|
|
|
|
|
Huzurlarınızda şarap gibi aile...
|
|
Ünlü şarapçı Tezcan Gürkan'ın hayatı üzüm ve bağ... O kadar ki, kızının adı Yapıncak, bir torunu Şiraz, diğer torunu Narince...
Şarap gibi aile
Karşınızda öylesine şarap düşkünü bir aile var kızlarının ismi bir üzüm çeşidi olan Yapıncak, büyük torun Narince, küçük torun ise Şiraz. Buyrun Gürkanlar'ın hikâyesine....
İki gün önce, cumartesi sabahı. Sabah saat 10.00. Göztepe'de bir evin kapısını çalıyorum. Bir taraftan da düşünüyorum. "Yılbaşı sabahı, hadi kendine iş çıkardım, milleti niye rahatsız ediyorsun?" Sahi ne işim var burada? Kapı o anda açılıyor, karşımda büyük bir ailenin gülümseyen yüzleri. "Hoş geldiniz" diyorlar. "Soframız hazır." Sofra deyince, o saatte, "Kahvaltı" diye düşündünüz tabii. Yanlış cevap. Bir yılbaşı sabahı erken saatte bir şarap sofrasına konuk oldum ben. Dünyanın en ilginç insanlarıyla 2 saat geçirdim. Peynir yedim, şarap tattım. 25 yıllık bir şarap ailesinin hikayelerini dinledim. Hayatımın en güzel yılbaşı sabahlarından biriydi. Peki neydi onları çekici kılan, bir yılbaşı evlerinin kapısını çalmaya beni zorlayan... Baba Tezcan Gürkan. Kendini bildi bileli şarapçılık işiyle uğraşıyor. Mürefte'de bağları var. Aynı zamanda müthiş bir burun. Şarap eğitimi bir yana bu işte yetenek çok önemli. Tezcan Gürkan iyi bir degüstatör aynı zamanda Türkiye Şarap Dostları Derneği kurucusu. 1960'yıllarda başladığı şarapçılığa bir dönem ara vermiş ve Tekel Enstitüler Müdürlüğü'nde laboratuar şefi olarak çalışmış. "Bu işe bulaşan bir daha ayrılamaz" diyor gülerek. Öyle de olmuş zaten. 1980 yılında Tekirdağ'ın Şarköy ilçesine bağlı Mürefte beldesinden dökme şarap pazarlamaya başlamış. Başlayış o başlayış. Uzun yıllar Kavaklıdere firmasıyla çalıştıktan sonra 2005 yılının başında şişeli üretime geçmiş. Büyük kızının ismi bir üzüm çeşidi olan Yapıncak. Bir torunun ismi Narince, diğer torunu ise Şiraz. Yanlış okumadınız, onlar öylesine şarapla yatıp kalkan bir aile ki üyelerin çoğunun ismi üzüm çeşitlerinden.
TUTTURDU 'YAPINCAK' DİYE Üstelik Tezcan Gürkan'ın kızı Yapıncak Erman MEY İçki Grubu'nun rakı, cin ve votka pazarlama müdürü. İyi mi? Gürkan ailesiyle hem sohbet ediyoruz hem de şarap içiyoruz. Oğlu Doruk Gürkan'a takılıyorum. İyi ki size de "öküzgözü" ismi falan koymadılar. Hep beraber gülüyoruz. "İyi yırtmışım, annem sağ olsun" diyor. Anne Suzan Gürkan eşiyle Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde okurken tanışmış. Suzan Gürkan bir böcek uzmanı. "Bir gün sınıfta hoca yoklama alırken Tezcan Gürkan diye bir isim söyledi. Bütün öğrenciler bir ağızdan 'terk-i tahsil etti' diye cevap verdiler. Eşimin adını ilk o zaman duydum. Meğer babasının rahatsızlığı yüzünden bir süre okumaya ara vermek zorunda kalmış." Tezcan ve Suzan Gürkan çifti bir süre sonra evlenmişler. Suzan Hanım ilk çocuğuna hamile kalınca isim konusunda büyük tartışma çıkmış. "'Yapıncak koyacağız' diye tutturdu. Zaten o zamana kadar şarapla pek ilgim yok. Flört ettiğimiz dönemde herkes muhallebiciye gider biz şarküteriye giderdik. Benim kocam öylesine şarap düşkünüdür. Neyse, hamileliğimin son ayına kadar mücadele ettim ama olmadı. Sonra bir pazarlık yaptık. 'İlkine Yapıncak deriz ama bir daha çocuğumuz olursa ismini ben koyarım' dedim." Pazarlıkta anlaşılınca ilk çocuğun ismi Yapıncak olmuş. Peki ya Yapıncak Hanım memnun mu bu işten? "Hep farklı olduğumu biliyordum. Bu da iyi hissetmemi sağlıyordu. Sonra komik olaylar yaşamaya başladım. Örneğin telefonda ismimi anlamayanları anlatayım yoksa 'Yapılacak Hanım' diye seslenenleri mi? Yine de ismimi çok severim." Yapıncak Erman iki çocuk annesi. Baba mesleğini devam ettirmeyi hiç düşünmemiş. Daha çok işletme, satış ve pazarlama dalı ilgisini çekmiş. Çeşitli firmalardailgili pozisyonlarda çalıştıktan sonra birden kendini MEY içki firmasının satış ve pazarlama müdürü olarak bulmuş. "Hani kan çekiyor derler ya doğruymuş" diyor gülerek. Her ne kadar benim şarapçılıkla pek ilgim yok dese de büyük kızının ismini narince koyması onun da sıkı bir şarap dostu olduğunun büyük göstergesi. Peki ya ikincisi? Onun ismi ne? "Ben bir ara Salkım diye düşündüm. Ama eşimin ısrarıyla kızımın ismini Ilgın koyduk. Şarapçılıkta eğitim önemli ama yetenek ön planda. Örneğin ne ben, ne de kardeşimin koku alma konusunda yeteneğimiz yok. Yani iyiyiz ama öyle fark edilir cinsten değil. Ama büyük kızım Narince dedesine çekmiş. Anında kokuları ayırt eder. Peyniri çeşitlerine göre ayırır. Daha küçükken bir sabah uykudan uyandı ve şöyle bir havayı koklayarak 'Kabak tatlısı mı yaptınız?' diye sordu. İnanamadım. Çünkü kabak tatlısı mutfakta ve üstü kapalıydı." Tezcan ve Suzan Gürkan çiftinin ikinci çocuklarının ismi Doruk. Doruk Gürkan Robert Kolej'de İngilizce öğretmenliği yaparken bir gün kendini babasının şarap firmasının başında bulmuş. Yani o da kan çektiği için dönenlerden. Bakmayın öyle dediklerine hepsi şarap fanatiği, o ayrı. Doruk ve Begüm Gürkan çiftinin 11.5 aylık kızlarının ismi de bir üzüm cinsi, Şiraz. Doruk Gürkan "Biz bağlarda büyüdük" diyor ve başlıyor çocukluğunu anlatmaya:
BAĞLARDA BÜYÜDÜK "Küçüklüğümüzden beri şarap işinin içindeydik. Annem, babam ablam ve ben hep birlikte çalışırdık. Örneğin promosyon olarak sattığımız mini şarap şişelerinin üzerindeki etiketleri annem çizmişti. Mutfakta şarapları şişelere doldurur, etiketler, paket ederdik. Ortalık cümbüş yerine dönerdi. Yaz tatillerinde ağustos ayında asla keyif yapamadık. Ailecek bağlarda çalışırdık." Bugün ise Tezcan Gürkan Ganos ismini verdikleri şarapların üretimi ve şişelenmesiyle uğraşıyor, oğlu Doruk ise pazarlama ve satışıyla. Peki ama niye Ganos? Firma ismini anforaları ve şaraplarıyla ünlü Ganos Köyü'nden almış. Şimdiki adıyla Gaziköy. Bölgedeki bağ üzümlerinin tadını Ganos Dağları'na borçlu olduğu söylenirmiş. Dayanamayıp soruyorum. "Bunca yıl büyük miktarda şarap ürettiniz, dökme şarap olarak pazarladınız, hatta bildiğim kadarıyla Kavaklıdere firmasıyla 8 yıl çalıştınız peki niye şişe şarapçılığına geçtiniz?" Tezcan Gürkan gülümsüyor. "Aslında biraz hayal biraz mecburiyet. Hayal çünkü küçüklüğümden beri kendime ait bir şarap firmam, markam olsun isterdim. Mecburiyet diyorum çünkü yeni yasayla birlikte artık toptan şarap satabilmek bir hayal. Ticaretin ruhuna aykırı bir uygulamayla karşı karşıyayız. Bize diyorlar ki 'Sen şarabı üretmeden önce pazarlığını yap ve nereye satacağının sözleşmesini imzala, ondan sonra şarabını üret.' Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yoktur. Türkiye'de hangi firma toptan alacağı şarabın miktarını iki yıl önceden belirleyebilir ki?"
SARHOŞ KURBAĞALAR Onlar Mürefte'deki bağlarından şarap üreten bir aile. "Bizim oralarda kurbağalar bile sarhoş gezer" diyorlar. (Şaka değil. Mürefte'de eskiden kanalizasyon yokmuş. Şaraphaneleri köyün her tarafına yaygın bir şekilde konumlanmış. Kanalizasyon olmadığı için yıkanan fıçıların suları sokaklara akarmış. Biriken suların içindeki kurbağalar da bunları içer, sonra başlarmış bağırmaya. Devamlı viyaklayan kurbağalar bir süre sonra şarapsız yapamaz olmuşlar.) Onlar gönüllerini şaraba vermiş, çocuklarını üzüm isimleri koymuşlar. Onlar Gürkan ailesi, Ganos Dağları'nın ismini taşıyan şaraplar üretiyorlar. Rakı ve bira meraklısı Türk halkına şarabı da sevdirmeye çalışıyorlar.
balcicek@sabah.com.tr
|
|
|
|
|
|
|
|
|