|
|
Atatürk'ün Latife Hanım'ı ata bindirip kaçırmayı düşündüğünü biliyor muydunuz?
En çok hangisinden etkilendin?' diye sordu arkadaşım. İkimizin de elinde Can Dündar'ın kitabı. Yüzyılın Aşkları. Hangi birini anlatsam... Örneğin, Yıldız Kenter'in can yoldaşı Şükran Güngör ölüm döşeğindeyken söylediklerini okuyunca ne mi hissettim? "Let go Şükrancığım, let go" cümlesinden hüzünlenmemek mümkün mü? Ya Atatürk'ün Latife Hanım ile yapmayı hayal ettiği alaturka düğün için ne demeli? Ata anlatıyor: "Ben bu töreni başka türlü yapmak istiyordum. Latife'yi bir ata bindirecektim. Ben de bir ata binecektim. 'Hadi' deyince atlarımızı mahmuzlayıp kaçıracaktım onu... Ama galiba savaş bizi ihtiyarlattı. Beceremem diye korktum." Bir de Selahattin Pınar ve Afife Jale aşkı var. Ailesine rest çekip kendini sanata adamış bir müzisyen ile Türkiye'nin ilk Müslüman kadın oyuncusunun hikâyesi bu. Gencecik bir kız düşünün. Sırf sahneye çıktığı için yakalanıp karakola götürülüyor. Taş bir odada bir tokat yiyor. Tokatı ömrü boyunca unutmuyor. Haplara ve uyuşturucuya sığınıyor. Peki ya onu seven adam? Kolay mıdır sevgilinin göz göre göre yitip gitmesi, kolay mıdır avucunun içindekine yardım edememek? Selahattin Pınar da tek dostuna, tamburuna sığınıyor.
*** Ama ne yalan söyleyeyim, beni en çok etkileyen Bedri Rahmi Eyuboğlu ile karısı Ernestine Leibovici, sonraki ismiyle Eren Eyuboğlu'nun hikâyesi oldu. Karadutum, çatalkaram, çingenem Nar tanem, nur tanem, bir tanem Ağaç isem dalımsın salkım saçak Petek isem balımsın ağulum Günahımsın, vebalimsin Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan Yoluna bir can koyduğum Gökte ararken yerde bulduğum Karadutum, çatalkaram, çingenem Daha nem olacaktın bir tanem Gülen ayvam, ağlayan narımsın Kadınım, kısrağım, karımsın. Can Dündar söyle yazmış: "Bedri Rahmi Eyüboğlu Türk şiirinin klasikleri arasına girmiş bu dizeleri yazdığında 35 yaşındaydı. Evliydi. Ve şiirde 'Kadınım kısrağım, karımsın' dediği kadın karısı değildi. Dillere destan Bedri Rahmi-Eren Eyuboğlu aşkı, bu şiirin ve o ilişkinin gölgesinde yaşandı."
*** Biraz başa dönelim. Genç kız delikanlıdan dört yaş büyük. Romanyalı zengin bir ailenin kızı. Bükreş'te Güzel Sanatlar Akademisi'nde okuduktan sonra resim çalışmalarını sürdürmek üzere Paris'e gelmiş. Orada tanışıp âşık olmuşlar. Mecburen yaşadıkları kısa süreli ayrılıklarda ise "10 dakika yoksan boğuluyorum" tarzında mektuplar yazmışlar birbirlerine. Ünlü ressam Turan Erol'a göre o dönemlerde genç kız sevgilisinden daha ileri düzeyde bir resim öğrencisi. Delikanlı ise kendisini sanat çevrelerine kabul ettirmeye çalışan bir isim. Londra-İstanbul-Paris hattında devam eden aşk, ikiliyi yormaya başlamış. Genç kadın sevgilinin yanına İstanbul'a gelmiş. Önce sevdiği adamın ailesi tarafından dışlanmış. Ardından Bedri Rahmi Eyuboğlu, sivil polisler tarafından karakola götürülmüş ve "Beraber olduğun kadın bir Romen casusu" cümlesini duymuş. İyi mi? Yine de aşıklar yılmamış. Sonunda evlenip çocuk da yapmışlar. Sonra adam gönlünü asistanlık yaptığı Güzel Sanatlar Akademisi'nde okuyan bir öğrenciye kaptırıyor. Bedri Rahmi "Karadut" ismini taktığı sevgilisine sonradan şarkı olan bir başka şiir de yazıyor. Önde zeytin ağaçları arkasında yar Sene 1946... Mevsim sohbahar Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim Dalları neyleyim Yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim... Yâr yâr Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar Değirmen misali döner başım Sevda değil bu bir hışım Gel gör beni darmadağın Tel tel çözülüp kalmışım... Yar Yar
*** Ya sonra? Eski sevgili, yeni eş, belki de herkesin yaptığı gibi susmayı tercih ediyor. Yeni sevgili ise Türk filmlerini aratmayacak bir sonla, gencecik yaşında menenjit oluyor ve hayata veda ediyor. Ölümünden üç yıl sonra Büyük Kulüp'te düzenlenen bir gecede Bedri Rahmi'den ünlü şiiri 'Karadut'u okumasını istiyorlar. Şair ölen sevgilisi için yazdığı şiiri okurken ağlamaya başlıyor. Yanı başında oturan eşi ise ertesi gün uğruna adını bile değiştirdiği kocasını terk ediyor ve Paris'e geri dönüyor. Hikâye burada da bitmiyor. Sonunu ve diğer unutulmaz aşkları okumak için kitabı bir zahmet satın alınız. 'Yüzyılın Aşkları'ndan mutlaka biri sizi derinden etkileyecektir.
|