|
|
Dr. Ali Kerim Diler: Hayatı genç kalan ellerinizle tutun
Karşı cinsin ilk neresine bakarsınız?' sorusuna verilen cevaplarda, 'eller' seçeneği, her zaman her iki cins için de ilk beş sırada yer alır. Eğer, güzel ve her şeyden önce bakımlıysalar; mutlaka, en az cömert bir dekolte veya düzgün vücut hatları kadar dişiliği vurgular ve dikkat çekerler. Yüz ve boyun gibi fazla miktarda güneş ışığına maruz kaldıkları düşünüldüğünde, sabunlar ve deterjanlar gibi kimyasallarla sürekli temasları da hesaba katılırsa, gerekli koruma sağlanmadığı takdirde; ellerin erken yaşlanmasının kaçınılmaz olduğu sonucuna varılır. Nitekim eller, 'boyun' gibi yaşı kolaylıkla ele verebilir: Derinin nemliliğini ve elastikiyetini yitirmesi dışında, ultraviyole ışınlarından gereken şekilde korunmaması durumunda melanin pigmentlerinin kümelenmeleriyle, koyu renkli güneş ve yaşlılık lekeleri oluşur. Öte yandan derialtı dokuda meydana gelen eksilmelere, bir de cilt yüzeyinde oluşan çizgiler eklendiğinde, gençlikte gururla sergilenen eller, artık saklanmaya başlanır. Elbette ki ellerin estetiğinde öncelikle koruma şart. Uygun maddelerle yıkamak, kimyasal ürünler kullanmayı gerektiren işler sırasında veya çeşitli sportif aktivitelerde mutlaka eldiven takmak, bozulan nem ve yağ dengesini yeniden sağlamak üzere besleyici ve dengeleyici nitelikte kremler kullanmak, güneşin zararlı ışınlarından korumak çok önemli. Ancak, çeşitli ölçülerde hasarın oluştuğu hallerde de artık, bir zamanlar olduğu gibi ellere hiçbir şey yapılamıyor değil. Aksine, bugün modern tıp, ellerdeki yaşlanma etkilerinin en aza indirgenmesinde pek çok soruna cevap verebiliyor... En sık kahverengi lekeler rahatsız ediyor insanları; hem de cinsiyet farkı gözetmeksizin. Ancak bunları silmek, cilde önceki homojen ve lekesiz görünümünü kazandırmak hiç de zor değil. Krioterapi, kimyasal cilt soyma işlemleri, yoğunlaştırılmış ışık ve lazer uygulamalarıyla; bir veya birkaç oturumda, ağrısız ve acısız olarak, lekesiz bir cilt yüzeyi sağlanabiliyor. Lazer ve ışık tedavilerinde, ışık enerjisini emen lekeli alan, bir hafta içinde daha da koyulaştıktan sonra, vücut tarafından uzaklaştırılıyor. Ayda bir kez olmak üzere lekelerin durumuna göre 3-6 oturumda sorun tamamen çözülebiliyor. Yüksek konsantrasyonlu kimyasal asit uygulamalarında ise lazerlerden farklı olarak, cilt soyularak lekeler siliniyor. Asit uygulanan cilt yüzeyinde oluşan kontrollü yanık sonrasında, istenmeyen kahverengi leke, soyularak kendiliğinden dökülüyor. 'Asit', 'yakma', 'cilt soyma' gibi tanımlar da kullanılsa, bunların, son derece kolaylıkla tolere edilen, acı duyulmayan uygulamalar olduğunun altını çizmek gerekiyor. Bu yöntemler arasında çok uzun zamandır kullanılan krioterapide ise soğuğun yakıcı etkisinden yararlanılıyor. Lekeler dışında, pek çok insan ellerinin eski dolgunluğunu yitirdiğinden, fazla kemikli gözüktüğünden şikayet ediyor. Bu sorunun çözümünde ise polilaktik asit (PLA) enjeksiyonlarına veya vücudun başka bir bölgesinden alınan yağın bir takım işlemlerden geçirildikten sonra ilgili alanlara enjeksiyonu anlamını taşıyan 'lipofilling' uygulamalarına başvuruluyor. Bir veya birkaç oturumda istenilen dolgunluğa ulaşılabiliyor. El derisinde meydana gelen çizgilenmelerin çözümü için ise bugün en sık başvurulan, derinin derinden nemlenmesini ve beslenmesini sağlayan mikroenjeksiyon yöntemleri. Bunlar genelde, 'hyaluronik asit' adı verilen, cildimizin önemli bir yapı taşı olan, yoğun su tutma kapasitesine sahip, göz içi ve eklem içi sıvısının da yapısına katılan, molekülü veya deri için önemli diğer proteinleri içeriyor. Haftada bir kez olmak üzere planlanan oturumlarla, beş-altı hafta sonunda, arzu edilen sağlıklı cilt görünümü sağlanabiliyor. Hep 'dert görmemesi'ni temenni ettiğimiz ellerinizin, geçen yılların etkisini de en azda hissetmeleri dileğiyle...
DR. ALİ KERİM DİLER
|