istemiyorum, Cumhuriyet'e halk sahip çıksın istiyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhuriyet'ten yönelik kazanımları tehlikeyle atar mı diye bir soru var. Cumhuriyet'e karşı olumsuz, kazanımlarına karşı duyarsız bir anlayış ve zihniyet var önümüzde.

* Ben Erdoğan'ı eleştirirken eşinin türbanını öne sürenlerde biraz iki yüzlü bir tavır buluyorum. Yani sorun Erdoğan'ın kendisi mi yoksa karısının türbanı mı? Özetle "Köşk'te türban olmaz" anlayışı mı?
-Asıl problem Başbakan'ın eşi Emine Hanım'ın türbanı değildir. Bazıları köşkte türbanı görmek istemiyor onu da anlıyorum ama asıl problem o değildir. Asıl problem bu zihniyete sahip birinin Cumhurbaşkanı olmasıdır.

* Yani eşinin başı açık da olsa Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasına karşı çıkardınız. Doğru mu anlamışım?
-Elbette. Eşinin başı açık ama Cumhuriyet'e karşı davranışları var. Ne fark eder? Başbakan Cumhurbaşkanı olmak istiyor. O makam toplumu birleştirmesi gereken makamdır ayrıştırması gereken makam değil. Toplumun her kesimi kendi yansımasını onda görmeli. Toplumu tam tersine bir tartışmanın içine çekmiş biri gelince, geri kalan ne hissedecek? Yüzde 32 destekle bu olur mu? Kendi açıkladı yüzde 26 dedi. Bu azalan destekle ben AKP zihniyetinin en militan temsilcisini Köşk'e çıkaracağım. Olur mu?

* Niye olmaz?
-Cumhurbaşkanı'nın görevi nedir? Uyum ve bütünleşme sağlamak. Anayasayı sahiplenip işletecek. Anayasa ile problemi olan ve anayasanın çok temel değiştirilemez maddelerinin değiştirilmesini talep etmiş biri. Bunun ilk aşaması olarak da "Anayasal maddeler arasında hiyerarşi kaldırılsın" demiş, arkasından "Laiklik yeniden tanımlansın" demiş. Böyle bir anlayışın eline Cumhurbaşkanlığı verilir mi? Yargıyı o şekillendirecek. Hakimleri yargıçları o atayacak. Üniversite rektörlerine bu anlayış ile karışacak. Büyükelçileri o atayacak. Giderek azalan desteğinin en militan temsilcilerini atayacak. Barış ve huzur kalır mı? Haklarıdır, meşrudur orası doğru ama basiret ihtiyacı vardır. Uzlaşma özlemi vardır.Benim Cumhurbaşkanlığı makamında görmek istemediğim Tayyip Erdoğan'ın zihniyeti. Sorun türbandan ibaret değil onun ötesinde.

* Peki Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa ne olur?
-İnşallah olmaz. Olmaması gerekir. Gereksiz gerginlikler yaşanır. Türkiye'nin sivil toplumunun bu olay karşısında yapacağı değerlendirme önemlidir.

DARBEYİ İSTEMEM
* Olursa ne olacak? Asker mi el koyacak yani?
-Darbe olsun istemiyorum, asker el koysun istemiyorum. Demokrasi askıya alınıyor. Biz geriye gidiyoruz. Yolumuzdan geri alınıyoruz. Cumhuriyet'e yönelik tehlike demokrasinin içinden çıktıysa yine demokrasiyle çözülecektir. İşte o yüzden herkese görev düşüyor. O şart altında dahi askerin müdahalesini asla istemem.

* Aklınızda Cumhurbaşkanlığı için isim var mı?
-Hayır yok ama bulunur.

* "Tülay Tuğcu" dediniz. Bakan Şener'i işaret ettiniz.
-Hiç birini ben söylemedim benim dışımda gelişti. Hiçbiri benim adayım değildir. İyi niyetle baktığımız zaman bu meclisten iyi bir aday bulabiliriz diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminde uzlaşma sağlamalı, bu da siyasi irade ile olur.

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Doğduğumda Şeytan İçimdeydi
 Cumhuriyet için milyonlar tek yürek oldu
 "Pamuk'un bilgisi var"
 Büyükanıt: Köşk'te aynı tavır sürmeli
 Liselilerin yüzde 72'si depresyonda
 Okullarda iPod ve mp3 çalara da sınır
 Diyanet'ten Kuran CD'si
 Gazi maaşına 30 milyon zam
 Almanya'da ilk Türk üniversitesi
MEHMET BARLAS
Tartışılan Cumhuriyet değil, siyasetin...
ERGUN BABAHAN
Türkiye'nin yeri ve yönü
Soğuk Savaş yıllarında...
UMUR TALU
Ne idi ne oldu!
Murat Bardakçı Hürriyet'te,...
ERDAL ŞAFAK
İpin ucu kaçarsa
Sırplar hafta sonunda...
MEHMET ALTAN
Alçakların son sığınağı...
Soru şu: BM'nin üç yüz...
Fehriye hâlâ Brüksel'de mi?
Siyasi kulislerde, teröristin firar ettikten sonra ülkede gizlendiği...
Bölmek ya da bölmemek
Iraklı akademisyen "Parçalamak çözüm değil", Amerikalı eski diplomat...
Nobel Deivid'in zirve Fener'in
Nobel Deivid'in zirve Fener'in
Fenerbahçe 6. haftada Sivas'ta kaybettiği liderliği 5 hafta sonra...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu