|
|
|
|
|
|
Nakil diyaliz hastasının ömrünü üç kat uzatır
En iyi diyaliz yöntemi bile bir böbreğin yaptığı işin ancak yedide birini yapabiliyor. Organ nakli olan hastalar, diyalizdeki hastalara göre üç kat daha uzun yaşayabiliyor.
Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Medikal Direktörü Doç. Dr. Murat Tuncer, 'diyaliz mi daha iyi yoksa organ nakli mi' konusundaki soruları yanıtladı:
* Diyaliz, organ naklinin yerini geçici bir süre de olsa tutabilir mi? En iyi diyaliz yöntemi bile bir böbreğin yaptığı işin ancak yedide birini yapabilir. Bu sebeple organ nakli olan hastalar, diyalizdeki hastalara göre üç ya da üç buçuk kat daha uzun yaşar. Biz diyaliz düşmanı bir ekip değiliz. Özellikle doksanlı yıllardan sonra, Türk Nefroloji Derneği'nin önderliğinde, ülkemizin her yanında hastalar diyalize girme imkanı buldular. Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için bu, aslında devletin insan sağlığına verdiği değeri gösterdi. Ben kendi öz teyzemi diyaliz makinesine ulaşamadığım için kaybettim. Bir zamanlar insanlar diyaliz makinesi bulamazlardı. Türkiye'de şu an çok iyi diyaliz yapılıyor ama bu, yeniliklere kapalı olmayı gerektirmiyor. Diyaliz iyi bir yöntemdir ama organ nakli ondan daha iyidir. Aslında bunlar kardeştir zaten. Organ nakli yaptığımız bir hasta böbreğini kaybederse diyalize döner. Daha sonra tekrar organ nakli yapabiliyoruz.
* Bir hasta en fazla kaç yıl diyalizle idare edebilir? Ortalama rakamlar var. 50'li yaşlarla 18'li yaşları kıyaslarsanız farklı sonuçlar ortaya çıkar. 18 yaşında bir hasta 12 yıl diyalizle idare edebilir. Ama aynı hastaya organ nakli yaparsanız, bu süre 38 yıla çıkabilir.
* Organ nakli hastalığı bitiriyor mu? Her şey yolunda giderse, hasta tamamen sağlığına kavuşmuş olur. Bizim ekip olarak başarı oranlarımız da çok iyi. Beşinci yılın sonunda her organ nakli yaptığımız 100 hastanın 98'i hayatta. 96'sının da böbrekleri sağlamdır. Bu sadece Türkiye için değil, tüm dünya için çok çok iyi bir rakamdır.
* Uyumsuzluk, organ nakillerinde artık engel değil mi? Amacımız bu. Organ nakilinin önündeki engelleri kaldırmak. Bu yolda dünya tıbbına attığımız imzalar oldu. Özel bir ilaç kullanarak, alıcı ile verici arasında uyumsuzluğu yok ettik. Bir insan diğerine böbrek verdiğinde oluşabilecek reddetme riskini görebilmek için önceden alıcı ile vericinin kanları karıştırılır. Bu bir testtir. Eğer alıcının bağışıklık hücreleri, vericinin hücrelerini parçalıyorsa buna tıpta 'crossmach pozitifliği' denir. Ve bu durumda organ nakli mümkün olmuyordu. Çünkü saatler veya günler içinde böbrek atar. Biz hem kadavra bekleme listesindeki hastalarımıza hem de canlı vericisiyle gelip organ nakli olmak isteyen ve bu testi pozitif olan hastalara bu ilacı uyguladık. Yüzde 85 civarında bir başarıyla da bu hastalarımıza organ nakli yolunu açtık. 2001 yılından beri uyguluyoruz. Kadavra listesindeki binin üzerinde hastaya uyguladık ve birçok hastaya nakil yaptık. Canlıda da 20 civarında hastaya bu şekilde nakil yaptık.
* Sizce canlıdan böbrek nakillerinde en iyi verici eşler midir? Bizim çıkış noktalarımızdan birini bu oluşturdu. Doku uyumsuz böbrek nakli projemizin temeli; eşleri organ nakli konusunda bilinçlendirerek organ nakli sayısını artırmak. Şu an bile Türkiye'de 35 bin diyaliz hastası var. Her yıl bu hastaların yüzde 11'i kaybediliyor. Bu hastaların en az 5 bininin eşlerinin kendilerine böbrek verebileceğini düşünüyoruz. Sadece eşlerden böbrek nakli yapabilsek bile bu hastaların büyük bir kısmının hayatını kurtarma şansımız var. Eş dışındaki bölüme de başka bir havuz yaratmayı düşünüyoruz. Bilimsel verilere göre; altıda sıfır uyumla, altıda beş uyum arasında herhangi bir fark görülmüyor.
* Böbrek vermenin tehlikesi var mı? 1954 yılından beri insanlar yakınlarına böbrek veriyorlar. Eğer tek böbrekli olmak sağlık açısından zararlı olsaydı, Dünya Sağlık Örgütü asla izin vermezdi. Toplumdaki 'yarım olma' inanışı çok yanlış. Doğuştan tek böbrekle hayatlarını sürdüren pek çok insan var.
ESRA TÜZÜN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|