|
|
'Benim tarzım var'
- Futbol tanımlarını ilk değiştirenlerden birisiniz. Örneğin 'Top kaleyi öptü,' gibi tanımları ilk sizden duyduk. Neden böyle tanımları tercih ediyorsunuz? - 30 kelimeyle de maç anlatırsınız, 300 kelimeyle de. Ben 3 bin farklı kelimeyle anlatmaya çalışıyorum. Çünkü futbolun, kahve dili dediğimiz bir terminolojisi var, onu taşıyorum ekrana. Bir kere maçı doğru dürüst anlatıyorum, seyreden o maçtan bir şey anlıyor. Ama topu direğe vurduysa ben buna 'Top direğe çarptı geri döndü,' diyemem, 'Gördüğünüz gibi direğe bir öpücük kondurup gidiyor,' diyorum. - Yani futbol anlatımını renklendirdiğinizi mi söylüyorsunuz? - Bir tarz getirdiğim doğru. Maç anlatımında şu maçı anlatan çocuk, bu maçı anlatan adam diye anılmamalısınız. Benim yaptığım ve sanıyorum başardığım; 'Ümit Aktan'ın anlattığı maç,' diye anılmayı sağlamak. Beğenilir ya da beğenilmez, ortası yoktur. Ben tarzımı, 20 yıl doğru düzgün maç anlattıktan sonra cesaret ederek oluşturdum. Çünkü maç anlatırken sizi Afyon'daki genelevdeki kadın da seyrediyor, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı da seyrediyor. İkisine de beğendirmek zorundasınız.
|