| |
Real Madrid ve Barselona
Başlık sizi yanıltmasın; konumuz İspanya liginin iki devi arasındaki çekişme değil... Bir generalin darbe tehdidi sayesinde kamuoyumuzun ilgi alanına giren İspanya'daki ayrılıkçı hareketlerden söz edeceğiz. İspanya'dan yola çıkıp, AB'nin "toprak bütünlüğü ve egemenlik hakları" üstündeki etkisini irdeleyeceğiz...
Tek Avrupa projesine kuşkuyla bakanların en önemli silahlarından biri şu: AB, devletleri önce parçalıyor, sonra kendi potasında eritmeye çalışıyor. Somut örnek olarak da AB'ye son katılan 10 üyeden 6'sının (Slovenya, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Estonya. Letonya ve Litvanya) 15 yıl önce Avrupa coğrafyasında esamilerinin okunmaması gösteriliyor. Ayrıca Yugoslavya'nın parçalanması ve şimdi her parçanın ayrı ayrı AB ile üyelik müzakerelerine başlaması da bir başka güçlü gerekçe oluşturuyor. O pencereden bakınca, Türkiye için de yığınla komplo teorisi üretmenin meşru mazereti yaratılmış oluyor. Ne var ki, 6 Ocak'ta İspanya'da bir generalin çıkışı bu ezberleri bozdu. Tam da Kral Juan Carlos'un komutanları kabul edip geleneksel "birlik" konuşmasını yapacağı gün, Kara Kuvvetleri'nin iki numaralı ismi, Sevilla'daki karargahın komutanı (bizdeki ordu komutanları benzeri) General Jose Mena Aguado, parlamentoda görüşülmekte olan Katalonya taleplerinin İspanya'nın birliği ve bütünlüğü için çok ciddi tehdit oluşturacağı uyarısında bulundu ve masaya yumruğunu vurdu: "Demokratik rejimde askerler siyasal yorumlar yapmaktan kaçınmalılar ama uyarmak da görevimiz. Katalonya projesinin geçmesi, orduda ciddi şoklara yol açar. Silahlı kuvvetler o bölgenin kaderine el koymak zorunda kalabilir." General Aguado uyarısına anayasanın 8'inci maddesini dayanak yaptı: "Silahlı kuvvetler İspanya'nın bağımsızlığını, egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve anayasal düzenini korumakla görevlidir." (Bizdeki Silahlı Kuvvetler İç Hizmet Yasası'nın 35'inci maddesindeki koruma-kollama görevinin benzeri.) Tabii kıyamet koptu. "Darbe tehdidi" çığlıkları yükseldi, "Ülkenin birliğini ve bütünlüğünü korumak askerin değil, parlamento ve hükümetin görevi" demeçleri verildi, Aguado'nun cezalandırılması istendi. Cezalandırıldı da: 8 gün evde gözaltı. Görevden de alınacak. 64 yaşındaki Aguado zaten Mart'ta emekliye ayrılıyor. (Bizde emekliliği gelmiş komutanların çıkışlarına ne kadar benziyor, değil mi?)
AB varken ayrılık niye? Peki, bunca kıyameti koparan Katalonya projesi ne? İspanya 17 özerk bölgeden oluşuyor. Her bölgenin kendi parlamentosu var. Dışişleri, savunma, adalet ve maliye dışında tüm yetkiler, bölgelere devredildi. Ancak merkezi Barselona olan Katalonya şimdi daha fazlasını istiyor: "Biz ayrı bir ulusuz. Yargımız ve maliyemiz ayrı olmalı. Bölgemizde vergiyi biz toplamalı ve harcamalıyız." Bu talepler parlamentoda görüşülüyor. Bölgede Katalonca'nın resmi dil ilan edildiğini ve İspanyolca konuşanların işlerinden olduğunu ekleyelim. Bir soru daha: Katalonya niye bu yetkileri istiyor? Yanıt: Çünkü, İspanya'nın en zengin bölgesi. Kendi kaynaklarının diğer bölgelerde kullanılmasına karşı çıkıyor. Bir anlamda "Herkes başının çaresine baksın" diyor. Tıpkı, İtalya'da Kuzey Ligi'nin, Almanya'da Bavyera eyaletinin savunduğu gibi. Yani, zengin bölgeler yoksulları sırtlarından atmak istiyorlar. Türkiye'deki tablonun tam tersi. Son soru: Uzmanların "Ayrı bir ulus kimliğinin tanınması, bağımsızlık talebini getirir" öngörüsü doğrulanıp, Barselona'nın Katalonya'sı işi Real Madrid'in İspanya'sından ayrılmaya kadar vardırırsa, bunun AB açısından etkisi ne olur? Yanıt: AB'den de ayrılmış olur! Yeniden girmesi için "tüm" üyelerin "oybirliği" ile onayı gerekir. Yani, AB komplo teorisinin aksine ayrılıkçılığı körüklemiyor; tam tersine ayrılıkçı hareketleri dışlıyor.
|