|
|
'Kumaya hayır dedim...'
Adını açıklamak istemeyen Batmanlı bir kadın anlatıyor: "15 yıl önce teyzemin oğluyla görücü usulü evlendirildim. Sekiz çocuklu bir aileye gelin gittiğimde 20 yaşındaydım. Eşim İstanbul'daydı, ben damadı olmayan bir gelin olarak yaşadım. Kayınvalidem çok kıskançtı, yaptığım her şeyi eleştirir, kayınpederime şikâyet ederdi. Eşim annesinin dediğini yere atmazdı, annesinin emriyle ben sık sık dayak yemeye başladım, bu yedi sekiz yıl böyle sürdü. Önce Ankara'ya yerleştik, sonra inşaat mühendisi olan eşim yurtdışına çıktı ve bizi ailesinin yanına yerleştirdi. Bu arada iki oğlum ve bir kızım olmuştu. Yurtdışına gittiğimizde düzenli bir evle karşılaştım, iç çamaşırları bile çok düzenliydi. Bekâr bir evin bu kadar düzenli olması dikkatimi çekti ve sordum, o da şirketin kendilerine bir hizmetçi tahsis ettiğini söyledi. İnandım, çünkü bize kocanın dediğine inanılır diye öğretilmişti. Orada kalmakta ısrar ettim, ama ne yaptıysam hayır dedi ve bizi Türkiye'ye gönderdi. Döndüğü zaman hizmetçisiyle imam nikâhıyla nikâhlanmış ve bir kız çocuğu olmuştu. Ben kadını kabullenmedikçe, ağzıma burnuma vurmaya başladı. İlişkisini öğrendiğimde dünyam karardı ve o gece çocuklarımı alarak evi terk ettim, bir daha da geri dönmedim. Kadını kabul ettirme döneminde bütün vücudumu morartmıştı. Şiddet yaşarken kendimi çok âciz hissediyordum. Darbeler öldürücüydü. Hep kendime neden bunu çekiyorsun diye soruyordum. Düşünün beni dövüyordu, bir saat sonra da kalk yemek yap diyordu.
'ERKEK NEDİR Kİ?' Aileme sığındım, gözyaşlarım hiç kurumayacak sanıyordum. Bir süre sonra Selis'in tabelasını gördüm, oradaki kadın adı ilgimi çekti. Belki bana Seanslardan sonra her gün bir çiçeğin açması gibi kendimle barışık hale geldim. Asla yılmadım, keşke geri dönseydim, ya da o kadını kabul etseydim demedim. Bir yıl önce bağlanan nafakayı eşim bir aydır kesti. Faturalarımı ödeyemedim bu ay. Nafakayı ödememek için resmi işlere girmiyor. Banka hesaplarını, arabasını, bütün mal varlığını kardeşlerine devretti. İki oğlumu istiyor. Mahkeme sürecinde tehditlere başladı. Toplumdan büyük bir tepki aldım. Benim durumumdaki kadınları gözlemeye başladım, biliyorum ki birçok kadın ekonomik sebepler yüzünden evliliğini sürdürüyor. Yıllar önce üniversite kazanmıştım ama göndermediler. Babama İstanbul'a okumaya giden kızlar oradan hamile dönüyor demişlerdi. 15 yıl sonra babaevine geri döndüğümde, okula gitseydim, bu kadar mağduriyet yaşamayacaktım dedim. İntiharı düşündüm, psikoloğuma 'Ölmek istiyorum' dedim. Kendimi bir kelebek gibi hissediyordum ve sırtımda Kaf Dağı var gibiydi. Bir anlık boşluktan belki, birkaç defa ölmek istedim. Şimdi düşünüyorum da bir kadın kendini bildikten sonra, erkek nedir ki?'
|