|
|
Üç perde, üç çelişki
Yekta Kara'ya göre üç perdelik Saraydan Kız Kaçırma Operası, üç temel çelişkiyi gündeme getiriyor: Doğu-Batı, kadın-erkek ve eski ile yeninin çelişkisi... Mozart'ın ayrıca herkesin korktuğu, adını bile duymak istemediği bir dönemde İstanbul'da ve Topkapı Sarayı'nda geçen bir oyunu gündeme getirmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Kara, eseri şöyle anlatıyor: "Birinci perde; Doğu insanı ile Batı insanının karşılaştıklarında birbirlerine nasıl yaklaştığını, nasıl kabul edip reddettiğini ortaya koyuyor. İnsanların diğerinin ait olduğu kültürü görmezden gelmesi günümüzde de hâlâ geçerli. Eseri güncel kılan da bu. Yazılışının üzerinden 300 yıl geçmesine rağmen değişen bir şey yok. Sadece kendi düşüncelerimizi kabul ettirmeye çalışıyoruz. Bu da çatışmalara, savaşa neden oluyor. Mozart'ın özellikle Selim Paşa karakterinde altını çizerek sahneye taşıdığı; hoşgörünün önemi, bağışlayıcı olmak, başkalarını anlamaya çalışmak. Selim Paşa'nın oyunun finalinde kendi düşmanlarını bile bağışlaması büyük bir erdem. Mozart, aydınlanma çağının ürünü bir sanatçı. Dolayısıyla insana bakış açısını da esere taşıyor. İkinci perde; Selim Paşa, 'Yanımızda tutamadıklarımızı, bırakalım gitsin,' diyor. Bu bakış açısı, kadın-erkek ilişkisinin nasıl olması gerektiğini ortaya koyuyor. Konstanze, Selim Paşa'yı çok seviyor, ama sonunda bırakıp gidiyor. Çünkü haremdeki kadınlardan biri olarak özgürlüğünü yitirmek istemiyor. Üçüncü perde; eski ve yeni çatışmasını yansıtıyor. Selim Paşa, yüzü Batı'ya dönük, yenilikçi bir karakter olarak görülüyor. Oysa karşısındaki kâhyası Osmin, geleneklere sıkı sıkıya bağlı, kendi iktidarını kurmaya çalışan, dış dünyayla ilişkilere sıcak bakmayan bir karakter. İşte eski ve yeni çatışması, Selim Paşa ile Osmin arasındaki çelişkide kendini gösteriyor. Üçüncü perdede öne çıkan tema; hoşgörü ve bağışlayıcılık.''
|