kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Bu dergi Kızıl seviyor
Bu dergi Kızıl seviyor

Yayın hayatına çok yeni atılan RED, muhalif ve 'kodu mu oturtan' tavrını ilk sayısından belli eden, politik konuları bile ironi labirentlerinde sınayarak ortaya koyan, farklı bir dergi.

Sosyalistler kadar gülen başka bir topluluk var mı bilmiyorum. Siz sosyalistleri odun mu sanıyordunuz?

- "Evet, çok güçsüzüz. Ve belki çoğunuz bizim işleyen bu talan ve sömürü çarkına çomak sokabileceğimize inanmıyorsunuz. Ama size yine de bir portakal sandığının üzerinden 'imanla' sesleniyoruz" demişsiniz başyazınızda. Sizin hiç portakal sandığının üzerinde oturmuşluğunuz var mı Hakan Gülseven?
- Bir portakal sandığının üzerine çıkmışsanız, genellikle orada oturmak değil, dikelerek seslenmek icap eder. Yüksekçe yerlere çıkıp seslenmişliğim çoktur. Belki size tuhaf gelebilir ama bu yüksekçe yerler arasında portakal sandığı da mevcuttur. - Sosyalist bir söylemin ironiden en fazla yararlandığı dergilerden biri olmaya aday gibi duruyorsunuz. Bunun dışında kaynaklarınız da var mı? - Memleketin genel durumu ironik. Baksanıza, Maliye Bakanı kamuya ait olan değerleri pijamayla bile satacağını açıklıyor, her şeyi pazarlayabileceklerini düşünüyorlar, Başbakan danışmanı 'Adamımızı süpürmeyin, kullanın' diye Yankilere ayrı bir pazarlama işine girişiyor, bu arada fındık piyasasında aganigi maganigi işleri yürütüyor... Bu ironik vaziyet içinde akıl sağlığını yitirmemek ve sosyalist kalabilmek zor tabii. - Peki memleketin tuhaf vaziyeti sizi lümpenleştirir mi dersiniz? - Sanmıyorum. Lümpen tavır, mesela bir vatandaşa 'Ananı da al git len' demek olabilir, biz küfür ederken ana-avrat işlerini karıştırmayız. Gerçekleri bir bir izah ederek dümdüz ve ağır küfür ederiz. Öbürü pis bir erkek egemen tavır olur ki, bize terstir.. 'TAKDİR TOPLUMUN' - Hiç paranız yokken bu dergiyi yayınlama işine giriştiğiniz söyleniyor. Mali açıdan tereddütleriniz var mı? Yoksa gittiği yere kadar diyerek kendinizi rahatlatıyor musunuz? - Biz bir kere yola çıktık. Artık dönüş yok. Bu dergiyi icabında teksirde, eskilerin tabiriyle militan matbaada basarız ama yine de basarız. Kaldı ki, Leman grubu basıyor dergimizi. Onlar idealist adamlar. Dergi zarar da etse, güçlerinin yettiği yere kadar bu dergiyi yayımlayacaklarını biliyorum. Memlekette Tuncay Akgün ve Çağçağ gibi adamlar olduğu için de içimiz rahat. - İlk sayının ana teması askerlik. Oldukça yüklü bir dosya halinde manzarayı koymuşsunuz ortaya. Askerlik sizin için de bir travma mıydı? - Hemen söyleyeyim, askerlik benim için de travmaydı. İnsan sadece zorunlu kaldığında, o da inandığı bir şey için kurşun atmalı. Mesela beni öldürseler Lübnan'a gitmezdim. Ama mesele bunu benim kadar net ortaya koyanlarla ilgili bir mesele değil. Biz RED'in ilk sayısında, her zaman vatan millet demeçleri veren büyük patronların, vatanperver siyasetçilerimizin, müthiş milliyetçilerimizin ve kimi generallerimizin çocukları nasıl askerlik yaptı, onu tek tek araştırdık ve yazdık. Takdir toplumumuzundur... - RED'in 'çok net' çizgisi ilk sayıdan göze çarpıyor. Aynı netlikle anlaşılabileceğinizden emin misiniz? - Malumunuz, Erman Toroğlu 'Ben kodu mu oturtan bir Genelkurmay Başkanı istiyorum' demişti. O dönemki Genelkurmay Başkanı Özkök Paşa da, 'Herkes layık olduğunu ister' mealinde bir laf ederek, durumu gayet kibarca izah etmişti. Biz de RED'i çıkarmadan evvel, 'Kodu mu oturtan bir dergi yapalım' dedik. Dümdüz! Neysek o, her şeyi açık söylüyoruz, kıvırtmıyoruz. Sözümüzü anlamasını beklediğimiz insanların anlayacaklarından hiç kuşkumuz yok. - Siz sosyalist olmasaydınız, ne olurdunuz, hiç düşündünüz mü? - Sosyalist olmasaydım, takoz olurdum... - Radikal'deki görevinizden ne yüzünden ayrılmıştınız? Bildiğim kadarıyla yazılarınıza kendiniz devam etmek istememişsiniz. Sizi rahatsız eden unsur neydi? - Radikal'de yazdığım yazılarla pek çok ahbap edindim. İnsanlar beni inanamayacağınız kadar sevdi. Aslında hayatımda hiç bu kadar sevenim olmamıştı. Mesela bir süpermarkette kredi kartımı unutmuştum, geri almaya gittiğimde, orada rafları yerleştiren arkadaş, çok candan bir tavırla, 'Abi tanıştığımız için çok sevindim' dediğinde, belli etmedim ama havaya zıplamak istedim. Dolayısıyla, Radikal'deki yazılara çok şey borçluyum. Ama her şeyin bir yeri var. Ben açıktan açığa, kendi istediğim gibi bir yayın yaratmak için ayrıldım Radikal'den. Hâlâ da arada bir kitap eleştirisi yazıyorum...

HEDEF: YENİDEN İNŞA...
- Kendi yazarlarınızla aranızda nasıl bir bağ var. Gündem toplarken siz de toplanıyor musunuz? - Yazarlarımız çeşitli kentlere dağılmış vaziyette. Dolayısıyla toplanamıyoruz. Ama esasen dergiyi 50 küsur kişilik bir genç toplulukla çıkarıyoruz ki, onlarla bir araya geliyoruz. Bu arkadaşların bazıları, bana Radikal'deyken mesaj yollayan ve öyle tanıştığımız arkadaşlar. - Perihan Mağden, sanırım en tanınmış yazarınız. Onu nasıl ikna ettiniz? - Perihan'ı ikna etmek için derginin niteliğini anlatmak yeterli oldu. O samimi ve çok matrak biri. Seve seve yazdı. Ayrıca Serhat Özcan, Kadir Konuksever, Mor ve Ötesi'nden Kerem de bence çok değerli kalemler. Baba Hakkı ve Yavuz Alogan gibi yazarların ise, en mühim gazetelerimizde bile olmadığını düşünüyorum. - Sosyalistler de çalışırken eğlenmeye önem verir mi? - Bizim kadar gülen başka bir topluluk var mı, bilmiyorum... Siz sosyalistleri odun mu sanıyordunuz? - Estağfurullah. RED'in yayın hayatı hakkında öngörüleriniz? - Etkili olmasını umuyorum. Çok özenerek, çok emekle çıkartıyoruz bu dergiyi. Bir de söylediklerimizi dümdüz söylediğimize göre, bu düzene gıcık kapanların RED'i sahipleneceğine kuşkumuz yok. - Hedefiniz? - Reddetmek, devirmek, doğrusunu inşa etmek...

ŞEBNEM AKSON

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Kadın köşeyazarının hakkı Sezar'a (Sen de mi Pulur Amca!)
 Herkes onu konuşuyor; Ersun Yanal başarıya koşuyor
 Batman'da kadınlar hâlâ ölüyor
 Bir festival doğuyor
 İki Türk Londra'da
 Dünya şampiyonluğu unvan maçında tuvalet krizi!
 'En çilekeş ev kadını Türkler'
 Başbakan olacak çocuk
 Aşiret göçü Hollywood'da
 Bu Papa başka Papa
 Bitmeyen bir son sigara
 Mozart 250 yaşında
 Sokağa yağmur, monitöre macera yağacak
 Su değil ama kitap bedava
 Orada bir köy öğretmeni var uzakta...
 Uzaydaki komşu kızı
 'Türbanı kabul etmiyorum'
 Kurtların elinde bir bakire
 Paris notları (2)
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Acilde yatan bir adam
Zaman öylesine değerli bir hazine...
MEHMET ALTAN
Kızılırmak ne oldu?
Biz yaştakiler için 'akarsu' denince...
GÜLSE BİRSEL
'Ay lav yu badiii, ay lav yu badiii'
Eskiden öğretmen...
AYŞE KULİN
Avrupa'da Türkler
Avrupa'da Türkler ne tarihten, ne de...
ÖNCEL ÖZİÇER
Ünlülerin 'yekvücut' yalan dünyası
Hâlâ ve ısrarla neden...
KAZIM KANAT
Doktor ne kadar ömrüm kaldı?
Bu soruyu bir kez sordum,...
Haydarpaşa Lisesi'nin yeraltı anıları
Haydarpaşa Lisesi'nin yeraltı anıları
Kader ne tuhaf. Ben de bir Haydarpaşalının kızıyım... Babam artık...
Kaçırılamaz uçak 2015'te
Kaçırılamaz uçak 2015'te
Uçaklara aşılması çok zor yeni güvenlik sistemleri geliyor. Kabin...
Ali tüp'ü tut
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın eşinin tüplerini bağlatması yeni bir...
Kimsenin sarhoş olmadığı bira şöleni
Münih'te her yıl ekim ayında düzenlenen Oktoberfest bira şöleni, milyonlarca...
Müslüman mahallesinde İsveç köftesi
Hem alışveriş yapıp hem de yemek yiyebileceğiniz mağaza sayısı çok az...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.