|
|
Novartis cirosunun yüzde 2.2'si yardım projelerine gitmiş
Önceki gün Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın özel danışmanı Prof. Dr. Klaus M. Leisinger ile tanıştım. Leisinger, 25 yılı aşkın bir süredir Novartis ilaç şirketinde Sürdürülebilir Kalkınma Vakfı Başkanı ve aynı zamanda Basel Üniversitesi'nde kalkınma sosyolojisi profesörü. Hayatını üçüncü dünya ülkelerindeki fakir insanların hastalıklarını tedavi etmek için proje geliştirmeye adamış. Sadece son beş yılda Leisinger, başkanı olduğu vakıf aracılığıyla, Hindistan, Tanzanya ve Brezilya gibi ülkelerde sayıları 5.5 milyonu bulan cüzamlı insanı tedavi etmiş. İlaçları Novartis şirketi, sosyal sorumluluğun bir gereği olarak bedava vermiş. 35 milyar dolar cirosu bulunan Novartis'in, geçen yıl 685 milyon doları kurduğu bu vakıf kanalıyla insanları cüzam, AIDS, tüberkülos gibi hastalıklardan korumak, bebek ölümlerinin azalmasına yardımcı olmak için harcadığını öğreniyorum. Leisinger, şirketlerde kurum kültürü oluşurken, artık insan hakları, işçi hakları, çevre ve yolsuzluk konularına olan hassasiyetin çok ön planda tutulduğunu anlatıyor. Ama tabii şirketlerin hiç olmadığı kadar çok sosyal sorumluluk projeleriyle büyük yardım projelerine imza attığı günümüzde, dünyanın ne açlık sorunu ne de salgın hastalıklarla olan mücadelesi istenilen başarılı sonuca ulaşabiliyor. Ne de olsa, dünya nüfusu artmaya devam ediyor ve Leisinger'in de vurguladığı gibi dünyada günde 2 dolarla yaşamak zorunda olan 2 milyar fakir insanı hiç de iyi olmayan bir gelecek bekliyor.
480 milyar $ reklama harcanıyor BM Genel Sektereti Kofi Annan'ın BM Küresel Sözleşmesi için özel danışman olarak atadığı,Leisinger'in söyledikleri ilginç: "Biliyor musunuz, bir yılda tüm dünyada reklama harcanan para 480 milyar dolar. Bunun sadece yüzde 5'inin şirketler tarafından yapılan imaj reklamlarından oluştuğunu düşünecek olursanız, 25 milyar dolardan söz ediyoruz. Bu parayı bu uğurda yani daha iyi bir gelecek için südürülebilir kalkınma projelerinde kullandığımızı hayal edin. Sadece tedavi etmek için değil, hastalıkların oluşmasını engellemek için de bir çok projeyi hayata geçirebilir, inanılmaz yol kat edebiliriz." İlaç şirketlerinin fakir ülkelere bedava ilaç vermesi her fırsatta gündeme gelir. Bu konuya yanaşmayan şirketlere kötü gözle bakılır ve protestolar yapılır. Doğrusu işin içinden çıkmak mümkün değil. Ama tabii, kurduğu vakıflar aracılığıyla ve sosyal sorumluluk projeleriyle ilaca ulaşamayan insanlara götürülen hizmetlerin ve bunların sürdürülebilir olmasının da takdir edilmesi gerekir diye düşünüyorum.
|