|
|
|
|
|
Plan adım adım
PKK'yı bitirmek için uygulamaya konulan ve SABAH'ın duyurduğu "PKK'yı tasfiye planı"nda en son adım İmralı'dan geldi ve PKK'ya "Silah bırak" çağrısı yapıldı.
SABAH'ın büyük yankı yaratan "PKK'yı dağdan indirme planı" haberindeki maddeler peş peşe hayata geçirilirken, son adım İmralı'dan geldi. Terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla, teröristlerine "Silah bırak" çağrısı yaptı.
DAĞDAN İNİŞLER ARTABİLİR 'Silah bırak' çağrısı, devlet zirvesinde onaylanıp uygulamaya sokulan "PKK'yı tasfiye planının" yeni adımı olarak yorumlandı. İmralı'dan gelen bu çağrı ile dağ kadrolarında silahı bırakmanın hızlanması bekleniyor. Sonraki aşamada ise suça karışmayan PKK'lıların sessizce evlerine dönmesi söz konusu olacak.
PLANDA NELER GERÇEKLEŞTİ * Kürt lider Barzani PKK'nın bürolarının kapatılacağını açıkladı. Bürolar kapatıldı, bazı militanlar da tutuklandı. * DTP, terör örgütüne 'silahlı mücadeleye son' çağrısı yaptı. * Plan ABD'ye de aktarıldı. ABD terör için özel temsilci atadı.
Adım adım ilerliyor
İki ay önce SABAH'ın kamuoyuna duyurduğu, devlet zirvesinde onaylanıp sessizce uygulamaya konan stratejinin son adımı gerçekleşti. Öcalan "silah bırak" çağrısı yaptı. Bundan sonra kritik aşamaya geçilecek.
Terör örgütü elebaşı Adullah Öcalan'ın PKK'ya "silah bırak" çağrısı, SABAH gazetesinin 2 ay önce manşetten duyurduğu "PKK'yı dağdan indirme planı"nın adım adım ilerlediğini bir kez daha gösterdi. 30 Temmuz 2006'da SABAH'ın manşetiyle Türkiye gündemine oturttuğu inisiyatifin önemli bir ayağı, PKK üzerinde çeşitli yollarla baskı kurarak örgütün önce ateşkes, ardından "silah bırakma"ya zorlanmasıydı. SABAH, resmi kanallar tarafından doğrulanmamasına karşın, Kuzey Iraklı liderler, Kürt siyasetçiler, kanaat önderleri, DTP ve Güneydoğulu belediye başkanlarının ardından Öcalan'ın da "silah bırak" çağrısı yapacağını duyurmuştu.
REFORM
GARANTİSİ Gizli strateji, resmi bir plan mahiyetinde olmasa da üst düzey yetkililerin bilgi ve denetiminde ilerliyor, ancak PKK'yla doğrudan temas içermiyor. Stratejinin en kritik ayağı, bundan sonra başlıyor. PKK'nın ateşkes ilanı sonrası "silahı bırakma" gündeme gelirse, Kuzey Irak'ta bulunan ve suça karışmayan PKK'lıların sessizce evlerine dönmesine izin verilecek. Sayıları 450'yi bulan üst düzey ve orta kademeli için de bir formül arayışı başlayacak. Barzani ve Talabani, PKK'nın dağdaki yönetici kadrosunun Kuzey Irak'ta barınmasını istemiyor. Hem ABD hem de Talabani, geçmişte üst düzey yöneticiler için ara formül olarak "üçüncü bir ülkeye gönderelim" demiş, Kuzey Avrupa ülkeleri gündeme gelmişti. Ancak buna sıcak bakmayan Ankara'nın bundan sonra buna onay verip vermeyeceği bilinmiyor. Ankara'da şekillenen görüş, tüm bunlar karşılığında genel af ya da Öcalan'ın serbest bırakılması gibi bir söz verilmemesi. Buna karşı, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme yolunda reformların devam edeceği garantisi verildi.
NE YAZDIK, NE OLDU? "Son 28 yılın en kritik planı" olarak duyurduğumuz strateji, resmi olarak yalanlanmasına karşın şu ana kadar gerçekleşen adımlar şöyle: 1- SABAH, "Devletin önemli birimlerinin, önce Mesut Barzani ardından Celal Talabani'yi ikna ederek PKK'nın dağdan indirilmesi gerektiğini kabul ettirdiğini" yazmıştı. MİT Müsteşarı Emre Taner'in Kuzey Irak'ta Barzani ile görüştüğü medyaya yansıdı. 8 ay sonra, haziran ayında Irak Devlet Başkanı Celal Talabani de PKK'nın dağdan inmesi gerektiğini açıkladı. 2- SABAH, "Türkiye'de önde gelen Kürt siyasiler de, Barzani ve Talabani ile yaptıkları görüşmelerde silahlı mücadeleyi desteklemediklerini açıkladı" demişti. Gerçekten de son dönemde Kuzey Irak'la yapılan görüşmelerde Türkiye'den giden siyasilerin silahlı mücadele karşısında tutum takınması, Barzani ve Talabani'yi "PKK'nın ömrünün bittiği"ne ikna etti. 3- SABAH, "Barzani ve Talabani, Kuzey Irak'taki PKK'ya artık orada silahlı bir güç olarak barınamayacaklarını söyleyecek" demişti. Talabani, yabancı basına yaptığı açıklamalarda PKK yöneticileriyle görüştüğünü açıkça ifade etti ve "Ateşkese iknaya çalışıyorum" dedi. 4- SABAH "Bu inisiyatifin detayları, devletin zirvesinde onaylandı" demişti. Yetkililer, hiçbir şekilde bu planı onayladıklarını kabullenmedi. Ancak daha sonra adım adım gerçekleşenler, SABAH'ı doğruladı. . 5- SABAH, "Kuzey Irak'ta PKK'ya baskı yapılacak ve ateşkese mecbur edilecek" demişti. Son aylarda PKK'nın Bağdat, Musul ve Süleymaniye'deki büroları kapatıldı. Örgütün aktif olduğu kamplara peşmerge birlikleri kaydırıldı. Kuzey Irak'taki PKK partisi PÇDK'nın başkanı gözaltına alındı. PKK'nın Bağdat, Süleymaniye ve diğer illerdeki hareketleri ve hastane, erzak alımı, ticaret gibi faaliyetleri kısıtlandı. Çeşitli kanallardan örgüte bunun yalnız bir başlangıç olduğu, bundan sonra "tecrit" konusunda daha ciddi adımlar atılacağı hissettirildi. 6- SABAH "Aracılar genel af önerdi. Bunun mümkün olmadığı, teröre bulaşmamış ve yönetici olmayan gençlerin sessiz sedasız Türkiye'ye dönebileceği söylendi" demişti. Gerçekten de en son aydınlar bildirisi ardından da DTP'nin yaptığı çağrılarda genel af önkoşul olmadı. Talabani, 450 kişilik yönetici kadronun Kuzey Avrupa'da üçüncü bir ülkeye yerleştirilmesini önerdi. Ancak Ankara "yeşil ışık" yakmadı. 7- SABAH, "Plan Talabani ve diğer kanallar aracılığıyla ABD'ye de aktarıldı" demişti. ABD, Kürt gruplar üzerinden PKK'ya "silah bırak" mesaj gönderdi, uzun vadede TSK'nın da söz sahibi olması gerektiği görüşüyle emekli general Joseph Ralston'u özel temsilci olarak atadı. Ankara da emekli orgeneral Edip Başer'i görevlendirerek TSK'nın da söz sahibi olması gerektiği görüşünü benimsemiş oldu. 8- SABAH, "DTP ve Güneydoğulu belediye başkanları "ateşkes" çağrısında bulunacak" demişti. Bu gerçekleşti. 9- SABAH, "Abdullah Öcalan'da kullanılacak. Dağ kadrosuna güvenmeyen Öcalan, onları 'yönlendirmek' amacıyla devreye girebilir" demişti. Gerçekten de Kürt kamuoyunda artan barış ve ateşkes özlemini gören Abdullah Öcalan, ilk kez "önkoşulsuz" "Silahı bırak" çağrısı yaptı.
ANKARA
|