|
 |
 |
 |
  |
|
Prof. Dr. Kaboğlu: Silah mı çektik?
''Azınlıklar ve Kültürel Haklar Raporu'' ile ilgili davada yargılanan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, iddianamenin gerçeklerden yoksun olduğunu, eleştiri sınırlarını aşmadıklarını savunarak, ''Rapor mu yırttık, silah mı çektik? Biz sadece eleştirdik ve öneri getirdik. Bu çok hüzün verici. Meslek yaşamım boyunca yargı bağımsızlığını, ifade özgürlüğünü savunduğum için yargı önündeyim'' dedi.
Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, eski İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Alt Komisyon Başkanı Prof. Dr. Baskın Oran'ın,
Azınlıklar ve Kültürel Haklar Raporu ile ilgili yargılandıkları davanın duruşması sürüyor.
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, yaptığı savunmada, savcılığın hazırladığı 11 sayfalık iddianamenin yalnızca 1,5 sayfasının doğru olduğunu, geri kalan iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi. İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun 4643 sayılı yasa uyarınca 2004 yılında kurulduğunu belirten Kaboğlu, kurulun kuruluş sürecini ve kurulma nedenlerini aktardı.
Kurulun amacının insan hakları alanında hükümete danışma görevi yapmak olduğunu ifade eden Kaboğlu, kurulun yaptığı toplantılara zaman zaman sorumlu bakan ve başbakanın da katıldığını kaydetti. Kaboğlu, 26 Şubat 2003 tarihinde yapılan başkanlık seçimini kaybeden bir kişinin sekreterya başına getirildiğini, bunun da kurul için bir talihsizlik olduğunu belirtti.
Kurul olarak işkence ve kötü muamelenin önlenmesi, insan hakları gibi konularda raporlar hazırladıklarını anlatan Kaboğlu, 1 Ekim 2004 tarihinde yaptıkları toplantıda Türkiye'de azınlıklar ve kültürel haklar konularını ele aldıklarını ifade etti.
Azınlıklara ilişkin raporun oylama işleminin öğleden sonraya kaldığını, bu arada bazı kurul üyelerinin mazeret belirterek toplantıdan ayrıldıklarını aktaran Kaboğlu, yapılan oylama sonucunda raporda karşı görüşlere göre ayıklamalar yapıldığını ve raporun oybirliğiyle kabul edildiğini söyledi.
RAPORA TEPKİLER
Kaboğlu, raporun daha sonra kurulla ilgili başbakan yardımcısına iletildiğini dile getirerek, daha sonra raporla ilgili tepkilerin gelmeye başladığını kaydetti. Rapora tepkilerin Türkiye'deki milliyetçi kesimler ile ''Kızıl Elma'' denilen bir gruptan geldiğini belirten İbrahim Kaboğlu, bu kesimlerin raporun geri çekilmesini istediklerini ifade etti.
Rapora tepkiler nedeniyle 22 Ekim 2004'te tek sayfalık bir basın açıklaması yaptığını ve raporu kurulla ilgili başbakan yardımcısına ilettiğini anlatan Kaboğlu, raporun oylamasının yasa ve yönetmeliklere uygun olduğunu kaydetti. Kurulda bulunanlardan Fethi Bolayır ile Hukukun Egemenliği Derneği Başkanı Erdem Akyüz'ün raporun usule aykırı olduğunu iddia ettiklerini vurgulayan Kaboğlu, kurulla ilgili bakanın da yanıltıldığını ileri sürdü.
Kaboğlu, 1 Kasım 2004'te Başbakanlık'ta kendilerine tahsis edilen salonda bir basın açıklaması yapmak istediklerini, ancak arkasından gelen bir kişinin raporu yırtması sonucu raporun kamuoyuna açıklanamadığını söyledi.
''GÖNÜLLÜ OLARAK YAPTIM''
İddianamede, kendisinin Marmara Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yaptığının, ancak hazırladığı bu raporun göreviyle herhangi bir ilişkisi bulunmadığının ifade edildiğini kaydeden Kaboğlu, ''Ama ben üniversitemden izin yazılarak ve görevlendirilerek bu kurulda çalıştım. Bu iş paralı değildi, gönüllü olarak yaptım. Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmeye çalışıyorduk'' dedi.
Bu kurul ile Türkiye'de ilk kez devlet birimleriyle ilgili uzmanların bir araya gelerek insan hakları, işkence ve kötü muameleyi tartıştıklarını söyleyen Kaboğlu, ''Tepkilere rağmen Türkiye'nin insanhakları alanındaki makus talihini bu şekilde değiştirebiliriz düşüncesiyle çalışmalarımıza devam ettik'' diye konuştu.
İbrahim Kaboğlu, bu sürecin ardından görevlerinin sona erdiğine ilişkin bir yazı aldıklarını ve savcılığa çağrılarak ifadelerine başvurulduğunu bildirdi. Kaboğlu, daha sonra kendisinin, bir yardımcısının ve raportörün kuruldan istifa ettiklerini, böylece kurulun çalışmalarının da askıya alındığını söyledi.
''RAPOR MU YIRTTIK?''
Prof. Dr. Kaboğlu, daha sonra Baskın Oran ile kendisi hakkında dava açıldığını basından öğrendiğini belirterek, şöyle konuştu:
''Devletin resmi yoluyla oluşturulan bir kurulda insan hakları için çalışmanın hesabını yine başka bir devlet kurumunun önünde vermek zorunda kaldık. Eğer, hükümeti sadece övseydik gözde bir kurul olacaktık. Yasaları alkışlasaydık yasama üyelerinin hışmına uğramayacaktık. Yargı kararlarını eleştirmeyip övseydik bugün karşınızda olmayacaktık.''
Kaboğlu, iddianamenin gerçeklerden yoksun olduğunu, eleştiri sınırlarını aşmadıklarını savunarak, ''Rapor mu yırttık, silah mı çektik? Biz sadece eleştirdik ve öneri getirdik. Bu çok hüzün verici. Meslek yaşamım boyunca yargı bağımsızlığını, ifade özgürlüğünü savunduğum için yargı önündeyim'' dedi.
Prof. Dr. Kaboğlu, raporun hakaret ve şiddet içermediğini, raporla halkı tahrik etmediklerini öne sürdü. İbrahim Kaboğlu'nun ardından duruşmada Baskın Oran savunmasını yapmaya başladı.
(AA)
|
|
|
|
 E Yildiz 16.02.2006 01:41:02 Benim anlayamadigim, hic tanimadigini bir insanin sahip oldugu akedemik unvanin "bedavadan"oldugnu soyleyebilirsiniz,
Ben, I. Kabaoglu'ndan Anayasa hukuku derslerinden ogrendiklerimle, onun demokrat ve cogulcu hayat bakisiyla hukuk yorumu yapmayi ogrendim. her marmara hukuk ogrencisi onun basarili bir anayasa hukukusu oldugunu bilir. egr universiteler konusmazsa kim konusacak? yasamayi donktrin etkilemezse kim etkileyecek?
Tamamiyle mukemmel oldugumuzu kendimize defalarca tekrarlyip susmali miyiz? bu mudur istediginiz?
 metin şen 15.02.2006 21:40:31 Ülkemizin değerli iki aydınının görevlerini yaptıkları için hakim karşısına çikartılmaları utanç vericidir.Ne yapmıştır bu insanlar?Hırsızlık mı? Cinayet mi? Yasadışı işleremi karışmışlar? Hayır Sadece İnsan hakları Danışma kurulunda Anayasadan aldıkları yetkilerini kullanmışlar.Bunun neresi Türklüğe hakaret..Bizim insanlarımızın bu aşağlık kompleksleri ne zaman sona erecek allahaşkına..Bu kadar komik duruma düşürmeyelim kendimizi..Asıl Türklüğe zararı böyle düşünen insancıklar veriyor..Türk'lük adına her türlü rezilliği yapan insanlar.Çevremizde o kadar çok varlarki ne yazık.Ben bu iki değerli hocamızı kutluyorum.Cesaretle düşündüklerini bizimle paylaştıkları için..
 dilek akdaş 15.02.2006 20:49:22 ÜLKEMİZDE İNSAN HAKLARI KONUSUNDA ARAŞTIRMALAR YAPAN BİLİMADAMLARININ ,TESPİTLERİNİ HALKLA PAYLAŞMALARI RAPORLAR YIRTILARAK ENGELLENMİŞTİR.BU ÜLKEMİZ ADINA UTANÇ VERİCİ.HUKUKA İNANCIMIZI BALTALIYOR.ÖĞÜLMEYE ALIŞAN YÜRÜTME,ELAŞTİRİYE HİÇ DE ALIŞIK DEĞİL,OLDUKÇA TEPKİLİ.HUKUK ÖĞRENCİLERİ OLARAK KABOĞLU HOCAMIZIN YAPTIĞI BİLİMSEL ÇALIŞMALARIN ARKASINDAYIZ.PAMUK DAVASININ YARGICLARI,ŞEMDİNLİDEKİ SAVCILAR OLDUGU SÜRECE BİLİMADAMLARIMIZIN DEĞERİNİ NE YAZIKKİ BİLEMEYECEĞİZ...
|
|
 |
|
 |
|