İşsizlik, hükümetin yumuşak karnı olmayı sürdürüyor. 2005 sonunda kentlerde işsizlik oranı % 12.4'e ulaştı.
İstihdam piyasası son 5 yılda en büyük darbeyi 2001 krizi ile yedi. Krizin ardından Türkiye ekonomisi hızla toparlandı. 2003 seçimlerinde iktidara gelen tek parti hükümetinin icraatları ve ardından 17 Aralık'ta Avrupa Birliği ile müzakerelere başlama kararının alınması, Türkiye'de pekçok şeyi değiştirdi. 2003'te milli gelir 240 milyar dolarken bugün 300 milyar doları aştı. Enflasyon tek haneli rakamlara gerilerken, faiz oranları da yüzde 13'lere kadar indi. Hızla büyüyen Türkiye hem borçlanmada kriterleri tutturdu, hem de yıllardır sonuç alınamayan özelleştirmelerde başarılı sonuçlar alındı. Geçen yıllar içinde hükümetin tek yumuşak karnı işsizlik sorunu oldu. 2006'yı istihdam yılı ilan eden hükümetin 2005'te de en büyük problemlerinin başında işsizlik geldi. Artan yabancı yatırımlar ve özel sektörün hareketlenmesi bir nebze yeni istihdam kapıları açsa da işsizlik oranı bir türlü düşürülemedi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine(TÜİK) göre; Eylül, Ekim, Kasım dönemini kapsayan üç aylık hareketli ortalamalara göre, 2005 Ekim ayı itibariyle işsizlik oranı yüzde 10.1 olarak tahmin edildi. Bir başka deyişle, bu dönemde işsiz sayısı 2 milyon 487 bin kişi oldu. İşsizlik oranı kentlerde yüzde 12.4, kırda yüzde 6.6 olarak açıklandı. Aynı dönemde, işgücüne katılım oranı ise yüzde 48.4 oldu. Ayrıca, 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusun işsizlik oranı da yüzde 18.8 olarak belirlendi. Bu rakam, kentlerde yüzde 22.1'e çıkarken, kırsal kesimde yüzde 13.8'e indi.