|
|
|
|
Okuldaki kabadayılar
* Bir oğlum var ve o da başarılı bir öğrenci. Beşinci sınıfa geçti. Okula ilk zamanlar alışması zor olmuştu; bir ay boyunca ben de her gün onunla okula gidip sırasında oturmuştum. Fakat daha sonra alıştı ve çok olmamakla beraber yakın arkadaşlar edindi. Bu sene ortasına kadar sorun diyebileceğimiz bir aksaklık yaşamadık. Fakat ikinci dönemin başından itibaren oğlum okula gitmek istememeye, bunun için değişik bahaneler uydurmaya başladı. Aslında biz de biraz geç fark ettik, ne olduğunu öğrenmemiz de zaman aldı. Sonunda öğrendik ki; başka sınıftan iki çocukla sorun yaşıyor, hatta zaman zaman bizimkini dövüyorlar. Sınıf öğretmeniyle konuştuk ama sorunun çok üzerine gidemeden tatil geldi. Şimdilik durmasına rağmen gelecek sene ne yapacağımızı iyi planlamamız lazım. Bu konuda ne yapabiliriz?
Yıllar geçtikçe, insanın aklında çocukluk denilince sadece toz pembe anılar geliyor. Peki gerçekten her şey o kadar kolay ve herkes o kadar mutlu muydu? Birazcık düşünürseniz cevabın 'hayır' olduğu hemen ortaya çıkar. Çocukların kendi aralarında bile birbirlerine mutsuzluk verenler var. Diğerleri tarafından alaya alınan, isim takılan, oyuna alınmayan, hakkında olmadık söylenti çıkarılan, hırpalanan, dövülen çocuk az değil. Bu tür tacizlere uğrayan çocuk, evden çıkmak istemez, okula gitme arzusunu kaybeder, olur olmaz hastalık bahaneleri uydurup sosyal yaşamdan uzaklaşmaya çalışır. Bu çocukların depresyona girmeleri daha kolay ve endişeli bir ruh durumuna bürünüyorlar. Tüm bunlar çocuğun okuldaki ve sosyal yaşamdaki başarısını olumsuz olarak etkiliyor. Peki ya o kabadayılar; onlara sorarsanız böyle davranmalarına sebep ya çevresindekilerden öyle gördükleri içindir, ya da ezmezlerse ezileceklerini düşündükleri için. Böyle yaparak diğerlerinden daha parlak olduklarını düşünüyorlar. Bu yapıdaki çocuklarda, ileri yaşlarda alkol ve madde bağımlılığı, şiddete eğilim ve adli suçlar sık görülüyor. Aslında problem renkli kuşlara kargaların saldırması ile aynı. Değişik bir rengi olan çocuk diğer düz renkler tarafından kabul görmüyor, dışlanıyor veya hırpalanıyor. İnsan yavrusunun bu törpülenmemiş vahşi yanını düzeltmenin tek yolu, onları ahlak ve adalet duygusu ile yetiştirmek. Beklide insanlık denilen şey sadece bu eğitim! Çocuklar arasındaki kabadayılık yıllar boyunca istenmeyen ama bazen de kaçınılamayan bir olgu gibi kabul edildi büyükler arasında; sanki büyümeye giden yol buradan geçmeliymiş gibi. Gerçekte ise çocuk için etkileri yetişkinliğine de yansıyabilen yıpratıcı bir süreç. Bundan dolayı sorumluluklarını bilen ebeveynler olarak çocuğunuzun başka çocukların tacizine maruz kaldığını düşünüyorsanız;
* Her sorununda onunla birlikte olduğunuzu hissettirin; elden geldiğince olaylara dair detaylı bilgi toplayın.
* Çocuğunuzun öğretmeni ya da müdürü ile bağlantı kurun. Onu okul çevresinde en iyi gözlemleyen, büyük ihtimalle o kişilerdir. Duyup bildikleri bir şeyler var mı diye diğer anne babalarla bağlantı kurmaktan çekinmeyin. Ama bunları yaparken çocuğunuzun arkadaşları arasındaki statüsünü bozmamaya özen gösterin.
* Çocuğunuzun hırpalandığını, ezildiğini kesinleştirirseniz; sorun nereden kaynaklanıyorsa, çözmek üzere doğrudan ya da dolaylı derhal harekete geçin. Her şey beklemekten daha iyidir.
* Neyin doğru olduğu çocuğunuzun içinde bulunduğu özel durumla ilgilidir. Bu nedenle aklıseliminize güvenin.
Uz. Dr. Eren Eroğlu
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|