Son kayan yıldız ve Sarı Sıcak
Çarşamba günü akşamüstü televizyonda bir altyazı geçti. Sevgili Yılmaz Çetiner de basın dünyasındaki yıldız yağmuruna katılmış. Boğazımda bir yumru, göz pınarlarımda yaşlarla, bu sevgili dosta dair bir şeyler dinlerim belki diye, gece televizyonu zaplamaya başladım. Birden kulağımda, tam da içimdeki ölüm acısının sesi, bir klarnet! Duygu, Yılmaz, tüm sevdiklerimiz bize sesleniyor, Hüsnü'nün nefesiyle. Sevgili Ferhat Göçer, bu gece bu programı özel olarak benim hüzünlerim için düzenlemiş sanki. Kalakaldım. Tanrım ben nerelerdeymişim bugüne kadar? Teknelerde, yolculuklarda gezmelerdeymişim. Nasıl kaçırmışım bu programı! Yıllardır televizyonlara musallat olan bayağılıktan, ucuzluktan uzak müthiş bir program bu. Sahnede, gördüğüm en saf, en temiz yüzlü, duru bir su tanesi gibi gepgenç bir kız, muhteşem sesiyle okuyor. (Nasıl özlemişim genç bir insan yüzünün doğal güzelliğini; sana botoks, dolgu maddesi, silikon bir 30 yıl değmesin Bengü!) Yanında dağlardan koparak gelmiş çoşkun bir koca Volkan! Kah yel oldum estim, kah dalga oldum çırpındım.Yılmaz Çetiner'e muhteşem bir veda oldu, eminim duymuştur. Şimdi çarşambayı iple çekiyor, Sarı Sıcak'tan benim gibi suyun öte tarafından gelenler için, Vardar Ovası'nı istiyorum, haberiniz ola!
|