|
|
|
|
|
|
Gazeteciler artık TCK'ya çarpacak
Yargıtay Başkanı, TCK'daki 'yargıyı etkileme' suçuna dikkat çekti, "Gazetecilerden 288'inci maddeye çarpan çok olur. Savcılar artık bu maddeyi uygulayacaktır" dedi.
Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Danıştay'ın "okul yolunda türban takan öğretmeni sakıncalı bulan" kararı ile başlayan hukuki tartışmaları değerlendirirken, yeni Türk Ceza Kanunu'nun "yargılamayı etkileme" suçunu tanımlayan 288'inci maddesinin bundan böyle işletileceğinin işaretini verdi. SABAH'ın sorularını yanıtlayan Yargıtay Başkanı Arslan, düşünce ve basın özgürlüğünün adil yargılanma hakkı ile sınırlı olduğunun altını çizdi. Arslan, karikatür krizini örnek göstererek şöyle dedi: "Danimarka'da karikatürü çizen kişi görev ve sorumluluğunun bilincinde olsaydı böyle olmazdı. Dinin kutsallarına saygı göstermek gerekir. Birbirimizi sevmek zorunda değiliz ama saygı göstermek zorundayız. İslam dünyasının gösterdiği tepkiyi de kabul etmek mümkün değil. Mitingler yapabilirsiniz, protesto edebilirsiniz ama o ülkenin bayrağını yakmak doğru değildir. Tepki ölçülü olmalıdır. Bir gazeteci bunu yaptı diye yakıp yıkmanın anlamı yok."
KİMSE KONUŞMAYACAK Görülmekte olan davalar hakkında herhangi bir beyanda bulunulamayacağını, bunun Anayasa kuralı olduğunun altını çizen Arslan, son günlerde türban kararı nedeniyle yapılan yayınlar ve açıklamaların hatırlatılmasından sonra yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki 288'inci maddeye işaret etti: "Bu düzenleme daha önceki TCK'da yoktu. Madde, kesinleşmemiş kararlarla ilgili, hakim ve savcıları etkilemek amacıyla, sözlü veya yazılı beyanda bulunulamayacağını düzenliyor. Buna aykırı davrananlara da 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verileceğini söylüyor. Buna aykırı davrananlar bundan sonra 288'e çarpar. Önemli olan kararın kesinleşme, o zamana kadar kimse konuşmayacak. İşimize gelirse hukuka saygılı olacağız, işimize gelmezse olmayacağız. Böyle çifte standart olmaz. Savcılar şimdiye kadar uygulamanın oturmasını bekliyordu, bundan sonra hüküm uygulanmaya başlayacaktır." Arslan'ın uyarı niteliğindeki mesajları şöyle:
* HUKUK HERKESE LAZIM: Yargıya kimin ne zaman ihtiyacı olduğunu bilemezsiniz. İki kurum vardır birisi sağlık diğeri adalet. Bunun için de yargının güçlü olması gerekir.
* HAKİM İTHAL EDEMEYİZ: Yasama ve yürütmeyi beğenmezsek seçimde değiştiririz ama yargıyı değiştirmeye kalkarsanız neler olacağını düşünün. Türk hakimini beğenmezsek başka ülkeden ithal edemeyiz. Benim söylediğim, hakimi eleştirmemek değil.
* AB'DEN EMİR ALMAYIZ: Avrupa, Türk yargısını oradan buradan emir alan bir yapıda sanıyor. Biz kimseden emir almayız. Ağca davası görülürken Avrupa'dan 'Adalet Bakanı şöyle yapsaydı' gibi eleştiriler geldi. Aklınız alıyor mu? Adalet Bakanı Yargıtay Başkanı'na, taşradaki bir hakime,'şu konuda şöyle yapın' diyebilir mi?
* İSTESİNLER MADALYA TAKALIM: Yasamızda Türklüğü aşağılamak yasak. Bir yasa yapın, 'Türklüğü aşağılayana madalya verilir' deyin biz madalya verelim.
* BİRİ KAYBEDECEK: Verdiğimiz kararların herkes tarafından beğenilmesi mümkün değil. İki taraflı davalarda mutlaka bir kazanan bir de kaybeden vardır. Bizde berabere kalmak yok.
* YAZARLAR HUKUK ÖĞRENSİN: Farklı konularda yazılar yazan köşe yazarlarının mutlaka biraz da olsa hukuk öğrenmesi gerekiyor. Bu bilgiye sahip olmayanlar haksız eleştiriler getirebiliyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|