|
|
|
Türkiye Akdeniz'in Çin'i
Le Figaro muhabiri Jean-Marc Philibert tarafından kaleme alınan Türkiye ekonomisine ve Sabancı Holding'e geniş yer verilen tam sayfalık yazıda, Türkiye Akdeniz'in Çin'i olarak nitelendi.
Yazıda ayrıca Güler Sabancı, ''Sabancı Grubunu dünyayı fethetmeye hazırlayan kadın'' olarak tanıtıldı.
Uluslararası finansal mücadele alanının uzağında, kıtanın en dinamik büyüme hızlarının birinin rüzgarını arkasına alan büyük Türk şirket topluluklarının, silahlarını gizliden, gizliye parlatmakta oldukları ve muharebeye hazırlandıkları belirtilen yazıda, amacın, global pazara baskın yapmak olduğu ifade edildi.
BASKIN
ÖNCESİ HAZIRLIK
''Sıçrama Yapmaya Hazır Türk Sanayi Devleri'' başlığı ile yayınlanan yazıda, İstanbul'un yoğun trafiği ve bunaltıcı havası içinde bu şirketlerin, Orta Asya'dan Doğu Avrupa'ya, oradan batıya uzanan çizgide Türk şirketlerinin faaliyetlerini yoğunlaştırdığının altını çizen gazete, ''Bu baskın öncesi hazırlık sürecinde, daha şimdiden bazı tercihli sektörler belirmekte. Enerji, otomotiv donanımları, lastikler, bankacılık ve finans, inşaat ve bayındırlık hizmetleri. Yakın gelecekte girişilecek olan büyük savaş, olasılıkla bu cephelerde verilecek'' denildi.
Yazıda 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz sonrası Türk ekonomisinde olumlu bir değişim yaşandığı kaydedilerek, ülkenin ilk aile şirketleri grubu olan Sabancı'nın bankacılık, çimento ve kağıt üretimi alanlarını da kapsayacak şekilde, tekstilden tütüne kadar yayılan bir etkinlikler yelpazesi üzerinde, en azından 65 farklı ticari etkinlik alanında uğraşı vermekte olduğu bildirildi.
AK PARTİ
Yazıda seçimlerle iş başına gelen AK Parti'nin, enflasyonu kontrol altına alarak, istihdam yaratmayı, toplumu ve ekonomiyi dinamik bir büyüme hızına yeniden kavuşturmayı, ayrıca ulusal para biriminden altı sıfır atarak, Yeni Türk Lirasını dolaşıma sunmayı ve böylece yatırımcıların itimadını yeniden kazanmayı başardığı belirtildi.
Büyük Türk şirket gruplarının ''savaş nizamına'' geçmelerine olanak sağlayan koşulların oluşması sonucu, uzun vadeli planlara gereksinim duyulduğu kaydedilen haberde, Sabancı Holding'in Üst Yöneticisi Ahmet Dördüncü'nün ''Son birkaç yıldır, on yıl süreli bir büyüme ve gelişme planını yürürlüğe koymuş bulunmaktayız, 2001 yılından önce bir önceki yıla bakarak yeni bir bütçeyi öngörebilme olanağına sahip değildik'' açıklamasına da yer verildi.
Türk şirketlerinin uluslararası alanda yaptıkları çalışmaların anlatıldığı bölümün sonunda ise ''Bu yalnızca bir başlangıçtır. 72 milyonluk nüfusu, yüzde 7 ila yüzde 8 oranında artış kaydeden büyüme hızı, yabancı sermaye için bir cazibe kaynağı olması bağlamında (Türkiye, Akdeniz'in Çin'i) olma yolundadır'' ifadesine yer verildi.
GÜLER SABANCI
Le Figaro'da yer alan haberin yarım sayfalık bölümünde de Sabancı Holding ve Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'ya yer verildi.
Bu bölümde''Güler Sabancı Sabancı Şirketler grubunu yönetiyor. Onun yarattığı ivme desteğinde Holding, uluslararası arenada boy gösterme ölçeğini geliştirdi ve artık böylesine mükemmel bir çizgi doğrultusundaki çabalarını durdurmak niyetinde değil'' denilerek, Güler Sabancı'nın erkekler dünyasındaki bir iş kadını olarak, kendisini olduğu gibi kabul ettirmekten vazgeçmediği aktarıldı.
Yazıda Güler Sabancı'nın, kendisini ziyaret eden yabancı basın mensuplarını iyi bir ev sahibesi olarak karşıladığı ve Forbes Dergisinin açıkladığı dünyanın en güçlü kadınları listesinin 65. sırasında yer alan Sabancı'nın, ''sergilediği görüntüye uygun, saygıdeğer, hanımefendi bir işkadını'' olduğu dile getirildi.Yazıda, şunlar kaydedildi:
''Daha yalın bir ifade ile, bu deneyimler onu, bugün sürdürmekte olduğu etkinliklerin bütünselliği ile kaynaştıran endüstriyel istidadı ve başlama iradesi ile yüz yüze getirmiş. Zira Güler Sabancı, ortak girişimlerin sayısını arttırmak sureti ile, Sabancı Holdingin stratejisinde önemli bir dönüm noktası yaratmıştır.
Dünya ölçeğindeki şirket grupları ile anlaşmaları başlatma girişimlerinde bulunmuştur. Böylesi şirket gruplarının, Türkiye pazarına erişebilmek için yerel bir ortakla birleşme gereksinimleri vardı. Sabancı ile ticari ünvanları, Sabancı soyadının ilk iki harfini oluşturan S ve A harflerinin de ilave edilmesi sureti ile birer değişim gördü. Böylece Bridgestone'la ortak girişimin ünvanı Brisa oldu, Amerikan Dupont şirketi ile Dusa oldu ve Carrefour'la Carrefoursa oldu.''
Sabancı Holding'in CAC 40 şirketlerini kıskandıracak bir konumda olduğu kaydedilen yazıda, Sabancı Grubu'nun, bu günün rakamlarına göre 10,6 milyar dolar düzeyinde bulunan cirosunun, üç yıl içinde 15 milyar dolar düzeyine yükseltilmesinin planlandığı anlatıldı.
Bundan sonra geri kalanın Sabancı'yı gerçek bir dünya ölçeğinde, kendi sınırları dışında tanınan ve sayılan bir şirketler grubu yapmak olduğu ifade edilen yazıda, yabancı sermayeyi özendirmeye ve sınırsız iletişime açık olan ''Sabancı patroniçesinin'', vites büyütmeye kesinlikle kararlı olduğu, bu amaç doğrultusunda çevresinde iletişim ve pazarlama ile görevlendirilmiş genç profesyonellerden oluşan bir ekibin olduğu kaydedildi.Yazıda, şöyle denildi:
''Bu aşamada, Türk ekonomisinin potansiyeline güvenen, ülkesinin AB üyeliğinin ateşli taraftarı olan, kendi sektörlerinin liderleri konumunda bulunan uluslararası şirketler ve işletmelerle olan ortaklıklarından gurur duyan Güler Sabancı, her şeye karşın kendi ufuklarını rakamlarla ve bilançoyla sınırlamak istemiyor. Türkiye'nin gelecekteki seçkin kuşağını sinesinde barındıran Sabancı Üniversitesi, hiç evlenmemiş olmasına karşın onun bebeği... Ultramodern ve bir Amerikan üniversitesi kadar sevimli, ancak öğrencilerinin %40'ı burslu ve her birisi en mükemmel altyapı donanımlı. Amcasının, söylemeyi adet edindiği gibi (Bu topraktan aldığımızı, bu toprağa geri vermekle yükümlüyüz) demenin bir yöntemi gibi...''
(AA)
|