Devlet Bakanı Ali Babacan, enflasyonla mücadelenin büyümeye engel olacağı endişelerinin yersiz çıktığına işaret ederek, "Dört yıldır üst üste enflasyon düşerken büyüme oranı da beklentileri aştı. 2006 sonunda büyüme oranı hedef olarak belirlenen yüzde 5'i aşacak" dedi.
Türkiye Ekonomi Kurumu'nun Ankara Sheraton Otel'de düzenlediği Uluslararası Ekonomi Konferansı'nda konuşan Babacan, Türkiye'nin 30 yılı aşkın süre yüksek ve kronik enflasyon ile karşı karşıya kaldığına işaret etti.
Enflasyonu düşürmelerine rağmen son olarak altı ayda yüzde 7.5 büyüme sağlandığını kaydeden Babacan, enflasyon hedefi konusunda ise, "Nisan ve mayıs aylarında uluslararası piyasalarda yükselen petrol, altın ve hizmet fiyatlarındaki artış, enflasyonun düşüş hızını yavaşlatmıştır. Hedefle uyumlu patikanın dışına çıkmıştır, buna karşın uygulanan politikalar orta vadeli patikada kalınmasını sağlayacaktır" dedi.
DALGALI
KUR EMNİYET SÜBABI
Uluslararası likidite alanında yaşanan sıkıntının dalgalanmaya neden olduğunu kaydeden Babacan, şöyle konuştu:
"Türkiye de etkilenen ülkelerden. Ancak gerek yapısal reformlara bağlı olarak ekonomi ve finans sektörünün güçlenmiş olması, gerekse verilen sıkı maliye politikası etkileri hafifletmiştir. Dalgalı kur rejimi, şokların finansal kesime ulaşmadan emilmesini sağlayarak emniyet supabı işlevini görmüştür. Bu son gelişmeler ekonomide uygulanan politikaların doğruluğunu göstermiştir."
Hükümetin finans sektöründeki gelişmeleri çok yakından takip ettiğini vurgulayan Babacan, "Hükümetimiz mali sektör reformuna da büyük önem vermektedir. Sermaye yeterlilik rasyosunda OECD ülkeleri içinde ilk sırada bulunuyoruz. Yaşanan hareketlilik, finansal sistemin yapısal şoklara dayanıklılığını da test etmiştir" diye konuştu.
Mali disiplinden uzak para politikalarının ve enflasyonist politikaların sonucunda hem finansal istikrarın bozulduğunu hem de kamu borç yükünün arttığını vurgulayan Babacan, "Geçmiş tecrübeler ışığında finansal istikrar ve borç yönetiminin önemini işi kavrayan ülkelerden biriyiz" dedi. BORÇ SORUN OLMAKTAN ÇIKTI
2002 yılında yüzde 12 olan kamu kesimi borçlanma gereğinin GSMH'ye oranının 2005'te yüzde 7'nin altına düştüğünü belirten Babacan, ekonomi içinde kamunun oranı azalırken özel sektörün kullandığı kaynağın arttığını, böylece finansal sistemin dinamik biçimde büyüyen özel sektörün ihtiyaçlarına cevap verebilecek hale geldiğini anlattı. 2001'deki krizin ardından yüzde 90'ı aşan kamu borç stokunun milli gelire oranının 2005 sonunda yüzde 55.3'e düştüğünü kaydeden Babacan, örtük borçlanma stratejileri kapsamında borç stokunda değişken faizli borçların oranının 2002 sonunda yüzde 55 iken, 2006 Temmuz'da yüzde 47.6'ya düştüğünü ifade etti.
Borçlanma maliyetlerinin de düştüğünü söyleyen Babacan, iç borçlanma maliyetinin aynı dönemde, yüzde 62.7'den yüzde 16.6'ya indiğini bildirdi. Babacan, borcun sürdürülebilirliğinin ekonomide sorun olmaktan çıktığının altını çizdi. (ANKA)