|
|
|
|
Savunmanın tam metni
"Vicdani Red Bir İnsan Hakkıdır" başlıklı Yeni Aktüel dergisinde 25 Aralık tarihinde çıkan yazım için, "Halkı askerlikten soğuttuğum" gerekçesiyle Savcılık Makamı'nın üç yıla kadar hapis isteğiyle yargılanıyor olmama da inanamıyorum, bu nedenle oturup kendimi savunma gailesi ile bu yazıyı kaleme almak zorunda kalmış olmama da. Zira yazımda kendimi savunmak amacıyla söyleyebileceğim her türlü bilgi ve argüman mevcut. Bu yazının "halkı askerlikten soğutmak" gibi mesnetsiz bir iddiayla hiçbir alakası yoktur ve yazı DİKKATLE okunduğu zaman bu açıkça görülmektedir. Söz konusu yazım yalnız ve yalnızca vicdani reddin bir insan hakkı olması halini savunmaktadır. O kadar. Ne bir eksik, ne bir fazla. Burda daha 1970'lerde Birleşmiş Milletler tarafından tanınan bir haktan söz ediyoruz. Avrupa Konseyi'ne üye 46 ülke arasında YALNIZCA Türkiye'nin ve Azerbaycan'ın tanımadığı bir haktan. Ermenistan'ın dahi tanımış olduğu, yaygın kabul görmüş bir insan hakkından. Bir köşe yazarı olarak düşünce ve kanaatlerimi ifade etmem benim işimin doğal bir parçasıdır ve haydi şöyle ifade edeyim: Düşündüklerimi sarih bir şekilde ifade etmek karşılığında maaş alıyor, geçimimi temin ediyorum. Bunu da doğru dürüst gerçekleştiriyor olsam gerek ki, sekiz buçuk yıldır köşe yazarıyım. Gerek Genelkurmay'ın hakkımda yapmış olduğu suç duyurusunun, gerek savcılık makamının hakkımda bu davayı açmış olmasının ORANTISIZ BİR GÜÇ KULLANIMI olduğu kanaatindeyim. Demokrasilerde, hem işleri düşünce ve kanaatlerini belirtmek olan kişilerin (diyelim: gazetecilerin) hem de tek tek tüm vatandaşların kanaat özgürlüğünün Anayasal güvence altına alınmış olduğunu belirtmek isterim. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bunun böyle olduğuna inanmak istediğimi, dahası inandığımı da ilave etmek. Vicdani kanaat, Anayasamız'da dokunulamaz, sınırlanamaz, tartışılamaz, kınanamaz, kısacası Devlet'e ve kurumlarına hiçbir müdahale olanağı tanımaz bir temel hak olarak nitelendirilmiştir. Hatta Anayasamızın 15. maddesinde dahi yani ülkenin yaşam savaşı verdiği zamanlarda dahibu hakka dokunulamayacağı belirtilmektedir. Vicdani Reddi savunmak, benim hem hakkımdır, hem de işimin tanımı gereği görev alanıma girmektedir. Ben düşüncenin suç olmaktan çıkarıldığı bir ülkede yaşamak istiyorum. Bana açılan ve hiçbir şekilde kastım olmayan bir iddiaya dayandırılan bu dava; yurdumuzda düşüncenin, düşünmenin, vicdani kanaatlerini belirtmenin suç olmaktan çıkarılmasına herhangi bir katkıda bulunacaksa, bu çileyi de hakikaten sevgi ve sevinçle çekerim. Zira benim yurtseverlik tanımım; yurdunu hakikaten sevenlerin, en temel hak ve özgürlüklerin tanınması için, elini taşın altına sokması gerekliliğine dayanıyor. Yargılanmama neden olan yazımın yurtsever bir yazı olduğuna inanıyorum. Ve dramatik ama yürekten bir son olacak: Buyrun elim, taşın altındadır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|