|
|
'Gidip kulağına türkü söyleyeceğim'
Eşi Bülent Ecevit hastanedeyken yeni ittifak arayışına girişiyle gündeme gelen Rahşan Ecevit, bugüne kadar eşiyle ve siyasetle olan ilişkisine dair tüm eleştirilere ilk kez SABAH Pazar'da yanıt verdi.
'Bir tek ona türkü söylerim' "Sabahtan akşama kadar Bülent'in yanında kalmama müsaade etmiyor doktorlar. Sadece günde iki kere ellerini tutuyor ve onunla konuşuyorum. Bir daha gittiğimde kulağına türkü söyleyeceğim. Bir tek ona söylerim zaten."
'AKP ile de görüşeceğim' "Henüz bir randevu talebinde bulunmadık ama programı yapıyoruz. Tayyip Erdoğan'la da görüşeceğim. Eşim, düşünceleri ayırt etmemiş, 'herkes bir olmalı, sağda, solda bir ittifak,' demişti."
'Bakacak kimse yok diye çocuk yapmadık'
Ben, sevdiği adam hastane odalarında yaşam mücadelesi verirken hâlâ iktidar için çabalayan bir kadın değil, sevdiği adam için, onun en çok istediği şeyi gerçekleştirmeye çalışan bir âşık gördüm onda... Anlattıklarını dinledikten sonra da bu kadar hırpalanmış olmasından üzüntü duydum.
Rahşan Ecevit, eşi Bülent Ecevit hastanedeyken yeni bir ittifak arayışına girdiği için çokça eleştiriliyor bu aralar. Herkes aynı şeyi merak ediyor: Neden şimdi? Bu yoğun günlerinde bizi kırmadı ve Oran'daki evinde bugüne kadar eşiyle olan ilişkisine yöneltilen tüm eleştirilere yanıt verdi. Söylemeliyim ki, hiçbir soruya öfkelenmedi, hepsini seve seve yanıtladı. Eşi Bülent Ecevit'in adı her geçtiğinde sesi titriyordu.
- Sevdiğiniz adam hastane odasında yaşam mücadelesi verirken hala iktidar peşinde koştuğunuzu söyleyenlere ne yanıt vereceksiniz? - Ben kendimi bildim bileli vatanımı önde tutarım. Kişisel yaşantımızın, arzularımızın önündedir bu.
- Aşkınızın da mı önünde? - Onu hiç düşünmedim çünkü ben aşkımı kendimle bir biliyorum. Ben değil, biz diye söylemem gerekirdi aslında. Eşimin inanarak söylediği bir şeye, ben de yürekten inandığım için böyle bir çalışmaya giriştim. Ama bazı kimseler bu tutumumu beğenmediler, o ayrı. Sevmek zorunda da değiller.
- Hayatınız boyunca hep güçlü, hep dik duran, yıkılmayan bir kadın olmanız gerektiğini mi düşündünüz? Sizin hiç moraliniz bozulmaz mı, sevdiğiniz adam için sadece ağlayıp dua edemez miydiniz? Bunları bir zaaf olarak mı algılıyorsunuz? - (Bülent Ecevit'i anarken sesi titriyor) Zaaf değil tabii. O söylediğiniz şeyleri zaten yapıyorum. Ama Bülent'i tanıdığımdan beri -60 yıl oldu şimdibiz vatanımız için bir şeyler yapmaya uğraştık. Ve bunu kendi çıkarlarımızdan, arzu ve zevklerimizden üstün tuttuk. Evet, ben kendimi her zaman güçlü hissettim. Yine de o gücü buluyorum kendimde.
- Bekir Coşkun bir yazı yazdı ve "Sevdiğinin ellerini bırakıp yeni arayış peşinden nasıl gider?" diye sordu. Neden şimdi? - Ben ona buradan yanıt vereyim o zaman. Zaten ben Bülent'in elini tutuyorum. Ama sabahtan akşama kadar yanında kalmama müsaade etmiyor doktorlar. Sadece sabah ve akşam görebiliyorum onu. Günde iki kez gidip ellerini tutuyor ve onunla konuşuyorum. Ona yaptığım şeyleri, çalışmaları ve gelecekte birlikte yapacaklarımızı anlatıyorum. Fikret Bila da büyük bir kaza geçirmişti. Ona sordum, "Komadayken duyuyor muydun?" diye. O da "Zaman zaman sesleri duyuyordum," dedi bana. O yüzden hep konuşuyorum onunla.
- Türkü de söylüyor musunuz kulağına? - Hayır, ama çok iyi fikir. Bir daha gittiğimde söyleyeceğim. Bir tek ona söylerim ben zaten. Neden şimdi, sorunuza gelince... Şöyle yanıt vereyim ona: Eşim hasta olmadan önce ittifaktan söz etmişti. İttifak onun çok istediği bir şeydi. Son aylarda çok endişeliydi. Türkiye'nin geleceğini çok karanlık buluyordu. O kadar üzülüyordu ki üstüne bir de cenazeye gidince daha da stres yaşadı ve hastalandı. Bu üzüntüyle hasta olduğunu düşündüğüm için onun arzusunu gerçekleştirmek istedim.
'DOĞRUCU DAVUD'UM' - Siyasi hayatınız boyunca Bülent Bey hep alkışlandı, siz de hep günah keçisi oldunuz. Size karşı böyle bir önyargının oluşmasında ne etkili olmuş olabilir? - Evet, biraz öyle oldu. Beni yeterince tanımamaları olabilir. Bir de doğrucu davut derler ya, öyle oldum ben de
- "Kocasını perde arkasından idare etmeye çalışan Hürrem Sultan" olarak algılanıyor olabilir misiniz? - Bazı insanlar kadınların siyasi hayata karışmasını, düşüncelerini söylemesini, inandıklarını savunmasını hoş karşılamıyorlar. Ama bunu da açıkça ifade edemiyorlar. Engellemeyi de istiyorlar. Ben DSP'nin kurucusuyum. Genel başkan yardımcısı olarak görev yaptım yıllarca. Belki de bunların farkında olmayan insanlar beni sadece Ecevit'in eşi olarak bildiler ve siyasetle ilgilenmemi, işe karışmak olarak algıladılar. Benim siyasetçi tarafımı görmezden geliyorlar ya da unutuyorlar. Unuttukları için de böyle bir intiba uyanmış olabilir.
- Türkan Sabancı bile "Elinin hamuruyla karışmasın," gibi bir açıklama yapmıştı sizin için! - Bilinçaltında kadınların öne çıkmasını istemeyen kişiler öyle düşünüyor. Ben Türkan Hanım'a kırılmadım o sözler nedeniyle. Çünkü o zaman acılı bir hanımdı.
Elif KORAP
|