|
|
Yedikleri çocuğun gelişimini etkiler
Beslenme yaşam için gereklidir. Ancak çocuğun beslenmesi söz konusu olduğunda sadece bir kalori ve kilo hesabından bahsedilemez. Beslenme çocuğun beyninin ve ruhunun da beslenmesi demektir. Çünkü ruh sağlığı beslenmeyi, beslenme ruh sağlığını etkiler. Ayrıca, çocuğun zihinsel ve bilişsel gelişimi için beslenme çok önemlidir. Bilişsel süreç, bilginin kazanılmasına ve kullanılmasına yarayan süreçtir. Bilişsel gelişim, bebeklikten yetişkinliğe kadar bireyin çevreyi, dünyayı anlama, düşünme yollarının daha kompleks ve etkili hale gelme sürecidir. Piaget, Bruner ve Vygotsky çocuğun çevresindeki dünyayı değişik yaşlarda nasıl ve niçin böyle algıladığını belirlemeye çalışmışlardır. Piage'ye göre evreler şöyle:
ZAMANLA ALGILARI ARTIYOR Duyusal motor dönemi (0-2 yaş): Bebek dış dünyayı keşfetmede duyularını ve motor becerilerini kullandığndan bu döneme duyusal- motor adı verilmektedir. Nesnenin sürekliliğinin gelişimi, bilişsel gelişimde önemli bir adımdır. Daha ileri düşünmenin gelişimi için bir basamaktır. Düşünmenin başlangıcı olarak nesnelerin zihinde sembolleştirilmesi bilişsel gelişim için önemli bir adımdır. Örneğin, oyun parkında oynayan bir çocuk dışarıya kaçan topunu almak için çevresini gözler, topa ulaşmasını sağlayacak bir nesneyi (çubuğu vb.) bulur ve kullanır. Burada çocuk problemi deneme yanılma yoluyla çözmemiştir. Problemi düşünüp anlayarak çözümü tasarlamış ve zihinsel olarak bunu başarmıştır. İşlem öncesi dönem (2-7 yaş) ikiye ayrılmaktadır: a) Sembolik dönem ya da kavram öncesi (2-4 yaş) dönem. b) Sezgisel (4-7 yaş) dönem. Sembolik dönem ya da kavram öncesi dönem, 2-4 yaşlarını kapsamaktadır. Bu dönemde çocukların dili, çok hızla gelişir ancak geliştirdikleri kavramlar ve kullandıkları sembollerin anlamları, kendilerine özgüdür. Çoğu zaman gerçek değildir. Çocuklar, bu dönemde kompleks kavramları ve ilişkileri anlayamazlar. Örneğin, çocuğa "su çok fazla, dökeceksin" dediğinizde, çocuk "çok fazla" gibi kavramları anlayamadığından suyu dökecektir. 2-4 yaşlarında çocuk, gözünün önünde bulunmayan ya da mevcut olmayan nesne, olay, kişi, varlığı temsil eden semboller geliştirmeye başlar. Örneğin bir çubuğu at, cetveli tabanca gibi kullanabilir. Bu yaşta sembolik oyun sıkça gözlenir. Sezgisel Dönem 4-7 yaş arasını kapsar. Çocuklar bu dönemde, mantık kurallarına uygun düşünme yerine, sezgilerine dayalı olarak akıl yürütürler ve problemleri çözmeye çalışırlar. Dil, hızla gelişmekte, yaşantılar yoluyla kazanılan davranışların sembolleştirilmesine yardım etmektedir. Somut işlemler dönemi (7-11 yaş), ilkokul yıllarındaki çocuklar, bilişsel yeterlilik bakımından çok hızlı değişme gösterirler. İlkokul dönemindeki çocukların düşünmesi okul öncesi çocukların düşünm e s i n - den çok farklıdır. Artık, tersine çevirebilme kavramı kazandıklarından korunum ilkesi ile ilgili bir sorunları da yoktur. Nesnelerin fiziksel yapılarında ya da mekandaki konumlarında değişmelerle, miktar, hacim, sayı vb. özelliklerinde değişme meydana gelmeyeceğini anlarlar.
ERGENLİK DÖNÜM NOKTASI Soyut işlemler dönemi (11 yaş üstü), ergenlik döneminin başlangıcından itibaren çocukların düşünme biçimleri, yetişkinlere benzer hale gelir. Bu dönemde artık soyut düşünme başlar. Bir problemin çözümü, somut yollarla sınırlanmaz. Problemde bulunan değişkenler arası ilişkileri bulur. Çocuk doğduğu andan itibaren bilişsel gelişimi başlar ve devam eder. Bu gelişimi etkileyen ana bileşenler, beslenme, çevre ve eğitimdir. Beyin gelişimi, yaşamın ilk birkaç yılında hızlı olmakla birlikte, doğumdan başlayıp geç ergenlik dönemine değin devam etmektedir. Sanıldığı gibi yaşamın ilk 2-3 yılında tamamlanmaz. Okul dönemi başta olmak üzere, erişkin döneme kadar gelişim sürer. Çevre ve eğitim kadar, aslında kolay sağlanarak çocuğun beyin gelişimini ve başarısını arttıracak olan besin maddeleridir. Bu gelişimler için çeşitli besinler önem kazanır. Anahtar besinler, iyot, demir ve folik asittir. Ayrıca çinko ve B12 önemlidir. Bunların dışında, beyinde ve retinada yoğun bulunan DHA (dokozahekzaenoik asit) ve PUFA'nın (çoklu doymamış yağ asitleri) önemi son yıllarda belirginleşmiştir. Anne sütünde bu maddelerin bulunması, anne sütü alan çocukların daha iyi gelişim göstermeleri de değerlendirildiğinde besinlere katkı gündeme gelir. Demir eksikliği olan çocuklarda, dikkat bozukluğu, dil gelişim sorunları, IQ düşüklüğü, algı ve duyuşsal davranış bozuklukları saptanmıştır. Anemi olmaksızın olan demir eksikliği de, okul başarısızlığına neden olmaktadır. İyot eksikliği, doğumsal olarak zeka geriliği nedenidir. Hipotiroidi olmaksızın olan iyot eksikliği beyin gelişim sorunlarına yol açmaktadır. Dünya sağlık örgütü tarafından, en yaygın beyin zedelenmesi nedeni kabul edilir. Çinko düzeylerinin tamamlanması, özellikle okul dönemi çocuklarında okul başarısını ve nöropsikolojik fonksiyonları arttırmaktadır. Doğru beslenme önemlidir. Çocukların beyin gelişimi için toplumun ve özellikle annelerin eğitimi önemlidir. Ancak koşullar nedeniyle, gerekli maddeleri yetersiz alabilmektedirler. Bu durumda, çocukların alabildikleri ve severek tükettikleri besinlerin zenginleştirilmesi önem kazanmaktadır. Çocukların sağlıklı beslenmesi için gerekli yemekleri sevecekleri şekilde sunmak önemli. Bu konuda bir önerim olabilir. Zümrüt Özkan Anjuere kendi deneyimlerini bir kitapta toplamış. Alfa yayınlarından çıkan kitabın adı: "Yiyorum Büyüyorum."
|