| |
|
|
Son uyarılar
Tarih 3 Ağustos 1996. Yüksek Askeri Şura, Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın başkanlığında toplanıyor. Ve Şura'da ilk kez "irtica konusu" ele alınıyor. Deniz Kuvvetleri Komutanı Org. Güven Erkaya "irtica Türkiye için önemli bir tehlike halini almaktadır" diye başlayan bir konuşma yapıyor.
1996 Ağustos'unun MGK toplantısında "askerler" aynı konuyu ilk kez seslendiriyorlar. Ve bir öneride bulunuyorlar: - İrtica konusunun MGK toplantılarından birinin gündemine alınması.
Aralık-1996. MGK, yılın son toplantısını yapıyor. Oramiral Güven Erkaya bir "talepte" bulunuyor: - İrtica tehlikesi tırmanıyor... MGK, bu konuyu konuşmak için toplanmalı.
Tarih 27 Ocak 1996Pazartesi. MGK toplanıyor. Org. Erkaya söz istiyor: - Sayın Başbakan ile sayın yardımcısının bazı davranışları hukuk düzeni ile bağdaşmıyor... Sayın Başbakan Yardımcısı "siyaset dinin hizmetindedir" diyorlar... Herkes, Meclis'te ettiği yemine sahip çıksın. Bu toplantıda askerlerin önerisi: - MGK "irtica tehlikesini" görüşmek için toplansın. Yani "bu konu" yazılı olarak gündeme alınsın.
Süleyman Demirel'e, 9 yıl sonra, "1997'nin şubat ayını" sorduk. Dedi ki: - Her şeyin meşru zeminde konuşulmasını istedim... Komutanlar da bunu istiyorlardı. O dönemde MGK Genel Sekreteri Org. İlhan Kılıç. "Askerler" MGK toplantısı öncesinde hazırlık yapmışlar. Bir "proje" ortaya koymuşlar. Proje "28 Şubat bildirisi."
O süreçte Demirel, askerlere "bazı şeyler" söylüyor: - Dedim ki... Mütedeyyin insanlar rahatsız olmamalı... Halkta, ordunun dine karşı olduğu şeklinde bir imaj doğmamalı... Aslolan, dinin istismardan korunması... Dini, istismar edilmekten korumak, aslında dini korumaktır.
Demirel'in "kendi halinde namaz niyazında olan insanlar rahatsız olmamalı" söyleminden sonra, MGK'nın "bildiri taslağında" bazı düzeltmeler yapılıyor.
Süleyman Demirel: - MGK toplantısından iki gün önce sayın Tansu Çiller Çankaya'ya, ziyarete gelmişti... Kendisine bu konuları açtım. - Ne dediniz? - MGK Genel Sekreterliği'nde bazı hazırlıklar var dedim... MGK ile konuşun... İlgilenin... Bu söylediklerimi gidin, sayın Başbakan'a anlatın. - Ne yaptılar? - Hiçbir şey. - Yapsalardı ne olurdu? - Çok şey daha farklı olurdu.
|