|
|
Oradan / buradan
Kelebek'te Ayça Dikmen, Rachid Taha ile söyleşi yapmış. Rachid Taha, "Cezayir asıllı Fransız bir müzisyen. 10 yaşında ailesiyle Lyon'a göç etmiş, 80'li yıllarda kendisi gibi göçmen gençlerle Carte de Sejour (Oturma İzni) adlı bir müzik grubu kurmuş. Grup dağılınca tek başına devam ederek ünü yakalamış ve geçtiğimiz hafta Çeşme'de bir konser vermiş". Buraya kadar güzel ama Taha'nın Ayça Dikmen'e verdiği yanıtlara gel de takılma! Dikmen soruyor, "80'li yıllarda grubunuzla yaptığınız müzik Arapça olduğu için radyolarda çalınmamıştı. Ama sonra siz Fransa'nın Grammy'si sayılan Victoire de la Musique Ödülü'nü kazandınız. Ön yargıları kırmayı başardınız mı?" "Maalesef," diyor Taha, "devam edemedi, çünkü bizim yaptığımız müzik ancak yerel radyolarda çalındı. Hâlâ bu müziklere Fransa'nın tümüne yayın yapan radyolarda yer verilmiyor." Baksanıza kuzum, özgürlüğün ve eşitliğin beşiği Fransa'da, Rachid Taha, müziğini ulusal radyolarda çaldıramamaktan şikayetçi. Dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım, insanız ya, yoktur birbirimizden farkımız, desek de tam olarak doğru söylemiş sayılmayız. Ey sevgili alt kimlikli kardeşlerim, kanatları altına sığınmak isteyip, başkanlarının eşlerinden hamiler edindiğiniz Fransa, kendi vatandaşına böyle bir ayrımcılık yaptığında, ne yazık ki biz bu ülkeyi, bizlere yapıldığı gibi, işaret parmağımızı sallayarak insan haklarını, ifade özgürlüğünü filan hatırlatıp insafa davet edemiyoruz. Var yani bir farkımız. Başka ülkeler de şimdiye dek bu görevi üstlenmediğine göre, Fransa için, yüreğim parçalanmaz mı şimdi? Yazıyı okuyalı beri, Fransızlara doğru yolu gösterecek birilerini bekleyip duruyorum. Condi Ablamıza bir mektup yazmayı bile düşündüm, ABD, 'Yeni Ortadoğu Projesi'nin demokratikleştirme bacağına, Batı'ya doğru bir kol uzatıp, acaba Fransa'yı da katsa mı diye.
|