|
|
|
|
|
Haydari yiyerek şarap içilmez
|
|
Tezcan Gürkan ile sohbete devam ediyoruz. Bana kızı ve oğluna ithaf ettiği kitaplarını gösteriyor. "Peki" diyorum, siz ilk ne zaman şarapla tanıştınız? Hatırlamıyor. Nasıl hatırlasın ki? Kendini bildi bileli bağlardaymış. "Şarap bir kültürdür" diyor. "Sofrası, içme adabı, kadehi vardır." Şöyle bir masaya göz atıyorum. Çeşit çeşit peynirler , biraz kraker biraz cips var. Şarap içerken ne yenir? Bir şarap masasında hangi yiyecekler olmalıdır? Sözü Suzan Gürkan alıyor. "Maalesef bizim kültürümüzde yemekler daha çok mezeye yöneliktir. Keskin tatlı mezelerimiz vardır örneğin. Bunların hiçbirisi şarapla olmaz. Şarap tadını bastırmayacağınız yemeklerle içilir." "Yani" diye atılıyor Tezcan Gürkan, "Bunu mutlaka yazın çünkü çok önemli. Haydari, yoğurtlu mezeler şarapla olmaz. Ekşiler de olmaz. Patlıcan biber kızartma yenmez." Gürkan ailesi "Olmazsa olmaz"ları işin kuralı bu diye söylemiyorlar aslında. Amaçları daha çok şarabı sevdirebilmek. Hal böyle olunca doğru yemeklerin seçilmesi çok önemli. Bir de bardak mevzuu var. Tezcan Gürkan Türkiye'de son günlerde moda olan büyük bardaklardan şikâyetçi. "Öylesine büyük bardaklar var ki piyasada, gereksiz. Yani onlarda başka şaraplar içmek lazım, ama o şaraplar da zaten Türkiye'de yok. Bir modadır gidiyor, görüntü belki etkileyici ama önemli olan şarabın tadını, keyfini alabilmek." Bulmuşum böyle bir aileyi bende soru biter mi? Bir şarabın iyi olduğunu nasıl anlarız? Örneğin fiyatıyla doğru orantılı mıdır? Tam değilmiş. Şarap için, diğer ürünlerde olduğu gibi, bir şişe için ne kadar fazla para öderseniz kalitesi o kadar iyi olurmuş ama en iyi kalite her zaman en iyi şarap anlamına gelmezmiş. Çünkü hem herkesin tadı kendisine özel hem de her şarap her tadım için uygun olmayabilirmiş.
|
|
|
|
|
|
|
|
|