|
|
Heykel sanatını ateşleyen dâhi Rodin İstanbul'da
Eserleri 12 Haziran-3 Eylül arasında Sakıp Sabancı Müzesi'nde sergilenecek olan usta heykeltıraş Rodin, tüm hayatını sanata adadı. Heykelde harekete ve duruşa önem veren Rodin, insan bedeninin çirkin taraflarını da göstermeye cesaret ederek çağının çok ilerisinde olduğunu gösterdi.
Yıl 1917'nin ocak ayı... Paris yakınlarındaki Meudon kentinin belediye başkanı, karşısında duran kadına sorar: "Rose Beuret, heykeltıraş Auguste Rodin'i eşliğe kabul ediyor musunuz?" Rose, cılız bir sesle cevap verir: "Evet, nihayet!" 73 yaşındaki zayıf ve hasta kadın, "Nihayet..." demekte haklıdır, çünkü tüm hayatını bir dâhinin çeşitli ruh hallerini beklemekle geçirmiştir. Tam 50 yıl beklemiştir Rose Beuret: 20'li yaşlarında, sevgilisi genç bir heykeltıraşken, eleştirmenler tarafından kabul görmesini, ilerki yıllarda ise durmaksızın bir eserden ötekine geçişini beklemiştir. Hamile kaldığında, çocuğuna babalık etmesini, hiç değilse tanımasını ve soyadını vermesini boşuna beklemiştir. Ve en önemlisi, tam 50 yıl boyunca, sevdiği adamın diğer kadınlardan, özellikle de tutku dolu bir aşknefret ilişkisi yaşadığı bir başka sanatçıdan, Camille Claudel'den koparak kendisine ait olmasını beklemiştir. Rose, Rodin'in 77 yaşında, nihayet kendisiyle evlenmeyi kabul edişinden bir ay sonra, belki de artık bekleyecek bir şey kalmadığından, bu dünyadan göçmüştür.
İHANETLERLE GEÇEN BİR ÖMÜR Rose Beuret, bu 50 yılın ihanetler, hakaretler, aşağılanmalarla geçtiğini saklamaz ama büyük bir sanatçıya hayat boyu refakat etmenin ne demek olduğunu çok iyi bilir. Birçok dâhi gibi Auguste Rodin'in de, yaratıcılığını sürdürebilmek için fırtınalar koparmaya ihtiyacı vardır ve Rose sevgilisini her seferinde, dalgalarla boğuşmuş bir geminin, dönüp dolaşıp sığındığı sakin bir liman gibi ağırlar. Bu sabırlı kadın, iki asrı birbirine bağlayan, modern sanat tarihinin en önemli döneminde, Rodin'in tüm sanat hayatını paylaşmıştır. Gerçekten de 40'lı yaşlarına kadar birçok başarısızlık yaşayan Rodin'in sanat hayatı fırtınalı geçmiştir. 1857'de Güzel Sanatlar Okulu'nun jüri üyeleri, karşılarındaki gencin, heykel sanatının kaderini değiştireceğini anlamamış ve üst üste üç giriş sınavında Rodin'i reddetmişti. Bunun üzerine, 19 yaşındaki sanatçı adayı süslemeciliğe yönelip çeşitli binaların dekorasyon işlerini yaptı.
SANSÜRLENDİ Bu arada heykeltıraş olarak kabul görme arzusu hiç bitmediğinden, eserlerini sergilere göndermeye devam etti, ama eleştirmenler tarafından reddedildi. Rodin'in sanatında dönüm noktası, İtalya'ya gidişiyle gerçekleşti. Michelangelo'nun eserlerini yakından inceleyen Rodin, ilk kez heykelde harekete, duruşa önem veriyor, insan bedeninin çirkin taraflarını da göstermeye cesaret ediyordu. Rodin, insan vücudunu bire bir olarak anlattığı Tunç Çağı adlı heykeliyle 35 yaşındayken polemik yaratarak şöhreti yakaladı. Bu eseri devletin satın almasıyla sanatçıya siparişler yağmaya başladı. Çıplak bedenleri öyle serbestçe anlatıyordu ki dönem ahlakına ters gelen heykeller Amerika ve İngiltere'de sansürleniyordu. Victor Hugo heykeli, olay yaratmıştı. Rodin, hiçbir sanatçının cesaret edemediği şeyi yaptı ve bu büyük yazarı ayakta ve çıplak olarak betimledi.
SEDEF ECER
|