EPDK'NIN en başta uğraşması gereken konunun akaryakıt kaçakçılığını önlemek olduğunu söyleyen Öztürk, "Kaçağı önlemenin en önemli unsuru da ulusal marker'dır (Akaryakıta hangi şirket geleceğini belirlemek amacıyla eklenecek katkı maddesi). Maalesef iki yıldır EPDK ulusal marker olayını başaramamıştır. Herhalde başarmaya da niyetleri yok diye düşünüyorum" diye konuştu. Öztürk, Petrol Piyasası Kanunu görüşmeleri sırasında gündeme gelen uygulanacak cezaların düşürülmesi tartışmasına da açıklık getirdi: "Biz cezala tutarları yüksek olsun istemiştik. Amacı sektörün disipline edilmeseydi. Kaçakçılığın önüne geçilmesini, sektörde önüne gelenin istediği yere yakıt satmamasını istedik" dedi. Öztürk, lisanslarının verilmediği üç aylık dönemde bayilerine sevkiyata devam ettikleri için akaryakıt dağıtım şirketlerine kestiği 1.6 milyar YTL'lik cezayı yüzde 90 ihtimalle ödemek zorunda kalmayacaklarını söyledi. "İşi takip etmeniz gerekiyor tabi ki" diyen Öztürk, gelecek hafta Danıştay 13. Daire'de dava açacaklarını bildirdi. EPDK Başkanı Yusuf Günay'ın cezalarla ilgili olarak "Kanun hatalı hazırlanmış" açıklamasını eleştiren Öztürk, "Enerji Bakanlığı Müsteşarı da 'Kanun sektörle birlikte hazırlandı. İyi hazırlandı. Çocuğun eline verirsen tabiki vazoyu kırar' diyor. Ben de diyorum ki çocuğun eline kristal vazo verilmiş" diye konuştu.
CİRO
KADAR CEZA KESİLDİ EPDK'nın uygulamasının sektörü krize ittiğine dikkat çeken Öztürk, 60 milyon YTL ceza kesilen şirketlerden birinin 2005 cirosunun 65 milyon YTL olduğunu anlattı. Benzeri sorunun akaryakıt taşıyan tankerler için geçtiğimiz günlerde yaşandığını anlatan Öztürk, "Bize lisansız tankerlere yükleme yapılmaması için yazı geldi. Bizde mal vermedik. Kamyonlar yığıldı. O zaman da 'vur deyince öldürüyorsunuz' dediler" diye konuştu.