|
|
'For ekzempıl' bunlar yalan
Seren Serengil, pek çok yere borcu olduğu iddiasıyla gündemde. "Örneğin" yerine "For ekzempıl" diyen Serengil söylenenleri yalanlıyor.
Seren Serengil'den ne istiyorlar?
Sanat âleminin postmodern starı Seren Serengil, hakkında ortaya atılan 'borç takma' iddialarına net yanıt veriyor: "İddialar asılsız. Benim sadece köpeğimin aylık masrafı 1 milyar lira!.. Ev kiramı mı ödeyemeyeceğim?".
Komşularıyla başı derde girmiş. Evet, Seren Serengil'in. Yok efendim kasaba-manava borç takmış, ev kirasını vermiyormuş, köpeklerini salıp mahalleliyi rahatsız ediyormuş. Bu iddialara inanmak bile istememeliyiz kıymetli okurlar. Annesi Nevin Hanım'ın da isabetli biçimde belirttiği gibi, "Konuşmayın lütfen o pis insanlarla." Gelin işin sanatsal ve hissi boyutuyla ilgilenelim, ki Nevin Hanım da bu ilişkiyi onaylayacaktır ve kritik soruyu soralım: Seren Serengil'e hayran olmamak elde mi? Değil. 'Küçük Emrah'ın ergenlik döneminde çektiği filmlerden başlayarak, ses-dudakayak ileri üçlüsüyle hayatımıza öyle goller attı ki, futbol âleminde Hakan Şükür neyse, sanat âleminde de Seren Serengil öyle bir şey haline geldi. Ne yazık ki, yaşadığı talihsiz 'aşk'lar ve onu çekemeyenlerin muhteris salvoları, sanatsal yönünü yeterli berraklıkta görmemizi hep engelledi. Siz bakmayın öyle Rumeli Hisarı konseri için sadece 32 bilet satıldığına, o aslında postmodern dünyanın anlamsızlığına en fazla anlam katan sanatçılarımızdan biri.
AMERİKA'DAKİ SORBONNE'DAN MEZUN "Sorma yalan söylerim / İnanma ben hep böyleyim / Korkma bu kaçıncı ayrılığımız / Sevda yalan olmalı / Günler viran olmalı / Geri ver içinde kalanı" güftesini ondan daha iyi kim seslendirebilir ki? Sonra, aşk demişsem, Seren Serengil'in aşkları da aşk yani. Üst dudakları silikonla şişirilmiş kadınların, cüzdanları takviyeyle kabartılmış adamlarla yaşadığı silikon aşklardan değil onun aşkları. "Benimle yaşamamış erkek aşkı bilemez," diyorsa bir sebebi var. Tıpkı Küçük Emrah'ın Sevdim mi Tam Severim adlı eserinde belirttiği gibi... Ve sildi mi bir kalemde... Aristokrasi böyledir zaten. Bilmeyenler için belirteyim, Seren Serengil, merhum babasının şöhretinin de ötesinde bir asalet sahibidir. Zamanında ve aslında her zaman belirttiği gibi, sanat dünyasının en görgülü ve en kültürlü mensubudur. "Benim kadar eğitimli sanatçı yok. Ben kolej mezunuyum," ya da "Benim annem gerçekten çok kaliteli bir sanatçı annesi," ve en önemlisi, "Anneannem İtalyan. Altı dil konuşurdu. Onun eşi, dedem yani Amerika'dan, Sorbonne mezunu," ifadelerinden de kolayca görülebileceği üzere, eğer Türkiye'de bir aristokrasi varsa, Serengil düşes telakki edilmelidir. Hayır efendim, düşeş değil, düşes...
Sami TOSUN
|