|
|
|
|
Eski DEHAP yöneticileri yargılanıyor
Feshedilen DEHAP'ın Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile genel başkan yardımcıları, merkez yürütme kurulu ve parti meclisi üyesi 11 kişinin, bir bildiride terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'dan ''Sayın Öcalan'' diye söz etmeleri nedeniyle yargılanmalarına başlandı.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın bugünkü ilk duruşmasına, Tuncer Bakırhan ve diğer 10 sanık ile avukatları katıldı. Bakırhan, savunmasında, kendini fesheden DEHAP'ın siyasal argümanlarından bazılarının cımbızla ayıklanarak suç unsurları oluşturulduğunu söyledi.
''DEHAP'ın
siyasal varlığı ve gerçekliği bir bildirideki birkaç cümleyle değerlendirilip suça dönüştürülemez'' diyen Bakırhan, DEHAP'ın başka herhangi bir örgütsel organizasyonu meşrulaştırmak, ya da onun görevlerini yerine getirmek doğrultusunda değil, kendi tüzük, program ve yönetsel organlarının aldığı kararlar doğrultusunda siyasalvarlığını sürdürdüğünü savundu.
Bakırhan, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'dan ''sayın'' diye söz ettiği savunmasında şöyle konuştu:
''Burada başta Sayın Başbakan Erdoğan olmak üzere Türkiye'de çeşitli aydınların, gazete yazarlarının, kimi siyasi partilerin ifadeleri de tarafımızca önemsenmiştir. Aynı zamanda Sayın Abdullah Öcalan'ın dönem dönem ifade ettiği ve basına da yansıyan, Türkiye'de Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle, Türkiye bütünlüğü dahilinde çözülmesine yönelik düşünceleri biliniyor. Bu düşünceler de bizim düşüncelerimizle benzerlikler gösterebilir. Bu benzerliklerin suç unsuru olarak görülmesini anlamak mümkün değildir.''
Bakırhan, davanın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesine aykırı olduğunu ileri sürdü. Bakırhan, ''Oturmanın kalkmanın bile bir kültürle biçimlendiği Türkiye'de siyaset kurumlarının, gerek tüzel kişiliklere gerekse bireylere hitabının özgün adaplarla belirlendiğine'' işaret ederek, ''Basın bildirisinde yer alan 'Sayın Öcalan' hitabı da bu çerçevede değerlendirilmelidir'' dedi.
DİĞER SAVUNMALAR
Sanıklardan Hüseyin Yılmaz, bildirinin yayınlandığı tarihte DEHAP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi olduğunu belirterek, Türkiye'nin AB sürecinde söz konusu iddialar nedeniyle yargılanmalarının talihsizlik olduğunu ve üzerlerine atılı suçları kabul etmediklerini kaydetti. Yılmaz, beraatini talep etti.
DEHAP MYK Üyesi Ali Rıza Yurtsever de ''sayın Abdullah Öcalan'' sözüyle bir suçu ve suçluyu övme kastı bulunmadığını, siyasi nezaket gereği ''sayın'' kelimesini kullandıklarını savundu. DEHAP MYK Üyesi Muammer Değer de yaptıkları eylemin düşünsel olduğunu, şiddet içermediğini ve davranışa dönüşmediğini kaydetti.
''TÜRKİYE İÇİN CANIMIZI FEDA EDECEK DURUMDAYIZ''
Eski Milletvekili ve DEHAP Parti Meclis Üyesi Nurettin Yılmaz, bildiriyi 104 kişinin imzaladığını, ancak 12 kişinin yargılandığını belirterek, bu durumu eleştirdi. Yılmaz, ''Türkiye Cumhuriyeti için rahatlıkla canımızı feda edecekdurumdayız. Ben ve arkadaşlarım Türkiye'nin bölünmezliği için kanımızın akmasına razı olabiliriz'' diye konuştu. DEHAP Genel Başkan Yardımcısı Hatice Çoban, ''Kürt sorunu var. Sorun varsa sorunun tarafları da vardır'' dedi. DEHAP PM üyesi Nesrin Nergiz de bildiride imzası bulunmadığı, diğer sanıklar Alican Önlü, Orhan Miroğlu, Memet Tusun ve Veli Büyükşahin de eylemlerinin suç teşkil etmediğini savunarak beratlerini istedi.
Sanıkların avukatı Hamit Geylani, iddianamede suç faili olarak DEHAP'ın gösterildiğini, müvekkillerinin kendi eylemlerinden değil, DEHAP'la olan bağlantıları nedeniyle suçlandıklarını öne sürdü. Geylani, iddianamede, suç olarak görülen 42 ayrı eylemin hiçbirinde müvekkillerinin adının geçmediğini, ancak iddia makamının eylemleri birer suç vasfı olarak gösterdiğini savundu. Günümüzde bireylerin birbirine hitap şeklinin totaliter ülkelerde dahi dava konusu yapılmadığını kaydeden Geylani, bildirideki ''sayın''sözcüğünün suç unsuru olarak gösterilemeyeceğini ileri sürdü. Geylani, müvekkillerinin bu aşamada duruşmalardan vareste tutulmalarını ve haklarında daha önce verilmiş olan adli kontrol kararının kaldırılmasını talep etti.
Cumhuriyet Savcısı Şemsettin Özcan, duruşmaya gelmeyen sanık MüminAğcakaya'nın bir sonraki duruşmada ifadesinin alınmasını, ''adli kontrol kararının'' kaldırılması talebinin ise reddedilmesini istedi. Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, sanıklar hakkındaki adli kontrol kararının kaldırılmasına ve sanıkların duruşmalardan vareste tutulmalarına karar vererek, sanık Ağcakaya'nın dinlenmesi için duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
Sanıklar hakkında, ''PKK terör örgütünün devlet tarafından muhattap alınıp yasallaşması konusunda eylemli ve propaganda yoluyla gayret göstermek suretiyle örgüte yardım ettikleri'' iddiasıyla yeni Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2-3 maddeleri ve 220/7 maddesi ile 3713sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5. maddesi gereğince ayrı ayrı cezalandırılmaları talep ediliyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|