|
|
|
|
Ticari kaygı hastada mı, doktorda mı?
- Bu işlerin giderek ucuzluyor olması gerekmez mi? - Talep çok fazla olduğu için ucuzlamıyor. İlerde azalırsa, biraz daha ucuzlayacaktır.
- Nasıl bir mantık bu? - Diyelim ki, şirket olarak yıllık iki milyon ampul çıkartıyorsunuz, talep dört milyon. Niçin indiresiniz?
- Bu yaklaşım çok ama çok ticari değil mi? - Öyle. Bu ürünleri üreten şirketlerin yüksek Ar-Ge maliyetleri vardır. Ve ticari kuruluşlardır. Hekimler bu ürünleri seçerken fiyatlarına bakmaz. Ürünün FDA, CE onaylarına geçmiş olması, komplikasyonların olmaması, varsa da minimal olması tercih sebebidir.
- Diğer taraftan, "Size çok özel bir madde kullanıyorum, o yüzden fiyatı yüksek," denilen hastaya uygulanan maddeye zamanla daha az ihtiyaç duyuluyor ama doktor her seferinde aynı parayı almaya devam ediyor... - Bunun böyle olmadığını size bir örnekle anlatayım. Aynı kişide yapılan Botox'un miktarı değişebilir. Başlarda çok fazla Botox kullanılıyordur, sonra azaltılabilir. Hekim bunu düşünmez. Hekim sadece hastasını güzel yapmak için uğraşır, onun da bir fiyatı vardır. Yani size şu kadar az kullandık, onun için fiyatınız şuna düşsün. İşte bu, hastanın ticari kaygısıdır. Hekimin böyle bir ticari mantığı yok. Hekime gelir, "Bende böyle bir sorun var ve bu sorunu gidermek istiyorum," dersiniz, işlem küçüldükçe, fiyatı zaten düşecektir. Yani hasta pek fazla kırışmıyordur, sadece göz kenarı kırışıyordur, göz kenarına tedavi uygulanır ve sadece göz kenarı düzeltildiği için para alınır. Bölgesel düşünmek lazım. Alnını yapıyorsun, daha az madde kullanıyor diyemezsin. Ama eğer alnını değil, yüzünün sadece belli bir bölgesini yapıyorsa, onun fiyatı zaten bellidir. Hekimin söylemesine bile gerek kalmaz. Hekim kullandığı maddeye göre değil, yaptığı işleme göre fiyat belirler.
- Estetik cerrahide Avrupa ile Amerika arasında tuhaf bir farklılık var. O neden kaynaklanıyor? Avrupa neden biraz daha konservatif yaklaşıyor? - Teknolojide Kuzey Amerika çok hızlı ilerliyor da ondan. Parayla alakalı. ABD çok hızlı ilerliyor, her konuda olduğu gibi. Avrupa kimyasal olarak öne çıkıyor, cilt bakım ürünleri, cildi destekleyici ürünler olarak. Bense kremlere inanmıyorum..
- Düzenli kullanımda bile etkisi olmaz mı diyorsunuz? - Ben pek fazla inanmıyorum, ama eşim Doktor Özlem bazı ürünleri beğenir, kullanır ve bazı hastalarına da önerir. Zannediyorum 160 milyar dolarlık bir pazar. Büyük rekabetler var. Büyük rekabetlerde de büyük vaatler var. Yani bir ürünü kullanıyorsunuz, 'çizgiler bir hafta 10 gün içerisinde tamamen kayboluyor' gibi vaatler... Biz 30-40 yılı düzeltmek için uğraşırken, siz böyle avutuluyorsunuz. Bazı kremlerde HA maddesi var. Kırışık deri katmanına etki ediyor. Deri hidrafe olduğu için kırışıklık açılmış görünüyor. Yanıltıcı bir sonuç tabii... Bazılarında Arginin dediğimiz bir madde var. Çizgiyi açıyor. Buna benzer çok kimyasal madde var. Var olan etkilerinin10 katını vaat ediyorlar.
- Yüzde kolay anlaşılabilir oranlardan birer örnek verir misiniz? - Örneğin alt dudak üst dudağa oranla yüzde 25 daha büyüktür. Yüzdeki oranları üç ana bölgeye böleriz. Kulağın yerleşim alanları vardır. Burun kanadının bile kendi içerisinde ölçüsü vardır. Burun sırtının açısı 55, 60 derece olmalıdır. Burun deliği genişlikleri, burun kanatlarının genişliğinin yarısı olmalıdır. Dudakla burun arasındaki mesafe, dudakla çene arasındaki mesafenin yarısı olmalıdır. Burun ucu kalkıklığı ırksal farklılıklar göz önüne alınarak 105 ile 110 derece olmalıdır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|