|
|
|
|
|
Yılan hikâyesi gibi
|
|
Söylenceye göre dokunduğu her şeyi altına çeviren kral Karun, dünyanın en zengin adamıydı. Kralın, Uşak'taki bir höyükte bulunan hazinelerine el sürenler ise, yöre halkına göre lanetleniyordu. Kanatlı denizatı broşunun çalınmasıyla yeniden gündeme gelen bu hazinenin başından çok şey geçti.
Hazinenin lanetli serüveni
Kanatlı denizatı broşunun çalınmasıyla yeniden gündeme oturan Karun Hazineleri'nin başına gelenler, tarihi eserlere ilişkin özet bir hikâye gibi.
Neredeyse 50 yıl geçmiş, Salihli ortaokulunda okuduğum günlerden... Ödemiş Bozdağ'a giden vadi içinde deve güreşleri, Ahmetli'de at yarışları yapılırdı. Biz çocuklar, meyve bahçelerinden erik, kiraz; bağlardan üzüm çalarken Sart Çayı'nın çakılları arasında 'altın' bulma umuduyla yaşardık. Söylenceye göre Kroisos yani Karun, dünyanın en zengin adamıdır ve elinin değdiği her şey altına dönüşmektedir; Sart Çayı'nda yıkandığı için de çakıl taşları arasında hâlâ altın bulunmaktadır.
MAĞARADAKİ MAKAS O günlerin çocuk düşlerinde bir de 'mağara' vardır ki, 'hazine'nin bulunduğu bölümde bir büyük 'makas' yer almaktadır. Kim 'hazine'ye ulaşmak istese, bu 'makas' tarafından doğranmaktadır. Şimdi, 10-12 çocukluk yaşlarının bile bu ve benzeri hikâyelerle örülü bir dünyada, insanların 'define' hülyalarıyla nice 'hazine' umudunu yağmalama serüvenine katılmaları pek mi acayiptir? Gelelim, kaçağa çıkan eserlerin serüvenine... Uşak ve çevresindeki kaçak eserler, önce İzmir'e, oradan da İstanbul Kapalıçarşı'ya yol alır; Kapalıçarşı'dan da uluslararası eser ticareti ile uğraşan John Klejman'a ulaşır. Boston Müzesi'nden Emily Vermeule, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne 5 Şubat 1970'te mektup göndererek eserlerle ilgili bilgileri verir. Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği aracılığıyla ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan 'ülkelerine kaçak olarak getirilen eserlerin gümrük kayıtlarının araştırılması' için yardım istenir. 1984'te Metropolitan Müzesi'nce A Greek and Roman Treasury (Bir Yunan ve Roma Hazinesi) adlı bir katalog yayınlanır ve Özgen Acar tarafından T.C. Kültür Bakanlığı'na iletilir. Katalogda, Uşak ve çevresindeki tümülüslerde kaçak kazılarda bulunan ve kaçırılan Lidya eserlerinin bir kısmı yer almaktadır.
TÜRKİYE KANITLADI 30 Mayıs 1987'de Türk Hükümeti'ni temsil eden Botein, Hays and Sklar hukuk firmasında görevli avukatlar Harry l. Rand ve Lawrence M. Kaye aracılığıyla Metropolitan Museum of Art aleyhine New York Federal Mahkemesi'nde dava açılır ve Lidya eserlerinin ülkemize ait olduğu, kaçak kazılarla bulunarak kaçırıldığı ve ABD'ye 1966-1967 yıllarında girdiği kanıtlanır. Ve Temmuz 1990'da ülkemiz açısından büyük önem taşıyan ara karar New York Federal Mahkemesi'nce açıklanır. Kararda, 'bu eserlerin yeri konusunda, Türkiye'nin yeterli gayreti göstermediği ve bu nedenle davanın zaman aşımına uğramış olduğu' iddiası reddedilmektedir. Bunun ardından depolar T.C. Kültür Bakanlığı'nın bilim heyetine açılır ve dava konusu Lidya eserleri teşhis edilir. Türkiye'nin 1987'de açtığı dava, zaman aşımının dolmasına sadece 13 gün kala Metropolitan Müzesi aleyhine sonuçlanır. Müze, davayı kaybedeceğini anlayınca 1993'te 'Karun Hazineleri'ni Türkiye'ye iade eder.
|
|
|
|
|
|
|
|
|