Güzel manken kadınlar...
"Bir erkeğin beni koruyacak kadar güçlü olması gerek... Olmak istediğim kişi Neşe Erberk ... Manken değil, ilerde manken ajansı sahibi olacağım... Bunun için benim için hareket edecek aklı başında bir erkek gerek ..." Çok güzel bir kadın, bunları söylediğinde yüzüne baktım doğru mu söylüyor diye... Bütün erkeklerin peşinde koştuğu kadın, bütün erkeklerin peşinde koşmasına aldırmadan, hayatının peşinde koşuyordu... Paralar kazandığı, ilgi ve şöhrete boğulduğu mankenliği bırakıp, manken ajansı sahibi olmaya çalışıyordu... Çok güzel kadın, çok güzel ilgilerden çok, çok güzel prestijleri arıyordu... Manken olmaktan çok, patron olmak istiyordu. Çapkın erkeklerin gözdesi olmaktan çok, hayatın gözdesi olmayı arzuluyordu...
Çapkın hayatların ortasındaki manken hayatlar müthiş iniş çıkışlıydı... Güzellik iyi para kazandırırken, belalıydı ... Güzel olmak büyük avantajlar sağlarken, aynı zamanda bir cezaydı ... Herkes ilgi gösteriyordu, ama ilgisine cevap vermediğiniz herkes size sinir oluyordu ... Kadınlar sizi sevmiyordu ... Çünkü sizi daha güzel buluyordu... Erkeklerden sizi çok seviyor görünüyordu... Oysa sahip olmak için sizi seviyordu ... Sonunda sahip olanı sizi seviyordu... Size sahip olamayan yüzlercesi ise sizden nefret ediyordu... Size bir gün sahip olacağı umuduyla işi bir süre rölantide tutsalar bile, bunun olmayacağını anladıkları anda, bok atmaktan hiç çekinmeyeceklerdi... Onların sohbetlerinde ucuzlamanız, hatta yok edilip gömülmeniz ancak, içilecek bir viski yudumunun süresinden ibaretti ... Gelenin geçenin altında kaldığınızın ilanı, viskinin yanında atıştırılan tuzlu fıstık ve badem eşliğinde yapılırdı... Güzel manken kadınları taşımak, çanta taşımak kadar kolay değildi hiç kuşkusuz... Sahip olamayanların, tuzlu fıstık badem ve viski eşliğindeki sözleri, diğer kadınların tamamen hedefinde görünmeleri, bu 0 bedene yakın kızları ağır birer yük haline getirirdi ... Taşıyan da başına gelecek belâların farkında, fazla taşımaz, bir an önce devir teslime yönelirdi... Devir teslimler arttıkça, ilerdeki teslimat gittikçe daha zor hale gelirdi... Güzel manken hayatların podyum arkası kulisleri, ağır travmaların göbeğindeydi... Bu derece yoğun ilgi ve cinselliği saklayarak gösterilen beğeni, arasında yaşayan güzel manken hayatlar bir süre sonra kaçın kurası olmaya başlarlardı... Bunlara bir de 1000'in üzerindeki dolarlar üzerinden çalışan saat ekleyenleri kaçın kurasından kaşer durumuna terfi edenlerdi... Genç ve güzel manken hayatlar, kaçın kurası durumunda kalsalar da kaşer haline gelseler de sonuçta dramatik ve travmatiktiler ...
Bu hayatın böyle gitmeyeceğini görmeleri için kör olmaları gerekirdi... Gelecek yeni güzellerin, pabuçlarını hemen dama atacağını anlamamaları aptallıktı... Piyasanın hep daha gence ve çıtıra kayacağını bilmemek saflıktı... Kendilerinin kazandığı gibi, yeni gelenlerin de onları kışkışlayarak kazanacağını fark edememek gerzeklikti ... Hayat onları ne kadar denyo yapsa da gerzek yapmazdı... Neyin ne kadar süreceğinin farkındaydılar... Ne kadar sürecekse, bu kısa sürede en fazlasını kazanmaya meyilliydiler... En çok kendileri ile aynı kaderi paylaşan futbolcularla beraberdiler... Mankenfutbolcu birlikteliklerini hep bir tebessümle karşılardım... Aynı kaderin yolcularının ilginç beraberliklerinden ne çıkacak diye merakla beklerdim... Çoğu zaman kısa kısa yaşadıkları hayatları, birbirleriyle de kısa kısa yaşayıp kendi yollarına giderlerdi...
Çok güzel manken kadın, bir an önce mankenliği bırakıp patron olmak istediğini söylüyordu bana... Onu koruyacak, onun önünü açacak, ama onu hep taşıyacak bir erkekten başkasıyla beraber olmak istemiyordu... Onda güzel olmanın şansı ... Onda güzel olmanın şanssızlığı vardı ... Bilmiyordu ki o şansı ve şanssızlığı hep yaşayacaktı...
|