|
|
Konyalı kendi küllerinden doğdu
GEÇEN hafta benim açımdan bir yemek nostaljisi içinde geçti. Kurucularından ve üyesi olduğum Mutfak Dostları Derneği'nin ikinci başkanı sevgili Sevim Gökyıldız dostum aradı, Beyoğlu'nda buluşup Hacı Abdullah'ta güzel bir yemek yedik. Sevim Hanım çantasından bir kitap çıkardı. Bu benim 1980'lerde Cumhuriyet'de yazdığım yemek yazılarının derlenmesinden oluşan Ağız Tadıyla adlı kitabımdı. Sevim Hanım kitabımı övdü, bunun ilk olduğunu ve kendisine ışık tuttuğunu filan söyledi. Ne yalan söyleyeyim, koltuklarım kabardı. Sevim Hanım, yakında İstanbul'un 40 Yıllık 40 Lezzet Noktası adıyla bir kitap çıkaracak. Bu kitap için benden de eski lokantalardan biri üzerine bir anekdot istedi. Ben de Konyalı'yı seçtim, yazıp yolladım. Neydi bu anekdot? Kitap çıksın da belki bu konuya döneriz.
İSTANBUL MUTFAĞI MÖNÜSÜ Ama asıl ilginç olan, aynı günlerde derneğin sevgili Ahmet Örs'ün başkan olmasından beri ilk yemeğinin de Kanyon'da yeni açılan Konyalı'da düzenlenmesi oldu. Eşimle birlikte kalkıp gittik. Ve doğrusu çok güzel bir gece geçirdik. İstanbul Mutfağı adıyla düzenlenen mönü, aslında Nevin Halıcı'nın önerdiği isimlerden ve tariflerden oluşmuş. Ahmet Örs'ün deyişiyle "Osmanlı mutfağının günümüze uyarlanması" bu... Böylece, enginar piyazından soğanlı yumurtaya, tencere külbastıdan Sultan Reşat pilavına, saray şerbetinden güllaç ve portakallı baklavaya, leziz şeyler yedik, atalarımızın damak zevkine bir yolculuk yaptık. Bu istisnai bir geceydi, bu yemekleri Konyalı'da her zaman bulacak değilsiniz. Ama mönülerine baktım, gerçekten de Türk mutfağını geniş biçimde kapsayan çok hoş ve davetkâr şeyler var. Unutmayın: Sirkeci'deki efsanevi lokantanın 1978'de kapanmasından beri ve şimdi Topkapı Sarayı'nda genelde turistlere hizmet veren Konyalı'nın dışında, oturmalı ve iddialı ilk Konyalı bu... Bu tarihsel kurumun yeniden hayata dönmesi, unutulmak üzere olan bir kültürün yeniden canlanması da sayılabilir. İzlemekte fayda var!..
|