Cumhurbaşkanı Sezer, bir süre önce yaşanan gelişmelerin dış gelişmelere karşı daha dirençli bir ekonomik yapının gerekliliğini ortaya koyduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, uygulanan ekonomik program sürecinde makro ekonomik göstergelerde önemli iyileştirmeler elde edildiğini, ancak bir süre önce yaşanan gelişmelerin, ekonominin dış piyasalardan kaynaklanabilecek olumsuz gelişmelere karşı daha dirençli bir yapıya kavuşturulmasının ne denli önem taşıdığını bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi. Türkiye Ekonomi Kurumu tarafından düzenlenen ve 20 ülkeden 80 ekonomistin katıldığı Uluslararası Ekonomi Konferansı'nın açılışında konuşan Sezer, "Türkiye önümüzdeki dönemde küreselleşmenin avantajlarından en üst düzeyde yararlanabilmek, gönenç düzeyini artırmak ve etkili bir dünya devleti olabilmek için makro ekonomik istikrarı kalıcı kılmak, rekabet gücünü ve büyüme potansiyelini daha da güçlendirmek durumundadır" dedi.
YOKSULLUK
VE TERÖR Kısa dönemli yaklaşımlar yerine, orta ve uzun erimli politikaların benimsenmesinin, sorunların kalıcı bir biçimde çözümlenmesi bakımından önemli olduğunu vurgulayan Sezer, 2007-2013 dönemini kapsayan 9. Kalkınma Planı dönemiyle örtüşen AB katılım görüşme sürecinin Türkiye'nin reform sürecine katkıda bulunacağını belirtti. Sezer, "Hedeflenen yapısal dönüşümün gerçekleştirilmesiyle 2010'lu yılların ortalarında AB'ye yasal ve kurumsal uyum yanında, ekonomik ve toplumsal göstergeler yönünden önemli yakınlaşma sağlanacaktır" dedi. Laik demokratik sosyal bir hukuk devleti olarak Türkiye AB ile bütünleşirken bölgesindeki ekonomik gelişme ve demokratikleşme sürecinde rol oynayacağını kaydeden Sezer, şöyle konuştu: "Önümüzdeki süreçte çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi yansıtan bir siyaset ortamını, özel girişimin gereksinimlerine insan merkezli sürdürülebilir bir ekonomiyi ve bunu taşıyabilecek yeterlilikte uluslararası güvene sahip bir mali sistemi oluşturma kararlılığındayız. Unutulmamalıdır ki, dünyanın en önemli ve en sıcak bölgesinde özel bir jeostratejik konuma sahip tarihsel ve kültürel zenginliklerle dolu olan ülkemizin, istikrarlı, ekonomik ve toplumsal yönden gelişmiş ve bölgeyi kucaklayan bir ülke olması, dünya barışının korunması bakımından olduğu kadar, bölgenin kalkınmasına da katkı sağlayacaktır." Değişimin her alanda hızlı yaşandığı küresel ortamda, yoksulluğun, ulusal ve uluslararası düzeyde gelir dağılımında dengesizliklerin artmasıyla birlikte, toplumsal ve kültürel uyum sorunları ortaya çıktığına dikkat çeken Sezer, "Bu ortamda, suç örgütlerinin bilgi ve iletişim teknolojilerinden de yararlanarak uluslararası ve organize biçimde etkinlikte bulunmaları, başta terör olmak üzere örgütlü suçlarda bir artış eğilimine yol açmaktadır" dedi.