|
|
|
|
Tekzip Ve Açıklama
Sabah gazetesinin 26 Mart 2006 tarihli nüshasının (Güncel) başlığını taşıyan ekinde, Çorlulu Ali Paşa Vakfı ile ilgili, gazeteniz muhabirlerinden Emrullah Erdinç'in Selahattin Çakır adındaki bir şahısla yapmış olduğu röportaj yazısını okudum. Adı geçen şahsın Çorlulu Ali Paşa Vakfı ve mütevelli general Sıtkı Ulay hakkındaki iddiaları tamamen hayali gerçek dışı ve mesnetsiz iddialardır. Bu şahıs seneler önce aynı iddiaları defalarca mütevelli general Sıtkı Ulay'a iletmiş ve her defasında da bir hakkı varsa mahkemeye müracaat etmesi bildirilmiştir. 1960 senesinde Sıtkı Ulay'ın sahte olarak Çorlulu Ali Paşa Vakfını kurduğu ve dedesine ait gayrimenkulleri bu vakfın malı gibi gösterdiği iddiası gerçek dışıdır. Çorlulu Ali Paşa Vakfı 1708 senesinde Sadrazam Çorlulu Ali Paşa tarafından kurulmuş 300 senedir mütevellileri tarafından yönetilen bir mülhak vakfıdır. Vakfedilen gayrimenkuller vakıf senedinde yazılıdır. Vakıfnamede, Ruznameci İbrahim Efendi'nin ismi geçmediği gibi, bu şahsa ait olduğu iddia edilen gayrimenkullerde yer almamaktadır. Haliçteki Camialtı Tersanesi ve aynı yerdeki Çorlulu Ali Paşa Camii vakıfnamede yazılıdır. İddia edildiği gibi, tapu kayıtlarında büyük dedesinin ismi malik hanesinde gözüküyorsa bu güne kadar niçin dava açmadığını kendisine sormak lazımdır. Vakıf gayrimenkullerinden elde edilen kira gelir 2005 senesi itibarı ile 250 Milyon USA doları olmayıp sadece 77.000.- YTL'dir. General Sıtkı Ulay'ın kendisine (ne uğraşıyorsun) senide vakıf evlatları arasına katalım teklifinde bulunduğu iddiası da, hayali bir iddiadır. Hiçbir mütevelli (subutu evlat) ilamı olmadan kimseyi vakıf evlatları arasına alamaz. Böyle hukuk dışı bir beyanın general Sıtkı Ulay tarafından söylendiğini kabul etmek mantık dışıdır. Malum şahıs miras hukuku ile vakıf hukukunu bilmediği için aldığını söylediği veraset belgesinin vakıf hukuku yönünden hiç bir geçerliliği yoktur. Vakıf evlatları (subutu evlat) kararına müsteniden vakıf evladı olmuşlardır. Adı geçen şahsa devlet dairelerinin kapılarının yüzüne kapanması işte böyle tutarsız, mesnetsiz ve hayali iddialarda bulunmasından kaynaklanmaktadır. Merhum mütevelli senelerce şanlı ordumuzda hizmet etmiş, general rütbesine yükselmiş, bakanlıklarda bulunmuş şerefli ve namuslu bir insandır. Böyle birisi hakkında okuyanlar üzerinde kötü bir kanaat yaratacak, iddialarda bulunulması hakaret ve iftira suçunu oluşturur. Bu bakımdan merhum general Sıtkı Ulay'ın çocukları tarafından ceza ve manevi tazminat davalarının açılacağının bilinmesinde fayda vardır. Diğer taraftan muhabiriniz hiç bir araştırma yapmadan, suç teşkil eden cümleleri ihtiva eden röportajı aynen yazmış ve neşredilmiş olması basın yasasına ve basın ahlakına aykırıdır. Bu konuda da gereken teşebbüslerde bulunacaktır.
Sadrazam Çorlulu Ali Paşa Vakfı Mütevellisi Avukat Güngör Denizmen
|
|
|
|
|
|
|
|
|