|
|
|
|
|
|
'Aliye' gerçekçi bir öykü ama duygular da var
Nusret ve Feyyaz'la orta yaşta çok güzel bir aşk yaşanabileceğini gösterdik. Ben de şahsen inanıyorum bunun olabileceğine.
- Taşrayı çok gerçekçi anlatıyorsunuz. Deneyiminiz var mı? - Gerçekten yok. Ben bu roman için hiç bilmediğim coğrafyalara ve ilişki biçimlerine girdim çıktım. Taşraya hayatımda gitmedim, New York'a da gitmedim uçuş korkum yüzünden o kadar uzun uçamıyorum. Bu kitabı o yüzden daha çok seviyorum çünkü bana farklı mekanları, farklı coğrafyaları, farklı ilişkileri kurgulayabildiğimi gösterdi. Taşrayı bilmem, köyü daha iyi bilirim, onu da, biraz aile geçmişimden, biraz Yaşar Kemal'den, Fakir Baykurt'tan. - Sinema dünyanızda önemli bir yer tutuyor. - Evet, sinemaya aşığım ben. Niye sinemada bir şey yapmadın dersen o da ayrı bir konu.
ESKİ TÜRK FİLMLERİ - Eski Türk filmleri romanlarınızda büyük rol oynuyor. O filmlerin özellikle bir kuşağı etkilediğini düşünüyor musunuz? - Evet. Bize söz ve davranış biçimi, hareket ve tutum sundu o filmler. İnanarak seyrettik çünkü onları. Hala da televizyonlarda yeni kuşakları etkiliyor. Şimdi onların yerini diziler tutuyor. - "Aliye" biraz daha farklı ama değil mi? - Gururla söylüyorum ki evet. Ben Gaye Boralıoğlu'nun tavsiyesiyle katıldım ekibe. Ilk tecrübem. Ona da korkarak başladım ama sonra çok sevdim. Sinemacılar dizileri küçümsüyor ama o kadar kötü işler yapılıyor ki iyi bir dizide olmayı kötü bir sinema filmine tercih ederim. - "Aliye" birçok diziye göre çok daha gerçekçi. - Bu ülke için, bize göre "Aliye". Sınıf atlama anlamında bir umut vermiyor. Bu önemli. - Aliye'nin mesleki yükselişi gerçekçi mi? - Ama güzellik faktörünü unutuyorsunuz. Güzellik çok önemli bir faktör ve Aliye'nin varsayılan yeteneğiyle birlikte başarıyı getirebilir. Bir de adım adım başarılı oldu Aliye. Ara ara takip edenler için biraz ağır gidiyor dizi ama düzenli izleyenler öyle düşünmüyor. Çünkü silaha ya da sekse doyurmuyoruz, öyle bir derdimiz yok. Duygu yoğunluğu olan bir hikaye, bizim masamızda, etrafımızda olan şeyler. İnsanlar kendisiyle özdeşleştirmese yengesiyle özdeşleştiriyor. Ve çok seyrediliyor. Reytingin ötesinde, izlenme payı var, buna göre Türkiye'de televizyon izleyenlerin yarıdan fazlası seyrediyor Aliye'yi. Seks, silah, şiddet vaati olmadan bu kadar seyredilmesi Türkiye'yle ilgili ümit veriyor bana. - Güzelliğe dönersek, güzel olmak çok önemli değil mi? - Güzel değilsen biraz dezavantajlı başlıyorsun hayata. - Güzel, zayıf ve genç değilsen. - Evet, bu ölçütlere uygun değilsen hayat zor. - Aşk da bu ölçütlere sahip olmayan insanlara yakıştırılmıyor. Bu anlamda Feyyaz ve Nusret'in aşkı çok farklı. - Genel algıya veya Özel Hayat, Televole gibi şeylere bakarsak Feyyaz'ın bir mankenle birlikte olması, Nusret'in de evde oturup karalar bağlaması gerekiyor. Böyle olmayabileceğini, orta yaşta çok da güzel bir aşk yaşanabileceğini gösterdik. Ayrıca ben şahsen de inanıyorum bunun olabileceğine.
MÜZİK TUTKUSU - Müzikle de ilgilendiğinizi, Türkçe pop sevdiğini biliyoruz. Kimleri dinlersiniz? - Beş yıldır www.birzamanlar. net sitesinde eski Türk popu üzerine yazıyorum. Sezen aşkım özeldir. Ajda'yı ise hep dinledim ve ömür boyu dinlemeye devam edeceğim. - Son olarak sizde iz bırakan film, özellikle Türk filmi var mı diye soracağım. - Hepsini hatırlıyorum, hepsi iz bıraktı bende. Ben bir sinema manyağıyım, çok film var anabileceğim. - Peki oyuncu? - Küçükken Hülya Koçyiğit, büyüyünce Türkan Şoray oldu. -Bundan sonra televizyona çalışmayı düşünüyor musunuz? - Evet. - Kiminle çalışmak istersiniz? - Aslında çocukluktan kalma bir şey olarak Hülya Koçyiğit ile Türkan Şoray'ı aynı projede bir araya getirmek isterim. Daha çocuk yaşımda ikisini bir filmde gördüğümde aklım oynamıştı; "Genç Kızlar". Ama reytingi ne olur bilmem.
|
|
|
|
|
|
|
|
|