|
|
Avrupalıların Mekke ile Medine merakı
İslamiyet'in kutsal toprakları olan Mekke ve Medine'ye Müslüman olmayanlar giremiyor. Ancak çok meraklı bazı Avrupalılar binbir macera ile Haremeyn'e yani bu kutsal topraklara girmeyi başardı.
Hicaz bölgesine, özellikle Mekke ve Medine'ye Müslüman olmayanların girmesi haram kabul edilirdi. Ancak şahsi merak veya bölgeyi incelemek için görevlendirilen bazı Avrupalılar, çeşitli yollarla Mekke ve Medine'yi gezerek, seyahat intibalarını kaleme almışlardır. Türkiye'deki tek Afrika tarihi ve kültürü uzmanı olan Doç. Dr. Ahmet Kavas, araştırmalarında Avrupalı seyyahların Afrika ve Haremeyn'e yaptıkları yolculukları uzun uzun anlatır. AVRUPA HACCI MERAK ETTİ Hıristiyanlar'ın Haremeyn'e girmeleri yasak olduğundan seyyahlar ya Müslüman kılığına girerek, ya da din değiştirdiklerini söyleyerek bu ziyareti gerçekleştirirlerdi. Bu seyyahların ilki bir paralı asker olan İtalyan Ludovico di Varthema'ydı. Venedik'ten yola çıkan Varthema, 1503'te Şam'da hac kervanına katılarak Haremeyn'e gitmiş, hacdan sonra da Cidde ve Aden üzerinden Uzakdoğu'ya da seyahat ettikten sonra, 1508'de Avrupa'ya dönmüştü. Varthema'nın seyahat hatıraları 1510'da Roma'da basıldı ve büyük ilgi gördü. Kitabında Mekke ve Medine'nin coğrafi durumunu, Müslümanlar'ın ibadetlerini ve ilgisini çeken diğer hususları anlatır. Bu şekilde Haremeyn'e seyahat eden birçok Avrupalı seyyah vardı. Özellikle İngiltere, Fransa ve Hollanda, "Hac" olayını ve bunun Müslümanlar üzerindeki etkisini yerinde görmek için düzenledikleri sahte belgelerle Mekke ve Medine'ye istihbaratçılar göndermişlerdi. Hicaz'a giden Avrupalı seyyahlardan biri olan İspanyol Domingo Badia y Leblich, Ali Bey elAbbasi adıyla dindar ve zengin bir Müslüman Türk görünümü altında Kuzey Afrika'yı gezdikten sonra Mısır'a gitmişti.
SÜNNET BİLE OLDU Domingo Badia y Leblich, seyahate çıkmadan önce Valencia'da Arapça öğrenmişti. Yine buradayken şüpheli bir durumda kontrol olursa, riske girmemek için sünnet olmuştu. Ali Bey elAbbasi adını alan Domingo, İspanya hükümetinin emri ve maddi desteğiyle yola çıkmıştı. 1803'te Fas'a gitti. Fas sultanının da güvenini kazanmak için Abbasi halifelerinin soyundan geldiğini iddia etmişti. Kısa zamanda büyük şöhrete sahip oldu. Tunus'a gitmeden şöhreti oraya gitmişti. Bu yüzden Tunus'ta büyük bir saygıyla karşılandı. İspanyol seyyah, Tunus'tan sonra gittiği Kahire'de de Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa tarafından resmi törenle karşılandı. Kahire'ye kadar her şey yolunda gitmiş, kimse kendisinden şüphelenmediği gibi büyük bir saygı bile görmüştü. Artık sıra en cüretkâr planını gerçekleştirmedeydi. Domingo Aralık 1806'da Cidde'ye giden bir kervana katılarak, Mekke'ye ulaştı. Mekke'de kendisinden şüphelenmek bir yana Mekke Şerifi tarafından özel olarak ağırlandı.
HATIRALARI ELDEN DÜŞMEDİ Domingo Badia, görevini başarıyla tamamlamıştı. Ancak dönüşte her taraf eşkıya kaynıyordu. "Öldürüleceğim" korkusuyla Mısır'a geri döndü. Mısır'dan Anadolu'ya geçip, uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra İspanya ulaştı. Kendisinden önce onlarca seyyah, bu yolculuğa kalkışmış ancak çok azı sağ dönebilmişti. Domingo Badia, seyahat hatıralarını Ali Bey elAbbasi adıyla yayınladı. Seyahatnamesinde gezdiği yerler hakkında oldukça önemli bilgiler vardır. Mekke'ye giren ilk Avrupalılar'dan biri de İngiliz seyyah Richard Francis Burton'du. Hindistanlı bir Müslüman Afgan doktor olarak 1850'li yılların başlarında Hicaz bölgesine gitmişti. Christian Snouck Hunaronje ise "Abdurrauf" adıyla, 18841885 yıllarında Mekke'de yaşamıştı. Yazdığı iki ciltlik "Mekka" adlı kitabı Avrupalı seyyah ve siyasilere yıllarca el kitabı oldu.
|