Mesele kapatılmıştı!
Günlerden 11 Kasım Cuma idi; bugünden sadece iki ay önceydi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Türkiye'nin, büyüğüyle küçüğüyle milletinin, medyasının pek umursamadığı o rutin "bütçe görüşmeleri" nde, bakanlığıyla ilgili oturumun sonunda, Tarım Bakanı Mehdi Eker müjde vermişti: "Bu Türkiye Cumhuriyeti'nin başarısıdır. Şahsımla doğrudan ilişkili bir şey değildir. Erken tedbir alınmıştır ve dünyada birçok ülkeye örnek teşkil edebilecek bir süratle MESELE KAPATILMIŞTIR. İnşallah başka bir şekilde bir vakayla karşılaşmayız."
Bakan'ın "Dumlupınar zaferi" gibi, "Manyas'ın düşman işgalinden kurtuluşu" gibi sunduğu "mesele", Kızıksa beldesindeki "kuş gribi" ydi. Görünen o ki, "21 günlük yasal karantina" dan sonra da "mesele kapatılmış"tı. Kızıksa'daki hastalık ilk olarak yetiştirici Mehmet Eksen'in hindilerinde çıkmıştı. Bakan ve Maliye Bakanı'nın oğlunun şirketi de dahil, bölgedeki "entegre tavukçuluk sektörü", o Eksen gibi "sağlıksız, saldım çayıra, Mevlam kayıra usulüyle" yetiştiricilik yapanları lanetlemişti. Bakan, sunuş konuşmasında şunları söyledi: 1. İlk defa bir hastalık vuku bulmadan önce, çıktığı bölgede, çıkabileceği bölgede 59 Eylül'de, Güney Marmara'da, kanatlı sektörünün entegre tesislerinin büyük kısmının bulunduğu yerde, Kuş Gölü de orada olduğu için tatbikat yaptık. 2. Kızıksa'dan ilk ihbarın alındığı 5 Ekim'de derhal sonuçları aldık ve 48 saat içinde virüsü izole ettik. 3. Yasal mevzuatta karantina 21 gündü. Süre sonunda resmi karantina kalktı. Diğer tedbirler Türkiye ölçeğinde sürüyor. 4. O bölgede 10 binin üzerinde kanatlı hayvan üreticilerine parası ödenmek suretiyle itlaf edilmiştir. İtlaf kararı alınmış olanların hepsine para ödendi. "Mesele" gayet açık, değil mi?
CHP Balıkesir Milletvekili (askerlik arkadaşım) Ali Kemal Deveciler ise diyordu ki: 1. Hindi üreticisi Mehmet Eksen 1875 hindiden bir kısmının ölmesi üzerine 20 Eylül'de, yani 5 Ekim'den 15 gün önce Manyas İlçe Tarım Müdürlüğü'ne başvuruyor. Hiçbir işlem yapılmıyor. 2. Sonradan alınan tedbir, belde girişine itfaiye koyup antiseptik su salmak ve beldeye giren araçları içinden geçirmek. Vatandaşa tedbir yok. 3. Üreticiye hindi başına 22, tavuk başına 2 milyon ödendi. 10 tavuğuna 20 milyon lira almak isteyen 6 kilometrelik yola gitti. 4. Tavukçular Birliği Başkanı itlaf için 100 milyar lira gönderdiklerini söyledi. "Mesele" biraz karışık, değil mi?
En sonunda Bakan tekrar kürsüye geliyor ve "mesele" yi kapatıyor: 1. Kuş gribi, yasalarımıza göre tazminatlı hastalık listesinde değildir. Yasal olarak tazminat ödemek zorunda değiliz. 2. Ama bir Bakanlar Kurulu kararı istihsal ederek, bu hastalıktan ölenlere ve itlaf edilen hayvan
lara ödeme yapılması kararı istihsal ettik. 3. (Dili sürçüp "ölenler" de dediği için düzeltiyor) İtlaf dışında ölen bütün hayvanlara tazminat mümkün değil. 4. Bu hastalık 3285 sayılı yasada yok. Ancak, hindi başına 22.5, tavuk, ördek, güvercin başına 5, kaz başına 20 ödendi. 10 bin hayvan için 100 milyar ödendi. 5. MESELE KAPATILMIŞTIR. "Mesele", fazla kapatılmış, değil mi?
Bakın, Bakan'ın "yalan" demeyelim de, "yanlış" söylediği daha o oturumda ortaya çıktı ve kendisi de sonunda "10 bin hayvana 100 milyar lira" nın kendileri tarafından değil, Tavukçular Birliği'nce ödendiğini kabul zorunda kaldı. Durmadan "Ödendi" dediği parayı, ticari çıkarlarına halel gelmemesi için üretici şirketler toparlamış ve Maliye Bakanı'nın oğlunun da içinde bulunduğu "ticari yararlar" 48 saat içinde kurtarılmış, elbet büyük bir tehlike de önlenmişti. Oysa; Doğu Anadolu ticari çıkar bölgesi değildi; hayvanlar daha çok geçimlikti, ağıllar, kümesler hanenin parçasıydı. Açlığa karşı tek sigortasıydı. Orası da "Göçmen kuş yolu" olduğu halde insanlara "itlaf ve tazminat" meselesi hiç duyurulmadı. Hoş, kimsenin de duyacak, güvenecek hali yoktu. Açlıktan ölmemek için "Kuş "u kafasına sıkacak haldeydi. Ne acı ki yoksulluğuna, geri kalmışlığına sahip çıkarak oyunu toparlayan iktidar temsilcileri tarafından bile "cahillikleri" aşağılanıyordu artık. Doğu'nun kaderine, ne yasa ne de tazminat yetişebilmişti! "Manyas Kuş Cenneti" ve "Doğu Anadolu Kuş Cehennemi" hepimizin ortak kaderiydi oysa!
|