Eylülde gel
Ağustos enflasyonu açıklanır açıklanmaz eylülü tartışmaya başladık bile. Yılsonu enflasyon hedefinin tutmayacak olması ve uluslararası piyasalarda devam eden tedirginlik Türkiye'de kısa vadeciliği güçlendiriyor. Bu ay hem Hazine'nin yüksek itfaları hem de 2007 bütçesinin hazırlıkları açısından önemli. IMF'nin ekim ayı başlarında yapması beklenen ziyarette seçim dönemi maliye politikalarını ekonomi gündemine taşıyacak. Anayasa gereği her yıl 14 Ekim'e kadar hükümet bir sonraki yılın makro büyüklüklerini ve bütçeyi TBMM'nin Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunmak zorunda. Ancak genel seçimlerin olduğu bir dönemde tutturulamayan bir enflasyon hedefi sonrasında yüzde 4'lük enflasyon hedefine uygun politikalar üretebilmek oldukça zor olsa gerek. Reel faizlerin yüksek olacağı ve yüzde 6.5'lik faiz dışı fazlaya sadık kalınacağı bir ortamda yüzde 5'lik büyüme; yine YTL'nin değer kazanması ve yoğun sermaye girişi üzerine senaryoları tartıştıracak. IMF'nin ekim başında Türkiye'ye gelmek istemesinin arkasında da senaryolarda tutarlılığı sağlayabilmenin güçlüğü düşüncesi var. Bir oldu bitti ile karşı karşıya kalmamak, gerektiğinde yardımcı olabilmek için IMF bütçe Meclis'e sunulmadan burada olmak istiyor. 2007 Bütçesi ve IMF'in ile ilgili ilk bilgileri, ipuçlarını Singapur'dan duymamız büyük olasılık. Fiyatları aşağı çekmekte döviz kurunun baskısını kullanmak zorunda olan her program gibi 2007 Bütçesi'nin de tutarlılık açısından inandırıcı olması lazım. 2007 gibi bir seçim yılında teorik tutarlılık da yetmeyebilir. Programın inandırıcılığı seçim sonrasına yönelik hikayenin piyasaların taleplerine, işleyişine uygunluğu ise istikrarın temel kuralı. Bir tarafta düşük enflasyon, yüksek reel faiz, değerli YTL öngören mali kesim, diğer yanda YTL'nin değer kaybetmesini isteyen ihracatçı, düşük faize eğilimli otomotiv ve inşaat sektörü. Yerlerde sürünen kırsal kesimi, işsizler ordusunu, kârlılığı azalmış sanayicileri de hesaba kattığımızda seçim kazandıracak ekonomik dengeyi bulmak nerede ise imkânsıza yakın. 3 yıllık, 5 yıllık ekonomik programlarda iletişim kanalları iyi kullanıldığında herkes sırasını beklemeye razı olabilir. Ama 1 yıllık bir süre kalmışsa kimse bugünkü alacağını gelecekteki yüksek getiri umudu ile takas etmez. Eylül ayı enflasyonu, beklentilerin bozulmasının devam etiği bir ortamda seçim ve denge karmaşası nedeni ile de çok önemli. Yüksek çıkacak bir eylül enflasyonu 3 Ekim'de açıklanacağına göre, 14 Ekim tarihinde sunulacak Bütçe büyüklüklerinin inandırıcılığını kredibilitesini başlamadan bitirebilir. Ya da siyasi fizibilitesi olmayan bir takım kararların, yeni vergiler, harcama kısıtlamaları gibi bütçede yer almasına yol açabilir. Peki eylül enflasyonu yüksek gelir mi? Ağustosta giyim, ayakkabı gibi, gıda gibi enflasyonu aşağı çeken mevsimselliği yüksek ürünlerin hiçbirisi eylülde yardımcı olmayacak. On bir ayın bir sultanı Ramazan ayı geleneksel olarak gıdada fiyat artışlarına işaret ediyor. Yaş meyve ve sebzede de Ramazan ayı hem arz kısıtına hem de alışveriş saatlerinin kısalması nedeniyle farklı talep hareketlerine yol açmakta. İç talepte ciddi bir daralma hissedilmeyen kiralar ve eğitimin fiyat artış trendinde bir gerileme beklemiyorum. Basına da yansıyan okul servis ücretlerinin pazarlık aralığı da bu fikri destekliyor. Kur uygun olduğu, YTL'nin değer kazanacağına itibar edildiği takdirde beyaz eşyada, elektrikli ev aletlerinde, televizyon, müzik setlerinde kampanyalar, indirimler gerçekleşebilir. Ramazan ayı ve iki bayram arası evliliklerin en aza indiği dönemlerdir. Aynı mantık ev mobilyası için de geçerli olabilir. Burada sektörün stoklarını da dikkate almak lazım. Piyasalar açısından kısa vadeli finansal araçların fiyatlarında sıkı bir değişiklik olması ihtimali düşükse de 2007 yılı ile ilgili beklentileri eylül enflasyonu ve yeni bütçe şekillendirecek.
|