| |
|
|
Bakireler Manastırı'nda duvar yazıları
Kars nire, İstanbul nire? Kars nire, Japonya, Kore, Kanada nire? İnsanlar "uzak, yakın" demiyor, Kars'a geliyorlar. Sonra Kars'tan 45 kilometre daha gidiyorlar. "Ani antik kentine."
İlk yerleşim 7 bin yıl önce başlamış. Yüzyıllara değil "bin yıllara" direnmiş. Tunç devrini de görmüş, Urartu medeniyetini de.
"Bakireler Manastırı" Ani harabelerinin en önemli eserlerinden. Binlerce yıl önce yapılmış duvarlara "bizimkiler" taşla, çiviyle, bıçakla, tornavida ile "isim" kazımışlar. Kimi kendi adını. Kimi "tuttuğu partinin." Kimi de "kalp resmi" çizmiş.
Dilan, Ece, Bircan, Baba Yusuf, Neşe, Sinan, Şaban, Sevim, Havva, Esra, Derya, Canan, Engin, Kılıç, Gönül "bir çırpıda" okuduklarımız.
Hele "Memet Aydın" yok mu? Bakireler Manastırı'nın "tepesine" çıkmış. Manastırın dışından veya içinden "merdiven dayamadan" oraya çıkmak imkansız. Memet mutlaka "usta bir dağcı" olmalı. "Zirveye" tırmanmış. "Mührünü" vurmuş. Adını ölümsüzleştirmiş (!)
Biz oradayken "yabancı turistler" vardı. Büyülenmişlerdi. Resim çekiyorlardı. Ama tek bir tanesi bile "duvara adını kazımayı" düşünmüyordu. Onlar hayran hayran geziyorlar. Bizimkiler ise "duvara yazı yazmaya meraklı."
Bir insan, binlerce yıllık bir tarihi eserin duvarına taşla, bıçakla, tornavida ile "adını yazmaktan" ne zevk alır? "Hastalık" mı desek, "tarihe saygısızlık" mı, bilemiyoruz. Yabancı bir turist "duvardaki yazıları" gösterip, bize sordu: - What is this? "Hemşehrim, buranın yabancısıyız" dedik, arkamızı dönüp, çekip gittik.
|